Biraz da Yunan Tragedyası...

Aiskhylos 57 yaşındayken M.Ö. 468 yılındaki Dionysos Şenlikleri'nde, kendinden yaklaşık otuz yaş küçük Sophokles'in gerisinde kalmıştır. Bu sonuçta, hemen hemen kesinlikle siyasi bir duygu sezilir ve demokrasi sempatizanı olması yüzünden Aiskhylosa karşı aristokratik bir önyargı olduğu ileri sürülür. Aiskhylos bir sonraki yıl birincilik ödülünü kazanarak öcünü almıştır.

Sophokles daha genç bir nesilden gelmiş olmasına karşın, birçok durumda Aiskhylos'tan daha erken bir çağa yönelmiştir. Sophokles ile birlikte, ağırlık merkezi kent ve toplumdan, hem kadın hem de erkek olmak üzere bireye kayar. Trajediye güçlü bağımsız kadını tanıtan Sophokles'tir; bu durum, kadının çoğunlukla inzivada tutulduğu kente önerilen devrimci bir harekettir.

Sophokles daha eski arkaik bir dünyayı yazar; bu, kentten ziyade klanlığa ve akrabalığa yönelik bir sadakatin hüküm sürdüğü, insanlar için kavranılmaz olan tanrılarıyla, zalim ve hoşgörüsüz bir dünya, kahramanların dünyasıdır.

Sophokles'in karakterlerinin çoğunun kişiliklerinde, değiştirilemez bir biçimde onları kaderlerindeki korkunç sona doğru sürükleyen kusurular bulunur ve Sophokles insanoğlunun yaşayacağı her çeşit acıyı gösterir; ki Thebai Krali Oidipus'un gözlerini oyarak döndüğü sahnede simgelenen tam da budur.


[Charles Freeman]



Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Hz Musa'yı Isıran Köpek

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları