Ülkedeki kutupların ortak kesişim alanı: Kıyıcılık
Az öfkelenip çokça düşünüp eyleme geçmeden evvel her şeyi ayrıntılı biçimde sorgulamak zorundayız. Dünya artık eski dünya değil. Taş atanın attığı taş kısa zamandan geri dönüp taşı atanın başını yarıyor... Kıyıcılık, kırsal geleneğin bizlerde bıraktığı en belirgin izlerden biri. Komitacılıkla özleş kullanılan bir kavram olsa da, sert Anadolu coğrafyasının bizlere epigenetik mirası. Kürtler ve Lazlar kıyıcıdır. Ülkücüler de öyle... Öfkeyi kısa zamanda realize etmeyi amaçlayan, sorgulama yetisini devre dışı bırakan tehlikeli ve ilkel tarafımız. Meseleye sınıfsal açıdan baktığımda bu "tehlikeli ve ilkel" yönümüzün, tıpkı kuklanın ipleri gibi, birilerinin elinde olduğunu görüyorum. Üzücü. Geniş halk kitlelerini yoksulluğa hapsedenler, halkta biriken kin ve öfkeyi kurdukları oyunlarla birbirlerine ve hatta kendilerine karşı kullanmalarına sebep oluyorlar. ÖYLE BİR ÇAĞA GELDİK Kİ, dünyanın herhangi bir yerinde bilgisayar başındaki yeni yetme bir genç bile insanları boğaz boğaza getirecek bir gücü elinde tutabiliyor.