Ülke halkları liderlerini seçimlerle belirliyor. Seçtikleri liderler de o ülkeleri yönetiyor. Rusya ve Ukrayna halkı kendi seçtikleri liderlerin politikalarına tabidir. En azından bir sonraki seçimlere kadar...
Ukrayna'nın batı yanlısı liderleri ülkenin bugünkü durumundan en az Rusya kadar sorumludur. Kendi halkının başka ülkelere güvenerek katledilme riskini göze alan liderler iyi liderler olamazlar. Hiçbir halk başka halkların kurbanı olamaz.
"(21 Mayıs 2016) Timoşenko, AB'nin Ukrayna'ya vizesiz bir rejim sağlamasını umduğunu ifade etti. Timoşenko, Ukrayna devletinin tüm Avrupa'da dünyayı korumak için orada olduğunu ve Rus saldırganlığıyla savaşmaya devam ettiğini vurguladı."
Ukraynalılar sadece askeri gücüyle değil, sivil halkını da piyon gibi öne sürerek batının güvenliği için pazarlık unsuru yapan liderlere oy verdiler. 2014 öncesinde Rusya güdümünde siyaset yapan liderlerin şatafatlı sarayları ve ayyuka çıkan yolsuzlukları Ukraynalıların Onur Devrimi adını verdikleri 2014 halk ayaklanmalarında elbette tetikleyici ve haklı bir unsur oldu.
Ancak Ukraynalılar iki yanlışın bir doğru etmediğini, denge politikası yerine Batı yanlısı /Rus karşıtı politikaların ve 2022 Şubat'ından bu yanan devam eden savaşın ağır faturasını acı tecrübelerle gördü. Rusya ise tüm bu olanları Ukrayna halkına ve tüm dünyaya hatırlatmak isteyterken haddini aşan sert bir tokat oldu. Savaşı başlatmak zor olmadı ancak durdurmak hiç de kolay görünmüyor.
Batı'nın SSCB dağıldıktan sonra Rusya ile yaptığı anlaşma ve sözleşmeleri ihlal ederek NATO'yu Rusya için daimi bir tehdit unsuru yapması Rusya'nın bu agrasif tavrında etkili oldu.
Herkes yapması gerekeni yapıyor: Ukrayna topraklarını savunuyor, Rusya sınır güvenliğini ve bölgesel çıkarlarını. "Savaşın getirilerinden" çok yıkımını göze alanlar kendi halkı adına iyi liderler olamazlar. Son raddede Ukrayna Lideri Zelensky popülaritesini halkına zarar veren bir politik tutumla ziyan etmiştir. Rusya Lideri Putin ise soğuk kanlı ve sert politikalarıyla kendi içerisinde daha tutarlı bir çizgiye sahip görünmektedir.
Buradaki temel kriter liderlerin kendi halklarına ne kaybettirip ne kazandırdıklarıyla ilgilidir. Zira gördüğümüz dünya ancak ölçülebilir kriterlerle değerlendirilebilir. Hamasi söylemler ise kitlelerin ruhunu yüceltirken dünyevi varlıklarını yok sayar. Feda edilen sıradan insanların hayatı zenginlerin, bir avuç ayrıcalıklı sınıfın işine gelir. Dünyanın hemen her yerinde durum budur.