Çocukluğundan bir sokak köşesi dahi kalmayan insanların ülkesi

Kentlerin hafızası silindiğinde insandan geriye ne kalır? 

Avrupa'ya tatile gidenlerin paylaştığı fotoğraflara bakıyorum. Buram buram tarih kokuyor. Çoğu yerde evler, sokaklar, meydanlar, köprüler en az yüz yıldır aynı yerde duruyor. Çocukluğu o kentlerde geçen insanlar, dünyanın öbür ucuna dahi gitseler ve hatta bu dünyadan göçseler anıları hep orada, o korunmuş mekanlarda yaşıyor olacak. 

Geçmişi sahiplenme söyleminde bir numarayız, uygulamada ise sıfırız...

Bulunduğumuz coğrafya deprem kuşağı. Ancak kent hafızasını ortadan kaldıran tek neden bu değil. Eskiyi sahiplenmek, korumak ve yaşatmak konusunda kötü bir sicile sahibiz. 

Ecdad edebiyatı yapanların kent merkezlerindeki pahalı araziler üzerinde kalmış mezarlıklara antipatileri olduğu muhakkak. Bunu Ayrılıkçeşme'deki tarihi mezarların halini ilk gördüğümde daha iyi anladım. Restorasyon adı altında tarihi mekanların tahrip edilerek rant kaynağı yapılması da kimliksizleştirme sürecinin bir parçası.



Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Hz Musa'yı Isıran Köpek

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları