Welcome to Ela's Republic Şinpū Tokubetsu Kōgek

  Nereden nereye...

  Halil Berktay: Dünyaya nasıl bakıyorsunuz? Sizce önümüzdeki 5-10-20 yılda, belli başlı odak ve bloklar neler (kimler) olacak? Güç ilişkileri nasıl değişecek? Uluslararası politika nasıl bir şekil alacak? Bu değişen dünyada Türkiye nerede durmalı? Bu dünyada “tam bağımsızlık” diye bir şey olabilir mi? Bu slogan eskimedi mi? 1923 aleminde miyiz? Yerini ne alabilir, almalı? Bencil, kah içine kapanan kah saldırganlaşan, kavgacı bir milliyetçiliğin alternatifi ne olabilir? Yurtta sulh, cihanda sulh anlayışına, bugün nasıl bir yeni içerik kazandırılabilir? Kemal Kılıçdaroğlu: Aslında yanıtı uzun bir makaleyi (birden fazla ve her konu için) zorunlu kılıyor. Kısaca ifade etmek gerekirse, dünya dengelerinin değiştiğini üretim üssünün Çin – Hindistan eksenine kaydığını görüyoruz. “Yüksek yetenek inşası” konusunda devletlerin birbiriyle yarıştığı bir süreçteyiz. Bu konuda ABD oldukça başarılı. Türkiye Batı uygarlığının bir parçası olarak demokrasisini geliştirmeli ve Akdeniz’in en önemli ür...

" Toplumun farklı kesimlerinin birbirini sevmesi, aynı şekilde düşünmeleri gerekmiyor ama her bir kesimin birbirine saygı duyması gerekiyor. Asgari müştereklerde buluşup; bu birlikteliğimizi nasıl azamileştirebilir; bunun arayışında olmamız gerekiyor... Bir ortam düşünün; çeşitli önyargılar, ön kabuller nedeniyle birbirleriyle diyalog kurmayan bir yığın insan. Ya böyle bir sorun yokmuş gibi davranacak ve kendi yaşamınızı sürdüreceksiniz ya da sorunu çözmek için diyalog kuracaksınız. Biz diyalog kurmaktan yana yaptık tercihimizi... kimseye kin tutmuyoruz. Haliyle kimsenin de bize kin tutmasını istemiyoruz. ... ay nı şeyleri düşünmek zorunda değiliz ve hatta birbirimizi sevmek zorunda da değiliz ama birbirimize saygı duymalıyız.  Herkesin birbirine saygı duyması gerekiyor. Herkesin, herkesin hakkına, hukukuna, adaletine saygı göstermesi gerekiyor. Bu bilinç değişimini sağladığınızda başladı asıl değişim. Ve değişimi de bu doğrultuda sürdürmeliyiz.  " CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğ...

Dünyaca ünlü felsefecimiz İonna Kuçuradi : "Bir adaya gideceksin ve tek bir kitap hakkın olacak deseler yanıma Küçük Prens kitabını alırım" Öğretmen ve yazar  Ali Lidar 'ın kişisel çabaları ve gönüllülerin katkılarıyla kurulan: Küçük Prens Kitap Müzesi / Eskişehir

Dünyaca ünlü baletimiz Erhan Güzel

 

Kürdistan geniş bir coğrafyadır. Kürtler de kendi içerisinde kozmopolit bir toplumdur.  Dindar Muhafazakar Kürtler ile Seküler Kürtler birbirlerinden çok farklı ideolojilere sahip olabilirler. Farklı inançlara ve yaşam biçimlerine de sahip olabilirler. Bu durum kimseyi birbirine düşman yapmaz. Modern dünyada olsa olsa iki tarafı siyaseten birbirine rakip yapar.  Sorunların çözülme biçimi ilkel alandan soyut alana, yani siyasete ve hukuka evrildiğinde diğer bütün sorunların çözümü de bu alanda aranacaktır. Daha medeni ve daha huzurlu bir toplum olmak için Kürt coğrafyasında siyaset yapma biçimini ve diyalog kültürünü geliştirmek zorundayız. Bunu hakim Türk siyasetine eklemlerek yapamayacağımızı da görüyoruz. AKP Şanlıurfa Milletvekili Halil İbrahim Yıldız ile Şenyaşar ailesi arasında katliama varan kavga bile tek başına içinde debelendiğimiz sorunu anlamamıza yetiyor. Siyasette edilgenlik toplum tabanına çok sert biçimde sirayet ediyor. Yakın Kürt tarihindeki en acı örneğini Ko...

Erdoğan 2014 yılında İzmir'de yaptığı konuşmada Kılıçdaroğlu'na çağrı yapıyor: “Ben Sünnî olduğumu açıklıyorum, sen de Âlevî olduğunu açıkla, milleti aldatmaya gerek yok” diyor. Kılıçdaroğlu geçenlerde yayınladığı bir videoda Alevî olduğunu açıkladığında ise Erdoğan bu defa Kılıçdaroğlu'nu mezhepçilikle suçluyor; ”Bizim Sünnilik, Şiilik, Alevilik diye bir derdimiz yok, bizim dinimizin adı İslam" diyor. Birbirine tamanen zıt iki ayrı tavrı NORMAL ve OLAĞAN karşılayan bir seçmen kitlesi inşa etmek toplumsal bir beka meselesidir.  Siyasette münazara yerine sataşma ve atışma kültürü kime ve neye yarıyor? Münazara kültürü bir topluda "öteki" görüşlere ve farklı olana empati yeteneğini geliştirir. Toplumda demokrasinin içselleştirilmesine ve hoşgörüye alan açar. Bunları istemeyen siyasiler halka karşı suç işlemiş olurlar.  Toplumsal bekayı, günü kurtarmak adına yapılan siyaset üzerinden halkın sağduyusunu yok ederek tehlikeye atıyorlar.  Bizler halk olarak siyasi l...

 

 

4 Ocak 2011 - Tutukluluk sürelerini kısaltan CMK'nın 102’nci maddesinin yürürlüğe girmesinin ardından Yargıtay kararıyla Hizbullah üyeleri dahil cezaevinden tahliyeler oldu 15 Mart 2011 - Suriye iç savaşı başladı

muzîka bingehîn bidin

via alismetamorphosis@blogspot Devletin kilit kurumlarında ve sosyal medya  troll ağlarında  koordine olan kazan/kazan formülünün işletildiği  organize suç yapılanmalarına karşı bireysel çabayla mücadele etmek neredeyse imkansız. Yargıda ve Emniyette örgütlenen organize çeteler dava kararlarını manipule edecek güçteler.  Mahkemenin resmi kayıtlarına geçen  kayıt dışı çok yüksek gelirimin olduğu, farklı bankalarda hesaplarımın olduğu, çok yüksek harcamalarımın olduğu iftirasına   hiçbir işlem yapmayan yargı süreçleri bunun en somut örneğidir. Yalanları ve iftiraları ortaya çıkmadığı sürece her tür ahlaksızlığı yaşam biçimi haline getiren insan modelleri: Avukat Nagihan Gür Altaylı ve Fatih Kemal Altaylı. TMSF Yozgat kontenjanından avukat  Nagihan Gür Altaylı'nın   başlattığı akrep çukurundan farksız  para-militer çetelerle saldırılar . Eş zamanlı olarak mahalle aralarına sızan organize suç yapılanmalarını nitelikli iftira düzenekleri için devr...

 

 

Her şeyden önce şunun altını çizmek gerekiyor: Çocukların akranlarıyla olan münasebetleri ile bir çocuğun yetişkin biriyle olan münasebeti hukukta aynı başlık altında ele alınamaz.  Geleneklerin evrensel değerlerle uyuşmayan tarafları olabilir. Ancak çocuklar söz konusu olduğunda onların bedensel/biyolojik erişkinliklerini baz alan gerici yaklaşımlar tehlikelidir. İki nesil öncesinde doğal görülen her şeyi bugün de doğal ve normal kabul edemeyiz. Reşit olmamış gençleri yetişkinlerin cinsel istismarlarından korumak için güçlü, caydırıcı hukuki düzenlemelere ihtiyaç var.  Çocuklarını istismarlardan koruyamayan toplumlar yok olmaya mahkumdur.  Tartışmanın bir boyutu "Cinsel hayatın toplumsal, hukuki ya da dinsel bir sözleşmeye dayanıp dayanmaması" meselesiyle ilgilidir. Asıl önemli olan boyutu ise çocuk ile yetişkin arasındaki münasebetleri, iki tarafın sorumluluğu açısından eşit biçimde ele alan yaklaşımların doğuracağı tehlikedir. Uluslararası hukukta ve Türk hukukunda 18 ...

CHP heyeti ile İYİ Parti heyeti arasında bugün yapılan görüşme sonunda CHP'nin 15 milletvekilinin İYİ Parti'ye geçmesi kararı alı ndı. CHP'nin bu adımı ile TBMM'de beş milletvekili olan İYİ Parti'nin grup kurabilmesi ve dolayısıyla 24 Haziran'a alınan seçimlere katılmasının önündeki engel de kalkmış oluyor. Kararı açıklayan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "15 milletvekilimiz bugün CHP'den istifa edip İYİ Parti'ye katıldılar. Demokrasinin kazanması için yargının bu siyasi tasarrufunun ortadan kaldırılması için siyasi değil ama demokratik bir tasarruf ile CHP'ye mensup 15 sayın milletvekili bugün partimizden istifa ettiler İYİ Parti'ye katıldılar" dedi. Karara AKP'den "Siyasi onursuzluk", MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den "Çatırdama ve siyasi çürüme hali" tepkileri gelirken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise "Kılıçdaroğlu'nun tavrı her türlü takdirin üzerinde" açıklaması yaptı.

 

  Twitter'ın kıdemli hilkat garibeleri: Şero, Xeredin, Ziz...

Wagner'in çıkışı Rusya açısından olumsuz görünse de belki de Ukrayna-Rusya savaşının son bulmasına iyi bir vesile olacak Devletlerin hukuk dışı silahlı yapılanmalardan medet ummasının ne kadar tehlikeli olduğunu Rusya'da yaşanan Wagner kalkışmasından görüyoruz.  Rusya-Ukrayna gerginliği 24 Şubat 2022'de büyük bir savaşa dönüştü. ABD'nin aylardır dillendirdiği, Rusya'nın ise kesinlikle reddettiği kehanet belki de bir (dez)enformasyon hatasından ya da silahlı güçler arasındaki koordinasyonsuzluktan başlamıştı? Zira o tarihlerden kısa bir süre önce kameralar karşısına geçen Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, ABD'nin " Rus Ordusu Ukrayna'ya girme hazırlıkları yapıyor " söyleminin gerçeği yansıtmadığını net sözlerle ifade ediyordu. Hatta ABD'nin bu iddiasını tiye alan espirili-ironik açıklamalarda bulunuyordu.  Şavaşın çıkmasını isteyen ABD sürekli olarak Rusya'yı provoke etti. Peki ne oldu da ABD'nin uzun zamandır dillendirdi...

  Şeytanı çok da ciddiye almayacaksın. Onu görmezden geleceksin. Fırsatını bulduğunda da onunla sürekli dalga geçeceksin. Kurduğu tezgahların artık bayatladığını şeytanın kafasına kafasına çakacaksın. İnsanı delirttiği yeter da, biraz da o dellensin. Allah'ın şımarık meleği...

via alismetamorphosis.blogspot Fiziki takiple çocuğumu tedirgin eden bu insanlar kimdi? 1. Fotoda  Anadolu Adliyesi Uzman Psikologların olduğu koridorda oğlumu rahatsız eden kadının görüntüsü yer alıyor.  2017 Haziran'ında velayet davası için Anadolu 11.Aile mahkemesinin talebi üzerine Adliye psikolog görüşmesine gittik.  Güvenliğin yanında beklemesi için tembihlediğim oğlumu görüşmeden çıktığımda tedirgin halde buldum.   Henüz on iki yaşında olan oğlum, yanına gelen ve onunla konuşmaya çalışan bir kadının varlığından sıkılmış ve tedirgin olmuştu. Sabah saatiydi. Ben görüşmeye girerken, adliyeyi bilenler bilir, o upuzun dar koridorda güvenlik görevlisi dışında kimse yoktu.  G üvenlik görevlisi de ortadan kaybolmuştu.  Oğlum, kendisini tedirgin eden kadının fotoğrafını gizlice çekmiş (1.foto). Kadını ben de gördüm. Ancak oğlum yaşadığı tedirginliği adliye binasından çıktıktan sonra bana aktardı. 2. Fotoda   Erenköy Ortopedi Kliniğinde oğlumu rahatsız ed...

 

 Fcuk Zuckerberg! Mark Zuckerberg ile Elon Musk'ın kafes dövüşünde umarım Elon Musk kazanır. Zira Facebook'a sızan çıkar grupları var ve Zuckerberg bundan hiç rahatsız olmuş görünmüyor. Facebook'ta hiç alakası yokken NEFRET kategorisiyle kısıtladıkları paylaşımı kaldırmama rağmen facebook engeli sürüyor. Kısıtlama geçmişimde facebook'un benzer hatalar yaptığı, sonradan bu hatalarını düzelttiği de görünüyor ama bazı kısıtlamalar gereksiz yere halen devam ediyor. Mesela medyaskop'un linkiyle alıntıladığım bir köşe yazısına, hiç alakası yokken "ÇIPLAKLIk VE CİNSELLİK" gerekçesiyle kısıtlama getirilmiş.  Bütün bunlar sosyal medya veri bankalarında kodlanan "bilinçli ya da bilinçsiz" hatalardır. Basit değildir. Veri girişlerinin bütününden anlam üreten bir yapay zeka algoritmasının varlığı düşünüldüğünde, hatalı veri girişlerinin ve hatalı değerlendirmelerin her zaman dürüst ve iyi niyetli olduğu kuşkuludur.   Belli çıkar gruplarının facebook içerisi...

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Madımak Katliamının 30. yılına ilişkin basın açıklaması yaptı. Toplantıda konuşan PSAKD Genel Sekreteri İsmail Ateş Madımak Katliamı'nın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğuna dikkat çekerek, “ Katliamın 30. yılında yitirdiğimiz canlarımızı unutturmak isteyenlere karşı gereken cevabı hep birlikte Sivas’ta Madımak Oteli önünde verelim” dedi. "Eğer gerçek bir yüzleşme yaşanacaksa, özellikle 1993 yılında Sivas ve civar illerdeki istihbarat ve güvenlik şefleri sorgulanmalı ve katliamın arkasındaki odaklar açığa çıkarılmalıdır." “ÜLKEYİ YÖNETENLER LAİKLİĞE SAVAŞ AÇTI” Siyasal İslam referansı ile ülkeyi yönetmek isteyenlerin, laikliğe savaş açtığını ifade eden Ateş, “Tüm müfredat dincileştiriliyor, okullara imamlar göndererek tüm okulları İmam Hatip Liselerine çeviriyor. ÇEDES Projesi adı altında eğitimi tarikatlara, çocuklarımızı imamlara teslim ediyor. Yaratılan bu atmosferden cesaret alanlar Cemevlerimize saldırıyorken, Aleviliğin ...

DEVLET KURUMLARINDAKİ CEMAAT/HEMŞERİLİK ÇIKAR AĞLARI NİTELİKLİ İFTİRA DÜZENEKLERİNE İMZA ATIYOR: BKNZ via alismetamorphosis@blogspot Hiç kimse - ruh hastası değilse - şahsi çıkarlarına hizmet etmediği sürece başka birisi aleyhinde yalan beyanat verip yıllara uzanan nitelikli iftiralarda rol almaz. Aleyhimde gerçeğe aykırı beyanat verenler organize bir suç yapılanmasının parçasıdırlar. Birinci dereceden yakınım dahi olsalar yargılanmaya mahkumlar. Dijital takibe alıyorlar, internet ve telefon sahtekarlıklarına imza atıyorlar, sizin adınıza mesajlaşmalar yapıyorlar.   Birbirine eklemlenen whatssapp gruplarıyla, Bylock ve türevi çıkar ağlarıyla toplumun kılcal damarlarına kadar sızan yasa dışı yapılanmaların dezenformasyonu endişe veriyor.  Sürekli olarak  kastingli, prodüksiyonlu, kurgulu, montajlı filmler çevirip ortalığa servis ediyorlar.  Yapay zeka programlarının kullanıldığı ikna kabiliyeti güçlü sahtekarlıklara imza atıyorlar.  Kurumlarda ve toplumda hatırı...

Su testisi su yolunda kırılırmış... Nargile kafelere hapsolan hayatları yetmezmiş gibi bir de... Yazık şu gençlere...

 

Leyla Zana siyasetteki özgün ve cesur tavırlarıyla uluslararası çapta saygınlığı olan, önemli kurumlarca ödüllere layık görülen bir siyasetçidir. Zana'nın aldığı ödüller: Sakharov Ödülü, Rafto Ödülü, Bruno-Kreisky-Preis Ödülü, 1995 Aachener Friedenspreis Ödülü, Paris Şehri Gümüş Madalyası, Cenevre Şehrinin Onursal Vatandaşlığı.

 

TOPLUM İÇİN İYİ OLAN OTOKRATİK LİDER Mİ DEMOKRATİK LİDER Mİ? Mutedil kişiliği karizmatik liderlikle bağdaştırmakta zorlananlar, o kişiliğin ne kadar derin ve yapıcı düşünceler taşıdığını, toplum genelinde sağlıklı bir dengeyi kurmak uğruna nelerden fedakarlık ettiğini, hangi noktalarda ödün verdiğini asla anlayamayacak. [Sözcü'den Ruhat Mengü'nün Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ile yaptığı kıymetli bir röportajdan]  Ruhat Mengi - Bütün oklar Kılıçdaroğlu'na yöneltilmiş durumda, mühürsüz oylara yeterince itiraz edilmemiş olmasından bile başlıyor tartışmalar. Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu - Mühürsüz oylara hukuki itirazda bulundular, siyasi itirazda bulunmadılar. Siyasi itirazda bulunsaydı ve oraya parti teşkilatından100 bin kişiyi alıp yürüseydi, üzerlerine ateş açılsa ve 5 bin kişi ölseydi daha mı iyi durumda olacaktık? Bunların cevabını bilmeden "yanlıştır, doğrudur" tartışmaları biraz havada kalan tartışmalar oluyor bana sorarsanız. (Kılıçdaroğlu) Bu riski göze almamı...

"Tütünü öküz için icat ettik  Çift sürerken bir cigara içimi dinlensin diye" Oktay Rifat

Masum insanlara iftira atmaktan maddi manevi çıkar gözetmek kötülüklerin en büyüğüdür. Yalanlarınızda ve iftiralarınızda boğulun.

Bu ve benzeri ezik ruhlu insanlara siyasi hiçbir misyon verilmemelidir. Çünkü savundukları her şeyi değersizleştirmek gibi bir özellikleri var. Sığlar. Antipatikler. Ne çocuk hakları bilirler ne kadın hakları bilirler. Dillerine doladıkları en kıymetli değerleri ezik ruhlarının rehberliğinde değersizleştirirler.  Yıllardır etraflarındaki herkesi ilkokul düzeyindeki düşünce biçimine zorluyorlar. Başaramadıklarında bel altı iftira düzenekleriyle saldırıyorlar. Onların ak dediğine ak, kara dediğinie kara demeyenleri itibarsızlaştırmak için bildikleri en iyi yol olan yalana ve iftiraya başvuruyorlar.  Aşağıda örnek olarak verdiğim twitter hesabının arkasındaki şahsın gerçek hayatta ne tür bir karakter olduğunu anlamak güç değil. Cahil, farklı yaşamları bilmeyen, küçük kafasının dışındaki dünyayı okumaktan aciz. Hasetle örülü bir idealizm maskesi altında önüne gelene saldırıyor.   Anonim kimliklerle çoluk çocuğu istismar eden, kadınları nitelikli iftira düzenekleri kuran ...

Bir tarafta on yıldır sosyal medyada önüne geleni kahpe, orospu diye fişleyen muhafazakar milliyetçiler, diğer tarafta sol paramilitarizmin kullandığı arızalı tipler. İki taraf da bizim insanımız. Bizim gençlerimiz. Sistemin bizleri düşürdüğü durum bu. Gelenekçi muhafazakarlar seküler kesimden insanların yaşam tarzlarını sürekli olarak kafalarındaki sığ şablonlar üzerinden kritik etme gafletine düşüyorlar. Hevrin meselesinde kendileriyle çelişiyorlar. Siyasi geçmişinden dolayı maddi yardım almasını diline dolayanlar, kadını kadınlığından vuranlar, şimdilerde anlının teriyle geçimini sağlayan Hevrin'e yaptığı işi küçültmeye çalışarak "ağdacı" diye saldırıyorlar. Kendileri de güçlü bir aşiretin ilk torunu olmakla övünüyorlar. Kürtler açısından traji komik ve bir o kadar da sığ tavırlar! Hasımlarınıza Alevi olmaları ya da Kılıçdaroğlu'nu desteklemeleri üzerinden ya da kadın oldukları için cinsiyetçi, alçaltıcı küfürlerle, yoksul oldukları için küçültücü tavırlarla saldır...

Emniyete, Yargıya, Özel güvenlik şirketlerine sızan nitelikli iftira çeteleriyle savaşıyoruz  via alismetamorphosis.blogspot Başımıza gelen her şeyi kendimiz araştırıp öğreniyoruz: Hukukçu oluyoruz, deprem uzmanı oluyoruz, özel güvenlikçi oluyoruz, polis oluyoruz, dedektif oluyoruz... Devlet bütün kurumlarıyla organize çetelerden bizi korumak yerine onlarla koordine hareket ediyor adeta! Yıllardır maruz kaldığım itibarsızlaştırma düzenekleri şahsi bir mesele olmanın ötesinde İNSANLIĞA KARŞI SUÇLAR* kapsamında yargılanmaya mahkum suçlardır. Cezasızlık politikaları ve suçu görmezden gelme, kurumsal ahlaka ve devlet saygınlığına yakışmayan tavırlardır. Çocukların iki yönlü istismar edilerek cezasızlık zırhı olarak kullanıldığı nitelikli iftira düzeneklerine müdahale edecek kurumsal bir irade bulunmamaktadır. İnsan onur ve haysiyeti gelişmiş demokratik toplumların ilk sırasında yer alırken, bizler hala üçüncü dünya ülkelerinin insanlık dışı paramiliter saldırılarıyla mücadele ediyoruz....

Kemal Kılıçdaroğlu yanyana gelemeyecek siyasi partileri bir   ittifak çatısı altında   ilkeler etrafında  iki yıl boyunca   tutumayı başardı. To plumun farklı kesimlerinde geçmişten gene kin ve öfkenin sökülüp atılması için, s ağdan ve soldan gelen tüm baskılara rağmen,  başta Temel Karamollaoğlu'yla olmak üzere Türkiye tarihinde uzlaşı siyasetinin başarılı örneklerinden birini sergiledi. CHP'nin aldığı %25'lik oyu neredeyse ikiye katladı, ancak üç milyon seçmen farkıyla kazanamadığı için seçimin hemen akabinde belli klikler tarafından kendisine operasyon çekildi. Seçimlere kadar muhalefetteki ittifakı sonuna kadar destekleyen, seçimlerden hemen sonra çerçevesi çizilmiş ilkeli siyaseti "enayilik" olarak kodlayıp medyaya öyle servis eden bukalemunlardan elbette razı değiliz.  Bizler Kemal Kılıçdaroğlu'ndan razıyız. İyi ki kazanamadı. Zaten ülkeyi Kanuni Esasiden de geriye götüren 2017 referandumundaki Adalet yürüyüşünden beri kartel gibi çalışan yandaş medya...

- Bunu mu duymak istiyorsun, kıskanıyoruz işte, hem de deli gibi kıskanıyoruz seni.... (Ela bu sözlerin ardından göz yaşları içerisinde ve balerin adımlarıyla odadan koşarak çıkar). Geride Lale Belkıs kahkahaları atan bir balet bırakmıştır... Not: kişisel galerimizdeki görüntü ve videoları, whatsapp'tan otuz yıllık arkadaşlarımızla geyiğine paylaştığımız komik dansları BİZLERİN BİLGİSİ VE İRADESİ DIŞINDA kontekse uygun kişi ve adreslere servis eden siber çeteler var. En iyisi ya çekip herkesle paylaşmak ya da hiç bu işlere girişmemek. Zira artık hiçbir şey telefonların galerisinde ya da whatsapp'ta durmuyor belli ki...