Hukukun üstünlüğü ancak objektif kriterlerin hakim olduğu saygın bir yargı sisteminde mümkün olur

Devletin İstihbaratına çalışan birimlerin görevi tehdit ve şantaj ağlarıyla aileleri birbirine düşürmek, çocuk istismarcılarının hamiliğini yapmak, liyakatsiz kadrolara arka çıkmak olmamalı...

via alismetamorphosis.blogspot

Haklı mücadelemde yalnız olmayı ben seçmedim, buna mecbur kaldım... 

2017'de saldırıları usulüne uydurarak yasal zemine taşıyanlar, dava ve soruşturma bombardımanı başlattıklarında beni aramayan sormayan annem telefon açıp dava duruşmalarına katılmamam yönünde telkinde bulunuyordu. "Boşver, katılma" diyordu. Oysa savunma için maddi manevi en ufak bir destekte bulunmuyordu. Oğlumu evde tek bırakıp duruşmaya gittiğim oldu. 

Soruşturma ve davaların sayısı arttıkça hukuki süreçlerimle kendim ilgilendim. Ailemden hiçbir destek görmedim. Hakkımda açılan sekiz davanın tüm duruşmalarının (Pandemi döneminde Aile mahkemesinde görülen şaibeli bir duruşmadan geri çevrilmemi saymazsam -duruşma yapılmış görünüyor -) bir teki hariç hepsine katıldım. Duruşmadan iki gün önce ön büroya bıraktığım yazılı savunmamın yeterli olacağını düşünmüştüm. 

Katılmadığım o tek duruşma vesilesiyle 17 Aralık 2022 Cumartesi günü iki polisin zoruyla öğlen vakti evimden alınarak önce sağlık kontrolü için Maltepe Devlet Hastanesine ardından Cumhuriyet Karakoluna görütürüldüm. Davayı açan da oğlumun sağlığı ve güvenliği için başvurduğum savcılık soruşturmalarını yürüten savcılardan biri. İşini layıkıyla yapmadığını yazdığım için Blog yazılarımdan ötürü açılmış bir dava. Ama "ARANANLAR LİSTESİNDESİNİZ" denilerek evimden alınmama yeten bir hukuki zemin... Yargı bu durumda. Bize başvuracak saygın bir merci bırakmadılar.

Bir taşla birden fazla kuş vurmaya alışmış paralel yapılanmanın bakiyesi organize çetelerin gazabından bizleri koruyacak bir devlet iradesi malesef yok. O götürüldüğüm karakolda aynı saatlerde bir fuhuş operasyonu olduğu belli olan bir kadınla adam da getirilmişti. Profesyonel dikkat çeldirmelerini yıllardır bu yöntemlerle yapıyorlar.

Yıllarca konut dokunulmazlığımı ihlal eden organize çeteler onur ve haysiyeti hedef alan saldırıları kurumlar eliyle sürdürdüler. Ne can, ne mal güvenliğimiz kalmış. 

2020 Haziran'ında evimde uzandığım yerde ani bir kimyasal zehirlenme yaşadım. Zehirlenmenin kaynağı hâlâ muamma. Aniden ellerimden ve ayaklarımdan vücuduma hücum eden bir karıncalanma hissettim. Gözlerin bir anda bozuldu. Baygıntı geçirmek üzereyken telefon ekranını zar zor okuyup 112'yi aradım. Kendimi balkona, temiz havaya attım. Ertesi gün ancak kendime gelebildim. Uyurken başıma gelmiş olsaydı bunu fark edemezdim. Bir kaç defa uykumdan kafama balyoz yemiş gibi uyandığım günler oldu. Suriye'ye savaşa giden siviller sanırım elleri boş dönmüyorlar. Kimyasal silahlar mahalle aralarında geziniyor!



Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek