Zor Kullanmak Neydi?

Adnan Oktar'ın ücretli müritleri, Oktar'ın çiftliklerinde ve 121 hücre evinde, kadınların zorla tutulmadıklarını iddi eden taglar açarak, sosyal medyayı yine işgal etmiş. Medyaya yansıyanlardan gördüğümüz kadarıyla Oktar'ın kedicikleri torna makinesinden çıkmış gibi. Alamut kalesinde sex köleliği için hinoz ve uyuşturucuyla esir alınmış kadınların post modern versiyonu dersek abartmış olmayız. Kadınların hemen hepsi tornadan çıkmışçasına şahsiyetsizleştirilmiş. Hâlâ troll ekiplerine para yükleyerek cüretkarca "zorla tutan yoktu" açıklamalarıyla gündem oluşturuyorlar. İnsan onur ve haysiyetini ayaklar altına alan ve insanların iradelerini kırmaya yönelik işler yapanlar yargı karşısında hesap vermeye mahkumdur. 40 yıldır ve özellikle son 20 yıldır gizli bir takım odaklar Adnan Oktar gibi uçuk kaçık ama bir o kadar da şeytani zekaya sahip bir adama "yürü ya kulum" demiş. Adnan Oktar da zihnindeki projeleri hayata geçirmiş. Somut hale gelen projenin vitrinini A9 ekranlarında bol bol seyrettik. Sürreal bir kaçıklık ve akıllara durgunluk veren bir manzarayla çıktılar insanların karşısına. Bunlara yol veren "derin odaklar" sırf kendi illegal, ahlaksız işleri için bunları yıllarca aparat olarak kullandılar. Adamlar da yasalardan muaf bir imparatorluk haline geldiler. Bunları mı savunacağız?! Kadınları yirmi çeşit senaryoyla ağlarına düşürerek, zengin ve ideal koca adayı rol modeli  paravan tosuncukları piyasaya sürerek kandırdıkları, kimyasallarla ve psikolojik yöntemlerle uyuşturdukları kadınları yıllarca Bacılar, Cariyeler, Motorlar diye kategorilere ayırarak ailelerinden koparan, onları sex kölesi gibi kullanan bir yapı insana hakarettir. Bu yapıyı savunmakla, bunlarla çıkar ilişkisi içerisinde ve hatta en ufak bir dirsek temasında olmakla kadın onuruna hakaret etmek aynı kapıya çıkar. Hangi etnik kimlik ya da inançtan olursa olsun toplumun sağduyusunu hiçe sayan bu ve benzeri yapılar büyük hata yaparlar. Her çirkefin bir sonu vardır.

Çağın Lut Kavmini uzaklarda aramayın