Kayıtlar

Ocak, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Siber çetelerinin hedefindeki çocuklar

Resim
via alismetamorphosis.blogspot Ebeveyn kontrolünün zayıf olduğu ortamlarda çocukları hedef alan siber çetelerin varlığından uzun zamandan beri haberdarım. Aile koruması olmayan internette saatlerce vakit geçiren ergen yaştaki çocukları "ödül/suça ortak etme/tehdit/şantaj" ağına dahil ediyorlar.  Oğlumun benimle iletişimini bloke etmesi konusunda birileri tarafından yönlendirildiğinden zerrece kuşkum yok Yerellerdeki adi çetelerle iç içe geçmiş ulus-aşırı siber çetelerin Emniyet ve Yargıdaki gücü ürkütücü boyutta; bunları çocuk şubede bile görüyoruz. Kurumlardaki uzantılarıyla mahkeme kararlarına, savcılık soruşturmalarına yön veriyorlar. Çocukları "işlevsel" hale getirerek birçok suça dahil ediyorlar. Devlet kurumlarında etkin bir güce ulaştıkları için yıllardır sesimi gerekli yerlere duyuramıyorum.  Çocuklar "meydan okuma/challenge" liste görevleriyle organize suç yapılanmaları tarafından sistematik olarak istismar ediliyor İnternet tuzağına çekilen çocuk...

Dünden Bugüne Derin Devlet: Asit Kuyularından Dijital kerhaneciliğe

Resim
"Devlette devamlılık esastır" sözünün Türkiye'deki manasını en iyi biz Kürt'ler biliriz. Türkiye Cumhuriyeti'nde insan gibi yaşamak için vatandaşlık bağı yetmiyor. Tek tipleştirmedeki ısrar, farklı mekanizmalarla sürüyor. Fikri hür, irfanı ve vicdanı hür insanlara tahammül edilmiyor. Üniter devlet yapısı, üçüncü dünya ülkesi sıfatından kurtulamadığından, sırtını dayadığı paramiliter güçlerle yoluna devam ediyor. Bu yapı zaman içerisinde şekil de değiştirse, özündeki insanlığa düşman mantalitesi hiç sarsılmadan devam ediyor. "Öteki" olana, "aykırı" olarak kodlanana yönelik yasa, ahlak ve insanlık dışı yaptırımlarla varlığını sürdürüyor. Biz Kürt'ler ve Alevi'ler, iktidar değişse de onlarca yıldır temel hak ve hürriyetlerimize kastedenlerin değişmediğini görüyoruz.  Köyleri Yakan  zihniyetin, mega kentin havuzlu sitelerinde fişledikleri Alevi Kürtleri, yalnız gördükleri anda Emniyet Teşkilatındaki güçlerini de kullanarak itibarsızlaştırma...

"İddia sahibi iddiasını ispat etmekle yükümlüdür"

Resim
Basında H.K.G. Davası olarak bilinen nitelikli çocuk istismarı davasında Kartal Adliyesine gelen bir grup ellerinde pankartlarla protesto eylemi düzenledi. Pankartları tek tek okudum. Özenle hazırlanmışlar. Ancak yine de t am olarak neyi desteklediklerini, neyi savunduklarını bu pankartlardan anlamakta zorlanıyorum.  Pankartlardan birinde "İddia sahibi iddiasını ispat etmekle yükümlüdür" yazıyor. Meselenin en uç ve en iğrenç iddiası; altı yaşındayken bir kız çocuğunun yetişkin bir adamla dini nikahının kıyılması. Basına yansıdığı kadarıyla bunu iddia olmaktan çıkaran, sanığın kendi beyanlarını içeren kanıt niteliğinde belgeler var. Bu belgelere ilişkin olarak sanıklardan veya destekçilerinden herhangi bir itirazın geldiğini duymadık. Ayrıca iddia olmaktan çıkan ve yargı karıyla sabit görülen bir istismar süreci zaten var. Aile tarafından çocuğun temel eğitim hakkı gasp edilmiş.  B u topluluk burada tam olarak neyi savunuyor?   Yasalarda çerçevesi çizilmiş ebevenlik s...

Düşmanlık edenin en namerdine denk geldik

Kurumsal gücü ve internet teknolojisini yasa ve ahlak dışı düzeneklerde kullanan gerici zihniyetle savaşamazsınız. Attığınız her adımı, kaleme aldığınız cümleyi, sarf ettiğiniz herhangi bir kelimeyi kirli zihin haritalarının çağrıştırdığı uygunsuz işlerle yorumlayan bir güçle muhatap bile olmamalısınız. Ama mecbur. İnsan düşmanını seçemiyor. Irk ve mezhep faşizmi bize bunlarla mücadele etmeyi dayatıyor.

İstişare

Resim
 

Alter Ego: Tayyar

Resim
Adana'da doğdu, çocukluğu İstanbul'da geçti, Ankara'da yüksek öğrenim gördü. Adı Tayyar. Yarışmacı arkadaşlara başarılar diler...

Seçimlerde oy vermekten ve kullandığımız oylardan dolayı mesul olur muyuz?

Resim
Benim bir yurttaş olarak bu soruya vereceğim yanıtım kocaman bir EVET olacaktır. Zira temsili demokrasilerde, yönetenlerin kamu yararına aykırı politikaları oy verenlerin de sorumluluğundadır. Salt kendi çıkarlarını gözeten seçmen davranışı, neticede tüm ülkeyi uçuruma sürükleyen politikalara şapka çıkarmak anlamını da taşıyabilir. Ukrayna örneğine bir bakalım. Zelenski'ye oy verenler, Zelenski'nin  hatalı politikalarından ve ülkenin bugün geldiği halden sorumludur. Ukrayna'daki seçimlerde sandığa gitme zahmetinde bulunmayanlar da ülkeyi yönetenlerle eşit derecede sorumluluk taşır. Türk yasalarına göre vatandaşın seçme hakkını kullanması zorunludur.  Uygulamada  pek karşılaşmasak da oy kullanma yeterliliği bulunduğu halde mazeretsiz oy vermemenin para cezası vardır.  Seçimlerde sandığa gitmenin vatandaşa düşen bir yükümlülük olması, yerinde bir uygulamadır.   Bu durumun - benim nazarımda - tek istisnası biz Alevi Kürt seçmenler olmalıdır. Zira Sünni  Tür...

İleri teknolojiyi tekellerine alarak itibarsızlaştırmanın piyasasını kurmuşlar

Resim
via alismetamorphosis.blogspot Deepfake ve Yapay Zekanın Karanlık Yüzü Profesyonel telefon ve internet sahtekarlıklarıyla k işisel bilgileri kullanarak deepfake görüntülü ya da sesli iletişime geçen, içerik üreten, paylaşımlar yapan troll yapılanmalarıyla kişisel olarak baş etmek imkansız. O yüzden lütfen trollenmeyin. Zira bu mesele şaka kaldırmayacak kadar ciddi yerlere gidiyor.   Birbirinden çok f arklı sosyal ve siyasi ç evrelerde karşıma çıkan, hiç alışkın olmadığım ve birbirinin neredeyse aynı hal ve tavırları belli bir süreden sonra  kayıt altına almaya başladım .  K işi, yer/mekan, olay, tarih ve bağlantılar, yıllar içerisinde kurumsal arka planı olan bir networkün şemasını ortaya çıkardı.  ODTÜ mezunu bir sosyolog olarak   sadece evladım veya haklı davam için değil, tuzağa düşürülerek  kumanda edilen, siber zorbalıklara maruz kalan bütün çocuklar için  çaba sarf ediyorum. Karşılığında ise kurumsallaşmış sığ bir zihniyetin bitmek bilmeyen ...

"Tuhaf" derken şahsiyet sahibi olmayan gavatımtırak erkeklerden bahsediyor

Resim

Kişileri hedef alanların çürümüş mevcut sistemle sorunları yoktur

Dijital manipulasyonla siyaseti, yargıyı, medyayı kumanda edenler kimdir? [Ekte sunduğum videoyu iyi izleyin] Taraflara eşit miktarda hileyi pay eden güç odakları neyi amaçlıyor? Vesayetçilerin bayrağını devralan muhafazakâr iktidar, koltuğu kolay kolay bırakmayacaktır. Tıpkı apoletli statükocuların direndiği gibi direnecektir. Ve elbette bunu steril araçlarla yapmayacaktır. Tıpkı hasımlarının yaptığı gibi.  Bknz - " Kadrolu kurgu masalarıyla itibarsızlaştırmanın pazarını kuranlar ".  Devlette güç kapma savaşında her iki kanadın eşitsizlikler üzerine inşa edilen mevcut sistemle özde bir sorunları yok Bizler kitlelere zarar veren güç savaşlarının kısır döngüsünü kırabilecek bir üçüncü yolun olması gerektiğine inananlardanız. Çünkü tarihte defalarca kanıtlandığı üzere, fillerin tepinmesinden mutlak biçimde çimenler zarar görür. Geniş halk kitleleri ezilen çimenlerden farksız hayatlar yaşar. İnsanların zaaflarını çok iyi okuyan odakların kumanda ettiği dijital hilelere tama...

Bizim sırtımız yere gelmez Albayım...

Resim
Orman kanunlarının hakim olduğu bir "demokrasi" çatısı altında yaşıyoruz. 

Dâbbetü'l-arz - En büyük fitnecilerin zuhuru

Resim
Ahir zamanda arz edilen bu dabbe insanlara konuşacaktır. Buradan hareketle dabbenin radyo, televizyon ve internet olabileceğini söyleyenler vardır. Zira, bunlar yerden çıkan hammaddelerle yapılır ve insanlarla konuşurlar. Toplumsal yaşamın kurallarını belirleyen ve binlerce yıllık insanlık tarihinde vücut bulan helal-haram ölçülerine uyan insanlar bu aletlerden olması gerektiği biçimlerde yararlanırlar. Böyle ölçülerden mahrum olanlar ise, daha çok zarar görürler. çünkü bu aletler şerde ve günahta da kullanılabilmektedir ve hatta bu tarz kullanımları daha yaygındır. Hz. Ali Neml Suresi 82. ayette geçen dabbeden söz ederken şöyle der: ”O kuyruğu olan bir dabbe değil, sakalı olan bir dabbedir". Sebe' Suresi 14. ayette, Hz. Süleyman’la ilgili bir olay anlatılırken, adı geçen dabbetül arzın bir kurtçuk olduğu tartışma götürmeyecek biçimde açıktır.  Dinsel birçok inanışın kader anlayışında insanların, "cüz’i iradeleriyle" yaptıkları tercihlerinden sorumlu oldukları kabu...

"Kuran yakma eylemini şiddetle kınıyoruz"

Resim
Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz: "Neo faşistler dünyanın her yerinde halklar arasına dinamit koyanlardır. Sıkı Yön Partisi lideri de aynı kulvardan koşuyor. İsveç’te Kuran-ı Kerim’i yakararak provokasyon yapanlar göçmen düşmanlığından besleniyor. Şiddetle kınıyoruz. İnadına 'Yaşasın Halkların Kardeşliği' diyoruz."

Zengini zenginleştiren finans kapitalin vergi cenneti GYO'lar

Resim
Vergi gelir yükünü emekçilerin sırtına yükleyen sömürü düzeninde kazançtan kazanç elde eden zengini daha da zengin eden finansal sömürü araçları çeşitlendiriliyor. Emekçiler kira yükü altında ezilirken, GYO’lar ve Gayrimenkul Yatırım Fonları sayesinde zenginler kira gelirinden 1 kuruş vergi ödemiyor. Kapitalist sistemde tüm finansal araçların aslında zengini daha zengin etmek, geniş halk kesimlerinin birikimlerini büyük finans çevrelerine aktarmak olduğunun bir örneği daha Gayrimenkul Yatırım Fonları ve GYO’lar. Giderek pahalanan konutlar belli ellerde toplanıyor. Gelir dağılımı hızla bozulmaya devam ediyor. TÜİK tarafından açıklanan 2020 gelir dağılımı verileri oldukça çarpıcı. En düşük gelire sahip yüzde 5’in toplam harcanabilir gelirden aldığı pay yüzde 0,7 (binde 7) iken en yüksek gelire sahip yüzde 5’in aldığı pay yüzde 21,4. 10 yıl önce bu oranlar sırası ile yüzde 1 ve yüzde 19,3 olmuş. 1980 sonrası uygulanan ve AKP’nin de takipçisi olduğu ekonomik politikalar genel olarak zaten ...

Kapatma, 'evcilleştirme' amacına hizmet eder.

Resim
"Matruşkalar misali, hapishaneler içinde hapishane…  Kapatma, 'evcilleştirme' amacına hizmet eder. İnsan denen canlı, ürünlerinden ve gücünden yararlanmak istediği hayvanları 'kapatarak' evcilleştirmiş ve kendi hizmetine koşmuştur. Erkek de eve kapatarak 'evcilleştirdiği' kadının ekmeğini ve bedenini sömürü alanına çevirmiş, kişilik haklarını elinden almıştır. Cins bilincine varan, haklarının ve özgürlük taleplerinin peşinden koşan, ev hapishanesinden kurtulan kadınları kamusal alanlarda erkek egemen sistemin hapishaneleri bekliyor. Siyasi kadın mahpuslar, ev hapishanesinden sonra bir de sistemin hapishanesine karşı özgür yaşam mücadelesi veriyor." [ Gülten Kışanak / Duvar ] Görsel - Afganistan/Taliban kadınları 

Schrödinger's Ela

Resim
Elainstein wrote in a letter to Schrödinger : "You are the only contemporary physicist, besides Laue, who sees that one cannot get around the assumption of reality, if only one is honest. Most of them simply do not see what sort of risky game they are playing with reality— reality as something independent of what is experimentally established . Their interpretation is, however, refuted most elegantly by your system of radioactive atom + amplifier + charge of gun powder + Ela in a box, in which the psi-function of the system contains both the Ela alive and blown to bits. Nobody really doubts that the presence or absence of the Ela is something independent of the act of observation ."  

Ülkenin yüz akı Nesin Vakfına yönelik kurumsal baskılardan ne anlamalıyız?

Resim
Yazar Aziz Nesin tarafından kurulan ve bu yıl 50’nci yılını kutlamaya hazırlanan Nesin Vakfı’na yönelik baskılar sürüyor. BirGün'den İsmail Arı'nın haberine göre, İzmir’in Tire ilçesindeki 60 dönümlük zeytinliği kundaklanan, İstanbul Çatalca’da da İsmailağa Cemaati’nin hedef aldığı Nesin Vakfı’nın yaklaşık 2 milyon TL’sine el konularak Hazine’ye aktarıldı. Nesin Vakfı yöneticisi Süleyman Cihangiroğlu : “Vakfımızın Çatalca’daki merkezinin yanındaki arazide de hâlâ şerh var. Bu arazi bizlere Aziz Nesin’in vasiyetiydi. Arazi satılacağı zaman, arazinin sahibi beyefendi, Nesin Vakfı’nın yarattığı güven ve prestij nedeniyle bize çok daha ucuza vermişti. Araziyi alırken ‘Yardım kampanyası düzenlediniz ve para toplayıp bu araziyi aldınız. Dolayısıyla bu araziyi istiyoruz’ diyorlar. Bu süreçte projelerimizin çoğunu askıya aldık. Uzun süredir baskı altındayız. Yeri geldi çalışanlarımızın maaşlarını erteledik. ‘Bu ay maaşlarınızı gecikmeli vereceğiz’ dedik.” Cihangiroğlu daha önce yaptığı...

Hurri Kürtler ve Pisagor'dan Bu Yana Müzik Üzerine Bir Sohbet

Resim

Türk lokumu denilince aklıma o vahim olay geliyor

Resim
Kaç yıl geçti hala aklımda... 2002 yazında İngiltere'ye giderken yanımda ne götürsem diye düşünürken lokumun iyi fikir olduğuna karar vermiştim. Makbule geçsin diye Kadıköy'deki tarihi Osmanlı lokumcularından birinden 4-5 kutu aldırmıştım. Londra'da lokumları kime verdiysem bir sonraki görüşümde hemen hepsinin suratı bi tuhaf hal almıştı; kardeşimin Golders Green'deki ev sahibi yaşlı Mr. Johnson, kurstaki arkadaşlar, abimler... Sınıftan erken çıkmam gerektiği için bir kutu lokumu arkadaşlara bırakıp öyle çıkmıştım. Meseleyi doğal olarak anlamamıştım. Onlar da nezaketlerinden bir şey söylememişler.  Ama abimlere verdiğim o son kutu meselenin ne olduğunu ele vermişti. Meğer lokumlar iki günde kurtlanmış. Üzerlerindeki hindistan cevizleri beyaz kurtçuklara dönüşmüş.  Osmanlı minyatür resimli afilli Turkish Delight kutularından etrafa kurtçuklar saçılmış. Hayat tarihçemde yerin en dibine girdiğim olaydır. Üstelik kurstaki sınıf Birleşmiş Milletler masası gibiydi; Çin'de...

"Bi Değişik Yaşayan Büyük Ustalar" köşesinde bugün...

Resim
 Michelangelo köpek derisinden ayakkabılarını uyurken bile ayağından çıkarmazdı. Yemek yemeyi zaman kaybı olarak görür, karnını kuru ekmekle doyururdu. Dönemin modalarından biri olan banyo etmeme alışkanlığı Michelangelo'da da vardı. Etrafa yaydığı ağır koku stajyerlerini çok rahatsız ediyordu. Michelangelo eşi benzeri olmayan sanat eserlerini meydana getirirken öte dünya ile bu dünya arasındaki eşiğin hemen öte tarafında yaşıyor gibiydi. 

Diplomatik krize yol açan tipe bak

Resim
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar:  "Bu geldiğimiz noktada İsveç Savunma Bakanı Pal Jonson’un Türkiye’ye 27 Ocak’ta yapacağı ziyaretin önemi de anlamı da kalmadı. Bu nedenle ziyareti iptal ettik" Kuran-ı Kerim yakmayı meslek edinmiş aşırı sağcı siyasetçi ve avukat Rasmus Paludan ’ın suç dosyası kabarık...

Avrupa'nın göbeğinde Kuran yakmak nedir....

Resim
Haçlı zihniyetindeki ırkçılar ile dünyayı Müslümanlar ve cehenneme gidecek olan Diğerleri (kafirler) olarak ikiye ayıran İslamcılar arasında sıkıştık kaldık. Bi salın bizi artık... HABER: İsveç, ırkçı siyasetçi Rasmus Paludan'ın Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmasına izin verdi. Görsel: Katar'daki dünya kupasına haçlı kıyafetleriyle gelen izleyiciler...  

Ermiş Dedeler ziyaretime gelmiş...

Resim
1. Dede - Ne düşünüyorsun, savaşa devam mı? - Başka seçenek bırakmadılar dede. 2. Dede - Ee torun, dünya hayatı böyle işte, fcuk them up. - Az kaldı dede, az kaldı... 3. Dede - Pişman olacaklar - Olsunlar.

Nefret etmeye değer kimse yok...

Resim
ama sevmeye değer çok şey var... Not: Tanıdığım ya da hiç tanımadığım kişilerle şahsi bir meselem yok, ancak ÇOLUK ÇOCUĞUMUZUN GÜVENLİĞİ İÇİN bizlere yönelik saldırıları düzenleyen KUMANDA MASALARININ ifşa edilmesi gerekiyor. Ben bunun için savaşıyorum. Tanıdığım üç-beş kişinin kurumsal arka planı olan organize suç bataklığından öyle ya da böyle nemalanıyor olması ancak onlar adına utanç duyacağım bir şeydir. Gerisi yargıyı ilgilendirir. Şahsi çıkarlarını her şeyin üstünde tutan insanlar olarak yollarına devam etmeleri kendi bilecekleri iştir.

Yoksulluk kimilerinin hayatında bir kimlik gibi yapışıp kalır

Resim
Yoksullukla sonradan tanışanlarla karşılaştırıldığında yoksulluğun içinden gelen insanlar ekonomik buhranlar karşısında daha esnektirler. Ben emekçilerin yaşadığı yoksul bir mahallede büyüdüm. 23 Nisan gösterilerinde çocukların hazırladıkları parodilere bile yoksulluk damgasını vururdu. "Beklerim yolunu ömür boyunca senede bir gün" şarkısı et yemekleri için söylenen bir şarkıya dönüşürdü. İşçi mahallelerinde büyüyenler bilirler. 

Seçim sath-ı maili

Resim
Arınç : Bizim dava arkadaşlığımızı, başkalarının mafya liderleriyle bir aradaki fotoğraflarıyla değerlendirmeyin   -Aranızdaki buzlar eridi mi? Helallik istemiştiniz çünkü sonra bir görüşmeniz oldu mu? "Ben 1978'den beri Tayyip Bey'in gerçek dava arkadaşıyım. Aynı ideal için birlikte omuz omuza çalıştık. Allah rızası için siyaset yaptık. Milletimizin önünü, bahtını açmak için gayret ettik. Bizim dava arkadaşlığımızda hep güzel şeyler vardır. Evet, beni çok kıran, üzen bir konuşma yaptı. Ama biz birbirimizi her zaman bağışlayabiliriz. Bunun yolunu, yöntemini bilen insanlarız. Bizim dava arkadaşlığımızı, başkalarının mafya liderleriyle veya suç örgütü liderleriyle bir aradaki fotoğraflarına bakarak değerlendirmeyin. Dava dediğimiz şeyin aslını, biz kardeşler olarak bugüne kadar bilerek ve isteyerek uyguladık." [ AKP Üyesi Bülent Arınç ile söyleşi ]

The smartest and the only cute capitalist on the earth

Resim
 

Antropoza giren erkekler gaz odalarında yakılmalı

Resim
 Hoca hoca o güvendiğin "özgüvenin" 3-5 yıla kalmaz viagra viagra diye ağlamaya başlar...

Günümüz uluslararası görüşmelerde ilk defa "Ahidname" tabirini duyuyorum

Resim
Bugün Amerikalı mevkidaşı Blinken'la önemli bir görüşme yapan Bakan Çavuşoğlu görüşmede İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği sürecini de ele aldıklarını ifade ederek; "Biz Türkiye olarak bugüne kadar atılan adımları olumlu karşıladık. İsveç şu an için yolun başında bulunuyor. Biz NATO üyeliği için üçlü bir ahidname imzaladık burada hangi adımların atılacağı belli." dedi. [ Milliyet]

Herkesin temel ihtiyaçlarının karşılandığı refah toplumunu inşa etmek mümkün

Resim
" İktisat biliminin temel varsayımı olarak bilinir ya: Sınırsız ihtiyaçlar, sınırlı kaynaklar. Bunun bir ölçüde doğru olduğunu kabul etsek bile insanların gayet sınırlı olan çok temel ihtiyaçları var. Barınma, -sadece beslenme değil- sağlıklı beslenme, giyinme, nitelikli bir eğitim, nitelikli bir sağlık hizmeti, insanca yaşayacak emeklilik koşulları… Bakın bu temel ihtiyaçlar sınırlı. Bu argümanın karşısında bir insanın 100 tane Ferrari isteyebileceğini varsayarak iktisat bilimi kurmanıza gerek yok. Ve bu sınırlı ihtiyaçlar bu teknolojik olanaklarla, bu bilgi birikimiyle çok rahat bir şekilde üretilebilir, karşılanabilir ve bu anlamda refah içerisinde bir toplum mümkün. Kâr için değil emekçi halkın, insanların çoğunluğunun çıkarı için. Çünkü kâr için işleyen bir toplumda tüm bu olanaklar sermaye birikimi için, servet birikimi için kullanılır. Bu kapitalist ilişki biçiminin değişiminin değiştirilmesi lazım. Bu değiştirildiğinde refah içerisinde bir yaşam, insanların temel ihtiyaçla...

Diyarbakır fırın işçilerinin emek mücadelesini kutluyorum

Resim
Dünyanın bütün emekçi Kürtleri, birleşin! Bugün Diyarbakır'da kölelik koşullarına isyan eden fırın işçileri iş bıraktı. Tatili olmayan, günde 13, 14 saat çalıştırılıp asgari ücretin dahi altında ücrete denk gelen yevmiye dayatılan işçilerin yanındayız. Bijî yekitîya karkeran! #Amed