İnsanın erişebileceği en üst mertebe kendisi gibi olmayanlara da adalet talep etmektir

İttihatçı kafayla yaşayan tekçi sığ zihniyetin muteber sayıldığı bir coğrafyada insan hakları savunuculuğu yapmak ve bir Eren Keskin olmak her yiğidin harcı değildir. Zira her şart ve koşulda ömür boyu kararlı, onurlu, dik bir duruş gerektirir. 

Müesses nizamın sağladığı konforla bol keseden atıp tutan sağcıların genelinde bu cesaretin esamesi okunmaz. Üniversite yıllarından itibaren polislerle aynı saflarda durarak ellerinde bıçakla, baltayla solcu veya Kürt öğrencilere saldıran sinik, korkak bir tipolojileri vardır.*** [Aklıma ilk olarak Marmara ve İstanbul üniversitesindeki sağcı gruplar geliyor] Arada günah çıkaran tek tük itirafçıları duysak da ben bu sinikliğin ÖZELEŞTİRİSİNİ veren mert bir sağcıya henüz denk gelmedim. Arada kırılma anları olsa da sağ geleneğin özeti budur.

[Mahruki bunları yapanlardandır demiyorum ama serberst çağrışımla eğer aklıma ilk bunlar geliyorsa bu da sağcılara dert olsun. Gerçi bu insan tiplojisinin dertlenmek gibi insani bir seviyede olmasına ihtimal vermiyorum]*** 

Müesses nizamın tek bir işaret fişeğiyle Alevi, Kürt, Solcu avına çıkmak için hazırda bekleyen nice kiralık insan müsveddesi var. Palayla doğramak veya "cehennem ateşiyle yakmak" eskisi kadar kolay olmasa da çoluk çocuğumuza kadar musallat olup bizleri yapay zekayla parçalara ayıracak kadar akıllandılar! Zira paramiliter klavye ordularının anonim kimliklerle yapıp ettiklerini maruz kaldığımız sefil iftiralar vesilesiyle öğreniyoruz; devrilmiş Niğde gazozu gibi köpüren zihin haritalarını da yakından okuma şansını elde ediyoruz. Şunu da eklemek iserim; tekçilikte ortaklaşan Ulusolcuların sicili en az Ülkücüler kadar kirli.

SÜREKLİ ADALETSİZLİĞE UĞRAYANLAR ZAMANLA HASIMLARINA BENZEMEYE BAŞLARLAR

Bunu kendi toplumumdan; Alevi, Kürt ve solcu çevrelerden gözlemleyebiliyorum. Aksi bir durum zaten hayatın olağan akışına tersdir. Etki tepki meselesi. Meselenin asıl dikkat çeken noktası; içselleştirdikleri adaletsizlikle hem kendilerinin hem de birbirlerinin kuyusunu kazmalarıdır. Niçin bunları söylüyorum; çünkü dünya artık o kadar küçüldü ki atılan her taş kısa sürede bumerang gibi geri dönüp sahibinin kafasını yarıyor. Çağın yeni tür mafya yapılanmaları bunun önüne geçmek için kozmopolit mafyayı üretince bu kez o taşlar aynı anda birden fazla camiaya geri dönüyor. Herkesin çoluk çocuğu da bundan nasibini alıyor!

(***) Haklı haksız her durumda müesses nizama sırtını yaslayarak efelenmek ortak özellikleridir. Güçlünün safında durup atarlanmak mertliğe sığmaz. Yıllar içerisinde kendi eylem ve söylemlerinin ahlaki/bilişsel sorumluluğunu almaktan aciz bir insan modeline dönüşürler. Bizler maalesef kürek mahkumu bir halk gibi güruh haldeki bu kitleyle de mücadele etmeye mecbur bırakılmışız.



Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Hz Musa'yı Isıran Köpek

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları