Gençlerin zaaflarını en iyi bilenler kendi taşeron örgütlerini ve irili ufaklı imparatorluklarını kurdular
Siyasi ikballeri uğruna sapkın tarikatlerden, mafya yapılanmalarından medet umanlar bugün karşımıza geçmiş bizlere devletin bekasından bahsediyorlar.
Devletin mekanizmaları çocuklara ve gençlere sınıfsal, etnik ya da inanç farkı gözetmeksizin eşit derecede ihtimam göstermiyorsa, orada parlak bir gelecek beklemeyin. Günü kurtarmak adına "öteki"nin evini yakanlardan kimseye hayır gelmez.! Günü kim kurtarırsa kurtarsın her daim yanacak "öteki evler" vardır.
- İki dil bilen, iyi yetişmiş, eğitimli, varlıklı ailelere sahip gençler… Peki niçin Adnan Hoca gibi birinin kölesi olmayı seçiyorlardı?
Sadettin Tantan: "Asıl araştırılması gereken bu. Vaktimiz olmadı. Mesela Hizbullah terör örgütü insanları evlerin bahçesine gömdüğünde, o konudaki tüm yetkin insanları toplayarak araştırma başlatmıştık. Bu insanlar nasıl oluyor da amcasını, dayısını, babasını yargılıyor, bilgisayar ortamında arşivliyor ve gömüyordu? Bunu yapmıştık. Bizim vaktimiz olmadı ama şimdi Adnan Hoca konusunda da aynı çalışmayı yapmak gerekiyor. Bu insanlar neye kanıyor? Acaba geçmişten kaynaklanan muhafazakâr bir yapıdan dolayı bir takım zafiyetlerini Adnan Hoca’nın sunduğu yakışıklı erkekler ve güzel kızlarda mı kullanıyorlar? Bu şekilde insanların kaydedilmesi, arşivlenmesi sayesinde büyüyen bir şantaj ağı çalıştırıyorlar. Böyle bir ağ iç ve dış odaklar tarafından desteklenmeden oluşamaz."
röportajın tamamı için bknz
Via Pares Antikatoptrismos - Halktan Kopuk Yöneticilerin "Meselesi" Nedir?
Hafıza - 06/03/2013 - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik
"ASGARİ ÜCRETLE GEÇİNİLİR"
Balçiçek İlter'in birçok izleyiciden gelen asgari ücretle ilgili eleştirileri belirtmesi üzerine Çelik şöyle cevap verdi: "Asgari ücretle geçinilmez diye bir şey yok. Geçinirsiniz. Ona mahkumsanız 800 TL de büyük bir paradır. Netice itibariyle peynirin kilosunun fiyatı bellidir, ekmeğin fiyatı bellidir. Bir geçim sürdürebilirsiniz. Bizim meselemiz bu değil. Bunu istismar etmemek lazım."
Halktan kopuk basiretsiz yöneticilerin iktidarda kendilerine alan açılmasını sağlayan yapılar sorgulanmalıdır.
Bakan Çelik ile ilgili basit bir internet taraması yaptığımızda, Soma Faciasındaki duruşundan, ŞEHVETİYE TARİKATLARININ ve Yüksek mercilerdeki kişilere yönelik kumpas ve kaset savaşlarının AMİRAL GEMİSİNE DÖNÜŞEN Adnan Oktar Tarikatı ve suç örgütüne yönelik operasyonda
1999'da Dönemin İçişleri Bakanı Saadettin Tantan'ın dahi bypass edildiği süreçte Adnan Oktar çetesi lehine savunma ve lobicilik yaptığına dair bilgiler ekrana düşüyor.
"Sayın Tantan her şey bir yana, aklımıza gelen ilk soru şu: Adnan Hoca her türlü rezilliği gözümüzün önünde yaptı. Öyleyse operasyon için neden yıllarca beklendi? İddia edildiği gibi "Tarikatların hesaplaşması savaşa mı dönüştü?"
ÜLKEYİ, ADNAN OKTAR VE TÜREVİ SAPKIN KASETÇİ KUMPASÇI ÇETELERİN UCUNDA TEHDİT VE ŞANTAJLA KENDİ ÇIKARLARINI KORUYAN ŞAHSİYETSİZ YÖNETİCİLER Mİ YÖNETİYOR?
ÜLKEYİ YÖNETMEYE TALİP OLANLAR LÜKS İÇİNDE VE HATTA BUNA EŞLİK EDEN ŞEHVETE BULANMIŞ MİDE BULANDIRICI SEFAHATLERİYLE YOKSULLUĞA MAHKUM EDİLMİŞ KİTLELERİN ACILARINI EŞİTLEYEN ÇÜRÜMÜŞ ŞU SİSTEMDE ADALET OLMAZ. "ADALET" ANCAK İÇİ BOŞALTILMIŞ BİÇİMDE TABELADA ASILI KALIR.
Emniyet Teşkilatından Bakanlıklara kadar Devletin en köklü kurum ve yapılarını aralarında pay eden Cemaatlerin-Tarikatların, yani bilcümle "Müteddeyyin" Camianın arzu ettiği düzeni tecrübe ettik. Kapitalizmle kolkola giden abdestli camianın kitlelerin iliğini sömüren neoliberal politikalarla uzlaşısı, onları kendi dinlerinden etti. Bu onlara verilmiş en büyük ceza olsun. Ama bununla sınırlı kalmayacak. Şatafat içindeki hayatları boyunca boğazlarından geçen her lokmada yetimin hakkı var.
Ülkenin hali Ortada: Sosyal adaletsizliğin en fazla yaşandığı günlerdeyiz.
Ülkenin hali Ortada: Sosyal adaletsizliğin en fazla yaşandığı günlerdeyiz.