Gecikmiş adalet adalet değildir, sebep olunan tahribattan devleti yönetenler sorumludur.

Anadolu Adliyesinde dönen organize düzeneklere dair onlarca yazı yazdım. Bırakın siyasi herhangi bir davayı, anne ve çocuğu öncelemesi gereken yargı birimlerinin çocuk istismarcısı organize çetelerin güdümündeki kararlara imza attığına, gereken soruşturmaların layıkıyla yapılmadan üzerinin örtüldüğüne defalarca değindim. https://alismetamorphosis.blogspot.com/.../tarafl-ve... Ancak sakalımız yok ki sözümüz dinlensin...

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar tarafından HSK’ye gönderilen yazıda yer alan ifadeler:
“Azalan hâkim-savcı sayısının ihtiyaca binaen hızla artırma yoluna gidilince yargı mensuplarındaki nitelik ister istemez irtifa kaybetti. Halkta yargıya karşı güvensizlik oluşmaya başladı.”
"Maalesef üzülerek müşahede ettik ki; vatan uğruna gelecek nesillere daha temiz bir toplum oluşturmak için mücadele ederken bu süreçte görev alan kimi yargı mensupları devletten alacağı varmış gibi her türlü kirli işi yapmayı kendinde hak görmeye başladı. Kimi meslektaşlarımız girdikleri kirli ilişkilerle FETÖ’cü hâkim ve savcılara rahmet okutur duruma geldiler… Halbuki adalet mülkün temeliydi. Adalet olmazsa devletler tarih sahnesinden silinmeye mahkûm oluyordu, toplum çürüyordu. Öncelikle Adalet Bakanlığımız ve Hakimler ve Savcılar Kurulu himayesinde kendi aramızdaki kanserli hücreleri temizlememiz, tabiri caiz ise cerrahi müdahale yapmamız, gerekirse yargı içinde oluşmaya başlayan çete ve çetecikleri yok etmek için kemoterapi uygulayıp kanserli hücreyi toptan yok etmemiz gerekmektedir."

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Hz Musa'yı Isıran Köpek

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları