İkinci eş bulma sitesinde inanılmaz diyaloglar

Azad Chaiwala tarafından İngiltere’de hayata geçirildikten sonra Endonezya ve hemen peşinden Türkiye’de açılan ‘İslami poligami’ sitelerine Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) tarafından erişim engellense de siteler farklı isimlerle varlığını sürdürüyor. Örneğin ‘SecondWife’ (İkinci Eş) adlı siteye hem akıllı telefonlardan hem de DNS ayarı değiştirilerek hâlâ erişilebiliyor. [Kaynak: Hürriyet]

İslam inancı kadına godoşluğu dayatıyor olabilir mi?

İşin ilginç tarafı eşine ikinci eş seçen kadınlara dair hikayelerin olması. Bu kabullenişin arka planında, dini inancın erkeği önceleyen sığ ve dünyevi anlayışa hizmet edecek biçimde yorumlanması yatıyor.

Bu durum kadınlar açısından nasıl yorumlanıyor? Kadere boyun eğmek mi, ahlaki yozlaşma mı, cinsel fantezi mi, dinin buyruklarını yerine getirmek mi yoksa sosyo-ekonomik çıkmazların yarattığı çaresizlik mi? 

Erkeğin bedensel ihtiyaçlarını palazlayan ve hatta kutsayan bir sistemin erkeğe birden fazla kadını uygun görmesi, buna olanak tanıması, buna meşruiyet zemini kurması; inanç biçiminin kadın ruhunu ikinci plana ittiğini, kadını incitmeyi erkeğin cinsel açgözlülüğünü yönetilebilir hale getirmeye yeğlediğini gösterir ki toplumsal eşitlik, huzur, adalet açısından sorunlu bir durumdur. Velev ki kadın buna razı olsun; mezhebi geniş bir anlayışın "norm"alleşmesi, medeni kanunun çerçevesini çizdiği sağlıklı aile dokusuna, çocukların psikolojik gelişimine zarar verecektir.

Not1:  Hiç değilse "ne ise o" olan radikal İslamın kadına biçtiği rolden daha tehlikeli yan yolların olduğunun bilincindeyiz. Sadakatsizliği, aldatmayı, çok eşliliği kılıfına uyduran seküler kesim ayrı bir yazının konusudur. Burada mesele ideolojilerden bağımsız olarak kadının birey olarak onur ve haysiyeti meselesidir, kadının cinsiyet kimliğiyle toplumda bağımsız, yetkin bir özne konumuna dönüşümü meselesidir.

Not2: iktidar medyası İdlib'te köşeye sıkışmış Heyet Tahrir Şam'ı (HTŞ), Muhammed el Colani'yi, Afganistan'da emperyalizme karşı sergilediği tavrın benzerini kadınların onur ve haysiyetine açtıkları savaşta da sergileyen Taliban'ı son günlerde parlatıp parlatıp önümüze servis ediyor. Türkiye gericileri ideolojileri itibarıyla "öteki" olana yaşam şansı tanımayan dinci gericiliği sevimli göstermeye çalışıyor. Oysa bizler gayet iyi biliyoruz ki radikal İslam gerçek hayatta hiçbir karşılığı olmayan HOMOJEN TOPLUMU dayatan totaliter bir baskı rejimini öngörüyor. İktidarı ele geçirdiği anda "öteki" ve "aykırı" olanın katlini vacip görüyor. Başı açık Müslümanı Müslümandan saymıyor. Batı tarzı giyim kuşamı seçmiş insanlara kafir gözüyle bakıyor. Kültür emperyalizmi dahil (ki buna ben de karşıyım) bütün "tehditler"e karşı en sert önlemleri alarak iktidarını korumayı hedefliyor. Gerçek hayatta kaşılığı olmayan bir ideal uğruna binlerce insanın katledilmesini göze alıyor.

Not3: Türkiye'de eşitsizlikleri kronik hale getiren dinci ve ırkçı gericiliğe karşı toplumda kadınıyla erkeğiyle insan onuruna yaraşır demokratik düzeni koşulsuz savunan bir tek biz ALEVİLER kaldık. Toplumun mozaik yapısını bir zenginlik olarak gördüğümüzü her platformda dile getiriyoruz. Yönetimde temsiliyetin hakkaniyetli dağılımının önemine vurgu yapıyoruz. En başta da Aleviler olarak kendi dünya görüşümüz ve söz söyleme hürriyetimiz için mücadele ediyoruz. Bunu yaparken Radikal İslamcıların yaptığı gibi hiç kimsenin özünden kopmasını şart koşmuyoruz. Kendimizi bu anlamda "öteki olanı" yok sayan  radikalizmin karşısında konumlandırıyoruz. Huzurun ve refahın, ortak yaşamın asgari koşullarının kabulünden geçtiğine inanıyoruz. İbadeti siyasetine sermaye yapanların yandaşlık ve yolsuzluk üzerine inşa ettikleri paralel yapılanmaların toplumu derin bir kaosa sürüklediğini görüyoruz. 



Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek