"Çığlık"

[Prof.Dr. İzzettin Önder'in kaleminden / Evrensel]

"Edward Munch’un çığlık adlı ünlü tablosunu yorumlayanlar, bu eserin ressamın yaşamı boyunca yaşadığı ıstırapların sonucu olduğu kanaatine varmışlardır. Resimde, bir gemi güvertesinde çığlık atan bir kişi ve arkada bu durumu sakince izleyen iki kişi bulunmaktadır. Bu resmi şöyle de yorumlamak mümkündür; resim, fiziksel görüntüler olarak değil de, insanların ruh aleminde yaşadıkları nevrozların algılandığı bir görüntüleme cihazının ekran yansımaları olarak görüldüğünde tablo daha bir anlam kazanmaktadır. Denizin ortasında yaşananları kimileri sükunetle, kimileri ise derin kaygı ve yeis ile karşılamaktadır. Peki, bugün değerli okuyucuları böyle bir yazı ile karşı karşıya koymanın sebebi ne olabilir, sorusuna yanıtım, bu eserin, yaşadığımız derin çöküşte toplumun çeşitli katmanlarındaki insanların çelişkili ruh halinin harika bir görüntüsünü veriyor olmasıdır.... Evet, denizin ortasında giden gemide hepimiz varız, ancak devlet gemisi batmaz, fakat yürütülebilmesi için makine dairesindeki kölelerin her geçen gün daha zorlu külfetlere katlanması gerekir. Baskılı resmi faizle piyasa faizi arasında mekik dokuyarak üretim yapmadan varsıllığa kavuşan, kur korumalı mevduatla üretim yapmadan servetine servet katan, devletten olağanüstü vergi avantajı sağlayan sermaye gemide üst katlarda seyretmektedir. Ama gemi üst kattaki vatandaşların himmetiyle değil, kazan dairesindeki kölelerin hizmeti ile batmaktan kurtulmaktadır. Demem o ki, makine dairesindeki kölelerin bu kadar çetin külfetle yüzdürdükleri gemide sefayı üst kattakiler sürmektedir..."



Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek