Erdoğan 2014 yılında İzmir'de yaptığı konuşmada Kılıçdaroğlu'na çağrı yapıyor: “Ben Sünnî olduğumu açıklıyorum, sen de Âlevî olduğunu açıkla, milleti aldatmaya gerek yok” diyor. Kılıçdaroğlu geçenlerde yayınladığı bir videoda Alevî olduğunu açıkladığında ise Erdoğan bu defa Kılıçdaroğlu'nu mezhepçilikle suçluyor; ”Bizim Sünnilik, Şiilik, Alevilik diye bir derdimiz yok, bizim dinimizin adı İslam" diyor.
Birbirine tamanen zıt iki ayrı tavrı NORMAL ve OLAĞAN karşılayan bir seçmen kitlesi inşa etmek toplumsal bir beka meselesidir.
Siyasette münazara yerine sataşma ve atışma kültürü kime ve neye yarıyor?
Münazara kültürü bir topluda "öteki" görüşlere ve farklı olana empati yeteneğini geliştirir. Toplumda demokrasinin içselleştirilmesine ve hoşgörüye alan açar. Bunları istemeyen siyasiler halka karşı suç işlemiş olurlar.
Toplumsal bekayı, günü kurtarmak adına yapılan siyaset üzerinden halkın sağduyusunu yok ederek tehlikeye atıyorlar.
Bizler halk olarak siyasi liderlerden topluma iyi rol modeller olmalarını istiyoruz. En tepedekiler ortalamayı belirler. Liderlerin söylemlerinde ve politikalarında biraz tutarlı olmalarını bekliyoruz. Kanlı bıçaklı düşmanlar gibi atışmak yerine karşılıklı tartışabilme becerisi kazanmaları toplumdaki çatışma alanlarının da yumuşamasını zemini olacaktır. Ancak böyle bir uzlaşı zeminini talep eden siyasi bir irade var mıdır, orası meçhul.