Hayatın olağan akışına uymayan "tesadüflerle" ağlarını örüyorlar

via alismetamorphosis.blogspot

Farklı toplum kesimlerini hedef alan uluslararası karma suç şebekeleriyle saldırıyorlar. Yasa dışı dijital takiplerden elde ettikleri bağlantısal verileri tezgah ve kumpaslarda kullanıyorlar. Psiko-siber saldırı düzeneklerine zemin oluşturan devasa veri akışları var. Son yıllarda internet tuzaklarına düşürdükleri çocukları her yere sızmanın en kolay aracı haline getirdiler. Kendilerine yalandan, istismardan, iftiradan, kumpastan devasa bir GASP EKONOMİSİ inşa etmiş durumdalar. Yargı ve Emniyette hatırı sayılır bir güce ulaştıklarını, yedi yıllık dava ve soruşturmalarımın seyrinden bizzat tecrübe ettim. 

2015 Kasım'ında sosyal medyada paylaştığı yalandan sonra Savaş Bayram'ın kimler tarafından kullanıldığını soruşturmaya başladığım anda aleyhimdeki profesyonel itibarsızlaştırma düzeneklerinde tüm düğmelere birden basıldı. Tezgahın en başında birinci dereceden yakınlarımı aleyhimde manipule edenler bu defa sosyal çevreme musallat olmuşlardı. Kişiliği müsait olanları punduna getirip kullanıyorlardı. Kara propaganda faaliyetleri Taksim'in, Kadıköy'ün solcu çevreleriyle sınırlı değildi. Saldırılarda sağ ve sol paramiliter çetelerin aynı anda harekete geçmesi, yurt dışındaki bağlantıların da bu sürece dahil edilmesi (yurtdışında yaşayan kardeşlerimin de sürece dahil edilerek aleyhimde hareket etmelerini sağlayan networkün varlığı) ve nitelikli iftiraların birbirinden çok farklı toplumsal kesimlerde karşılık bulması, Savaş'ın taşeronluğunu yaptığı kumanda masaları hakkında yeterince ip ucu veriyordu. 

İletişim hatlarına dışarıdan müdahalelerle her tür oyunu oynadılar. Savaş*** gibi kullanışlı aparatları kurdukları tezgahlarda "işlevsel" hale getirdiler. Belli ki Ağrı nüfusuna kayıtlı, sosyal çevresinde Zana ismini kullanan Savaş Bayram, bana ve aileme yönelik yıllara uzanan itibarsızlaştırma saldırılardan başından beri haberdar biriydi. Bununla kalmayıp Alevi, sol ve sosyal demokrat çevrelerin sempatisini kazanarak aleyhimizde iş yapmayı sürdürdü. Bizimkilerin, yani ailemin, akrabalarımın, Alevilerin ve Kürt toplumunun, insan tanıma ve doğru yargıda bulunma konusundaki zaafları gerçeklerin açığa çıkmasına her defasında engel oldu. Başta annem olmak üzere, yakınlarımdan ve sosyal çevremden yalan ve iftiralara dahil olanlar yüzünden bu mesele benim açımdan çözümsüz bir noktaya taşındı.

En başta ailemin ve yakınlarımın hangi networkler üzerinden manipule edildiği, çocuklarımızın ve gençlerimizin organize çeteler tarafından ne tür yol ve yöntemlerle organize suçlara alet edildiği, başta kendi toplumum olan Alevi Kürt toplumunun mercek altına alması gerekiyor. Çünkü bu mesele yapay zeka programlarıyla; artırılmış gerçeklikle, deepfake'le izah edilemeyecek kadar vahim bir mesele. Saldırı düzeneklerindeki insan faktörü sorgulanmalı: Annemi, kardeşlerimi aleyhimdeki sefil iftiralara ortak edecek gücü nereden buldular?! Yakınlarımı ne tür ödül veya şantaj ağlarıyla aleyhimde kullandılar?

(***) Savaş gibi kendi eylem ve söylemlerinin sorumluluğunu almaktan aciz insanlar her tür organize suçta aranan ideal tiplerdir. Her topluluğa kolayca ayak uydururlar. Her role girerler. Bir benlikleri yoktur. Kurnazlardır ancak zeka seviyeleri ortalamanın altındadır. Gerçeklik algıları sağlıklı değildir. "Suça Ortak Olma/Ödül/Şantaj/Tehdit" döngüsüne çekilen bu tür insanlar bir kere dahil oldukları organize çeteden kolay kolay sıyrılamazlar. Ta ki tüm çete çökertilene dek. / Not: Yıllardan sonra Maltepe'de bir üst geçitte rastladım, "Gerizekalı" deyip geçtim. Ne olacaktı ki Savaş gibi kurmaca bir karakteri muhatap alacak değilim. Kişisel tarihçemde "Onursuz İkiyüzlü İnsanlar Hanesi'ne düşen biridir.


Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları