"Bilincin tarihi esas itibarıyla büyük soruların tarihidir."

"Aydınlığın temelinde daima aydınlık olmayan, usun temelinde ussal olmayan bir şeyler vardır. O yüzden düşüncenin temelinde de düşünsel olmayan şeyler vardır. Yani inançlar. Felsefe bu inançlarla hesaplaşmak demektir. İnanç, Tanrı üzerine konuşmakla, Tanrı üzerine düşünmekle başlar. Dolayısıyla doğa üzerine konuşmaya başlamak demek, aslında Tanrı üzerine yapılan konuşmalarla karşı karşıya gelmek demektir. Bilincin tarihi esas itibarıyla soruların tarihidir: Büyük soruların. Antik felsefede Tanrı Ruh ve Akıl felsefenin üç konusu olarak hemen hemen aynı kavramın farklı belirlenimleridir. Tanrı dendiğinde de, Ruh dendiğinde de, Akıl dendiğinde de aslında kast edilen eni konu insan bilincidir. Düşünmek, daima ve öncelikle hep düşünülmüş olanı yeniden ve tekrar tekrar düşünmek demektir. Daha doğrusu yeniden düşünmeye cesaret etmek demektir. Felsefe Yunanla başlar. İlk yetkinleşme evresi 300 yıl sürer. Bir ucunda, en başında Thales, ortasında Sokrates, sonunda da Aristoteles vardır. Yunandan önce, hiçbir döneminde insan bilinci bu düzeyde doğaya ve insana dair sorular sorup yanıtlar vermeyi başaramamıştır. Felsefe tarihini bilmek zorundayız. Çünkü insanı, insanın tarihini, yani bilincin tarihini bilmek zorundayız."
Dücane Cündioğlu



 

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek