Sosyal politikalarla güçlendirilmiş toplumlar

Mafya bir nevi holdingleşmiş suç örgütüdür. Devletlerle hem organik bağları vardır hem de devlet denilen yapıya meydan okuyan iç dinamiklere sahiptir. Geleceğe dair umudu olmayan yoksul halk kesimlerine yasalardan azade alternatif geçim kaynakları sunar. Eşitsizlikten ve hukuksuzluktan beslenir. 

Her ülkenin irili ufaklı mafyatik yapılanmaları vardır. Ancak karşılaştırmalı bir değerlendirme yaptığımızda, sosyal politikaların görece güçlü olduğu Avrupa Birliği ülkeleri gibi ülkelerde bizdeki kadar yaşama ve genişleme alanı tanınmaz.

Sosyal politikalar vatandaşta güvende olma duygusunu tesis eder ve geleceğe dair kaygıları azaltır. Modern hukuk devleti bu duyguları pekiştirir. Yasalarla belirlenmiş hakların gasp edilmeyeceğine duyulan inanç barışcıl toplum inşasını ve dayanışma kültürünü besler. 

Japonyada'ki uçak yangınında 96 saniyede 400'e yakın yolcu ve mürettebatın birbirini ezmeden, yara almadan kurtulması tam da bu dayanışma kültürünün içselleştirildiği bir davranış örneğidir. Benzer biçimde kameralara anlık yansıyan deprem görüntülerinde insanların ne yapacaklarını biliyor olmaları, herkesi şaşırtan sakinlikleri ve elbette binaların sağlamlığı aynı kültürün ürünleridir. 

Japon'lar bu seviyeye bir anda yükselmediler. Geçmişte yaşadıkları büyük acılardan dayanışma kültürüyle çıktılar. Ve bu dayanışmayı tüm dünyayı etkileyen teknolojik gelişmelerin lokomotif ülkelerinden biri olarak sürdürdüler. Halkına iş, aş ve gelecek vaadeden bir ülke oldular. 

Bedava baklava dağıtıldığında birbirini ezen bizim gibi geri kalmış toplumlarla, ölüm-kalım anında bile aklı selimi terk etmeyen gelişmiş toplumlar arasında asırlarca fark var. Bölgedeki ağır savaş koşullarının, büyük yıkımlara yol açan yakın tarihteki depremlerin dahi toplumsal örgütlenmede etkili olmadığını görüyoruz. Savaşlarda ve afetlerde yardımların dağıtımının talana ve yolsuzluğa dönüşmesi bunun en bariz işaretidir.

Dünyada bir taraf ortaçağını aşamamış. O taraf biziz. Bu bir gerçek. Önce bunu kabul etmek ve geri kalmışlığın nedenlerini ortaya koymak gerekiyor. Toplumun refahını, huzurunu, haklarının yenmeyeceğine olan inancını artırmaya yönelik politiklar geliştirmeye ihtiyacımız var. Yoksa kan gölüne dönen Ortadoğu karanlığıyla bu modern dünya arasındaki amorf bir yapıda sıkışıp kalacağız. 









Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Hz Musa'yı Isıran Köpek

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları