'Kapitalist Üretim kutuplaştırıcıdır'

"Kapitalizmin en belirgin niteliği, onun bir meta uygarlığı olması ve her şeyi metalaştıran niteliğidir. Sadece üretilen mal ve hizmetler değil, doğayı ve insan emeğini, toplumsal yaşama dahil olan ne varsa (insan ilişkileri, aile içi ilişkiler, bilimsel ve estetik faaliyet, eğlence alanı, insan yaşamının tüm vehçeleri.) metalaşıyor, paralılaşıyor, soysuzlaşıyor, anlamsızlaşıyor. Ve bütün bunlar da ilerleme, kalkınma, vb. olarak sunuluyor... Bilindiği gibi kapitalizm öncesi toplumsal formasyonlarda veya uygarlıklarda belirleyicilik ilişkisi siyasetten ekonomiye doğruydu. Siyasi gücü elinde bulunduran sınıf, ekonomik güce de sahip oluyordu. Başka türlü ifade edersek, servete ve zenginliğe giden yol siyasetten geçerdi. Kapitalizmle birlikte bu ilişki de ters-yüz olmuştur. Artık siyaseti belirleyen ekonomidir, ekonomik gücü elinde bulunduranlardır. Bu durumun etik sorunlar yaratması kaçınılmazdı... Kapitalizm 'müthiş yaratıcı' bir sistemdir. Ama aynı zamanda 'müthiş yıkıcı' bir sistemdir de. Ücretli emek sömürüsü ve her seferinde üretim sürecine sokulan yeni teknolojiler zenginliği artırıyor ama üretilen bu zenginlik giderek dar bir kapitalist sınıfın ve çevresinin (burjuva sınıfının) elinde toplanıyor. Bu niteliği itibariyle de kapitalist üretim kutuplaştırıcıdır. Bunun anlamı her ileri aşamada zengin-yoksul farkının mutlak veya göreli olarak büyümesidir... Söz konusu kutuplaşma ancak işçi sınıfı ve 'bağımlı çevredeki' emekçilerin mücadele ve müdahaleleriyle sınırlanabilir veya ortadan kaldırılabilir ki, bu da sınıfsal güç dengelerinin kısmen veya tamamen sömürülen sınıflar ve halklar lehine döndüğü durumda mümkündür. " - Fikret Başkaya



Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Hz Musa'yı Isıran Köpek

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları