Kürdlerin her şeyden önce kendileriyle yüzleşmeleri gerekiyor
Bu da meselelere farklı bakışlar getirerek, ezberleri bozan yeni ve cesur sorular sorarak mümkün. Aksi takdirde on yıllardır "dağ-cezaevi-siyasi yasaklar-dışlanma-kriminalize edilme" döngüsünden bir çıkış olamaz.
SORU 1: Totaliterleşme eğilimini bünyesinde barındıran Muhafazakar Kürdler ve "kendisini tanımayan ve dahi aşağılayan devleti demokratikleşmeyi şiar edinen" Seküler Kürt Siyaseti arasındaki kan davası bitmeyecek mi?
SORU 2 :“Ümmetçi anlayışı Entegrasyonu öngördüğü ve devletleşmeyi içermediği için” HÜDA-PAR dışlanıyorsa; “Enternasyonalizm” adı altında Türkiye’yi demokratikleştirmek te Kürdler açısından aynı şey değil mi? ["HDP-HÜDA/PAR BİRLİĞİ" - Yazının tamamı]
Dirsek temasının ve uzlaşı kültürünün yeşermesi gereken siyasette düşmanlaştırıcı dil revaçta oldukça, farklı toplum kesimlerinin birbirerine karşı düşmanca hisler beslemesi kaçınılmazdır.
Türkiye ölçeğinde toplumu “LAİK-ŞERİAT” karşıtlığı üzerinden ayrıştıran üst akıl, Kürtleri de aynı yöntemle birbirinden uzaklaştırmaktadır.
Siyasi liderler de maalesef günü kurtarma telaşı ve ellerindeki gücü kaybetme korkusuyla toplumdaki bu tehlikeli ayrışmaya hizmet eden figürler olarak varlıklarını sürdürmektedir.
SİYASİ ETİKTEN YOKSUNLUĞUN VE SİYASİ SORUMSUZLUĞUN FATURASINI GENİŞ HALK KİTLELERİ ÖDÜYOR