Allah'ın avukata ihtiyacı yoktur, ancak insanların ve toplumların vardır.

Hiçkimse inanmadığı bir dine saygı duymak zorunda değildir. Ancak yasalar çerçevesinde saygı göstermek zorundadır. Modern hukuk bunun için var. Ateistin de dindarın da haklarını koruyan bir hukuk sisteminden her kim korkuyorsa o kişinin kendi inancına ya da inançsızlığına güveni tam değildir. Müslüman mahallesine salyangoz sattırmayanların Avrupa'nın göbeğinde kimseye demokrasi dersi vermeye hakkı yoktur. Benzer biçimde 21.yy Avrupa'sının kutsal kitap yakanları özgürlük sınırlarında değerlendirmesi ayrı bir sorundur. Üst düzey açıklamalara bakılırsa öyle değerlendirdiklerini sanmıyorum. Ama bunu bizim gibi ülkelerde bir avantaja çevirmek için pusuda bekleyenler var. Buna ihtiyaç duyan bir politika kendinden bir şey üretemez. Ucube ya da aşırı sağ/radikal bir insana Kuran ya da İncil yaktırmak dünyanın en kolay işidir. Dünya bunlarla oyalanılmayacak kadar büyük ve vahim meselelerle burun burunadır. Mağduriyet temel bir politik söyleme dönüştüğü anda mağduriyeti üreten bir pozisyona da düşer. 



Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek