Mezhepsel ve kültürel farklılıklar Kürtlük aidiyetinin önüne geçiyor

Kürt kimliğinin öne çıktığı kitle partileri baskı ve şiddetle karşılantığı için Kürtler her defasında ana akım Türk siyasetinde yer bulmaya çalışıyor. 

Alevi Kürtler sol ve sosyal demokrat siyasete yakın dururken, Sünni/Şafi Kürtler daha ziyade muhafazakar siyaseti tercih ediyor. Her iki kesimi Kürtlük aidiyeti üzerinden bir araya getirme çabalarına ise mevcut sistem razı olmuyor. HDP ve DBP örenklerinde bunu gördük. 

Kürtler ve Aleviler onlarca yıldır etnik olarak Türklüğün, mezhep olarak Sünniliğin parti propagandası yapıldığı kitle partilerine oy veriyor. Bu paradigmayı kıran iki yeni gelişme var. 

Birincisi, Millet İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türk tarihinde ilk defa Alevi kimliğini deklare ederek bir seçime giriyor olması. Buna nasıl ayaklanıldığını, örtük bir isteksizlik halinin ortak tutuma dönüştüğünü ve toplum tabanına yayılmaya çalışıldığını hep birlikte gördük. 

Bir diğeri, AKP'ye yakın duran muhafazakar Kürt seçmenin, özellikle de genç seçmenlerin ikinci turda boykota sıcak bakmasıdır. 

Kürt veya Türk fark etmeksizin Alevi kesimin dinci muhafazakar siyasetten çekindiği herkesin malumu. Ancak muhafazakar Kürt seçmenden, mevcut iktidarla kurulan ticari ortaklıklara rağmen, boykota bir yönelimin olması ya da bu yönde bir isteğin o kesimin içerisinden dillendirilmiş olması bir dip dalgaya ve paradigma değişikliğine işaret ediyor.




Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek