Halk tv Zehra Develioğlu'nun psikolojik tahlilini yapıyor, teşhislerini de boşanma olayıyla sabit hale getiriyor

Gazeteciliği mahalle dedikoduculuğu seviyesine çekmeye ne kadar meraklı bir toplum olduk. Halk tv'nin Barışlarından birinin sunduğu haberin ilk intibası şu oldu: "Kadını kocası boşamış, zaten evliliğinde de böyle yalanları olan biriymiş, eh belli ki hak etmiş. Sen misin Kabataş yalanını masum gençlere yıkan. Al işte gör gününü."

Zehra Develioğlu'nun Kabataş saldırısını anlattığı ilk videolardan birini, ekta sunduğum videoyu, tekrardan izledim. Aradan geçen onca yıldan sonra konuyu yeni biçimiyle ele alan Halk TV'nin gazetecilik garabetinin en az bu olay kadar ucube bir durum olduğunu düşünüyorum. Bunlar üstelik ülkenin "ilericilik" iddiasını taşıyan ekibin aktif üyeleri. 

Gerçekten gazetecilik yapan birinin insanların ailevi olaylarına ve kişilik analizlerine cüret etmeden evvel bahse konu adli tıp raporlarını, gerçekse kimlerin imzasını taşıdığını, o tarihlerde meydanı görüntüleyen mobeselerin takibini yapan taşeron firmayı ve o saatlerde mesaide olanların kimliklerini araştırması daha uygun olurdu. 

Kabataş olayı bir kadının kendi başına uydurduğu, abarttığı, ekleyip çıkardığı ve kendisini inandırdığı sanrıları olabilir. Ancak o olayda bahsi geçen hadiselerin her biri aksi ispatlanmadığı için olasılık dahilindedir. 

Başörtüsüne küfredenler yok mu, var. Simgelerin toplumdaki etkisini ve olası refleksleri gerek seküler kesimde gerekse dinci muhafazakarlarda gayet iyi okuyabiliyoruz. Alkolün etkisiyle kontrolsüz ve uygunsuz davranışların sergilenme olasılığı yok mu, var. Develioğlu'nun iddiasındaki eşgale uyumlu grupların olması da beni şaşırtmaz. O tarz insanlar var. 

Gezi Olaylarının en ilginç taraflarından biri Tarlabaşı'nın 8-10 yaşındaki çocuklarına kadar bir anda ortaya çıkan ve kovalarla satılan kutu biralarıydı. Yadırgadığım bir durumdu. Bira içmekle direniş özdeşleşmiş gibiydi. O kadar biranın bir de idrara dönüşme hadisesi elbette olacaktır. Gezi'de parkın etrafındaki otellerin tuvaletlerinde her akşam 50 kişilik kuyrukların olduğunu bilen bilir. Taksim'e ve civarına sirayet eden bu atmosfer insanları doğal olarak etkiliyordu.

Tartışılması gereken dezenformasyonsa bunu algı yönetimiyle birlikte ele almak gerekir ki her ili tarafın en iyi yaptığı iştir. 

Bu ülkenin dinci muhafazakarından bir hayır gelmez biliyoruz ama sekülerinden hiç gelmez. Bıktık ya. Ergenlik çağını aşamamış bir toplum olmamızın ana sebebi bu iki ana aksın sığ bir kısırdöngüye dönüşen savaşıdır. Gezi'nin goygoyunu yapanların olduğu ana hatta birkaç mimlenen ismin dışında hafif yaralarla ve gözaltılarla meseleden sıyrılmadın bir yolunu hep buldular. Öne piyon olarak dizdikleri de biz Aleviler ve Kürtler olduk. Ölenler ve yaralananlar hep bizden. 


Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek