Her tür işgalin gölgesinde yaşamak...

Dört yanımız örgütlü sığ faşizmle kuşatılmış... Devlete atfedilen kutsiyet amacından saparak toplumdaki ahlaki çürümenin meşruiyet zeminine dönüşüyor. Hakim ulusa mensup olanlar için yalan, iftira, istismar, gasp bir gereklilik halini alıyor. Eylem ve söylemlerinin sorumluluğunu almaktan aciz bu "ayrıcalıklı kitle ruhu"na "ulu"s deniyor! Müesses nizam "insan"ı azalta azalta bitiren  sistem"de varlığını sürdürüyor. 

YALANDAN VE İFTİRALARDAN BESLENENLERİN ÖRGÜTLÜLÜĞÜ

" Devlet, kendine yüklenen kutsallıkla şişiyor, insandan da, adaletten de, özgürlükten de daha önemli oluyordu. Ve böyle bir devlet yapısı, kaçınılmaz olarak, kendi kutsal varlığını sürdürebilmek için insanlardan, adaletten, özgürlükten vazgeçiyor ve sonunda kendisini taşıyabilecek hiçbir güç ortada kalmıyordu... İnsanları güvenli bir örgüt içinde tutabilmek için oluşturulan devletin ‘ hiçbirşeyleşmesi’ insanları da, yanan ahırdaki atlar gibi birbirlerini çiğnemelerine yol açacak bir paniğe ve acıklı bir isteriye sürüklüyordu..."


Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Hz Musa'yı Isıran Köpek

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları