Halk sağlığı bir beka meselesidir
Türk Tabibler Birliği'nin daha önce defalarca vurguladığı gibi "savaş bir halk sağlığı sorunudur". Halk sağlığı ise mühim bir beka meselesidir. Zira devletleri insanlar inşa eder. Demokratik haklarla birey-toplum-devlet ilişkileri belirlenir. Kurumlar sadece düzeni sağlamaktan değil, toplumu oluşturan bireyleri geliştirip donatmaktan da sorumludur. En azından teoride öyle.
İNSANLIK UZAYA ÇIKTI ANCAK AVCI-TOPLAYICI EVRESİNDEKİ ZİHİNSEL YAPI AŞILAMIYOR
Felsefeci Cengiz Gündoğdu "Biz insanın atayız" der. Zira insan "olunan" bir şeydir. Bizler ise henüz müsvedde aşamasındayız. Aydınlama ve kapitalist iktisadi düzenin hep daha çok kazandıracağı anlayışının viraja girdiği ve tersine bir yolculuğun başladığını anlamak işten değil. Burada ortalama insanı kastediyorum. Yoksa bundan iki bin beş yüz yıl önce Aristoteles zamanında da ileri düzeyde akıl yürütmelerin yapıldığı bir ortam vardı. Ancak o zamandan bu yana toplum tabanında kılık kıyafet dışında fazla bir değişim, dönüşüm olmadı. İnsanların genelinde hâlâ toplumu aşağıya çeken en ilkel duygular hakim.
Velhasılı kelam, aydınlanmanın, ansiklopedi devriminin ve kapitalist ekonominin insanlığın düşünsel ve maddi refahını artıracağı iddiası sekteye uğramış görünüyor. Bilgi çağını taçlantıran internet dünyasının bugün et pazarına dönüşmesi ve daha başka birçok arazlar için muazzam bir mecra haline gelmesi bunun bir tür kanıtı.
SAVAŞ VE ÇATIŞMALAR NİÇİN BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR?