Kürtler Türk değildir, olmak gibi bir niyet veya istekleri de yoktur.
Kürtlerin ruhunu "Türkleştirme" çabasının yüzüncü yılını geride bıraktık. Madem Kürt ruhu Türkleşmeye bugüne kadar direnç gösterdi, o halde devletin Kürtleşmesi kaçınılmaz olacaktır. En insani ve en doğru yol budur. Ulus devlet inşasında hakkının teslim edileceği büyük başarılar olduğu kadar günümüze kadar artarak gelen büyük bir hezimetin de olduğu gözlerden kaçırılmamalıdır.
Yüz yıllık denemeden sonra ortaya çıkan çözümsüzlüğe istinaden geçmişte yapılan hataları temelden düzeltme yoluna gidilmelidir. Aksi bir durum kötü bir tercih olarak durmaktadır. Cumhuriyetle birlikte elbette idealler uğrunda büyük başarılar elde edilmiştir. Ancak kayıplar da vardır ve görünenden çok daha fazladır. Toplumsal ve insani bozulma, müesses nizamın hâlâ ısrarla yok saydığı biz Kürtlerle de sınırlı değildir. Zamanın ruhuna uygun politikaların uygulanmasıyla üretilen "proje insan"ın çıktısı bugün ortadadır. Toplumun genelinde; tavandan tabana derin bir yozlaşma yaşanmaktadır. Kapitalist sistemin en kolay sağacağı dürtüsel, saf çıkarcı, sorgulama yetisinden uzak, mevcut değerleri yerlerine yenilerini koymaksızın elinin tersiyle iten insan tipolojisi her yanı sarmıştır.
"Onlarca yıldır sistematik bir şekilde sürdürülen asimilasyon, demokrafi karşışımı ve teknolojik imkanlara rağmen, Türkiye seçimlerinde partilerin oy haritalarından, diğer bütün anket ve istatistiklere kadar Kürdistan bölgesinin hep farklı renkte ve kendi içinde neredeyse tüm şehirleriyle aynı renkte çıkması ulusların özgünlüğünü ve kolay değişmezliği tezini doğrular niteliktedir. Tek merkezden yönetilmesine ve yaklaşık iki asırdır tüm imkan ve yollarla Türklük dayatılmasına rağmen, Kürdistan'ın her fırsatta farklılığını ve rengini belli etmesi ancak Le bon'un dikkat çektiği ulusal bir ruh ve akılla izah edilebilir." - Kürt Aklı/Necat Zanyar