Kişiyi tanımlayan en önemli şey arzusu mudur?
Her tür yakınlığı cinsellik ekseninde tanımlayan hedonist bir anlayış son yirmi yılda ortaya çıktı. Kapitalizmle birlikte insanların tüketim alışkanlıklarına olduğu kadar arzularına da yön veren bir sistem inşa edildi. Zira tüketim ve arzu birbirinden ayrılmaz bir bütüne işaret ediyordu. Alfabenin bütün harflerini kendisine eklemleyen amorf bir "hak arama" modeli, toplumda kendi varoluşuyla saygın bir yer edinmek isteyen gey ve lezbiyenlerin önüne geçti.
Altı yıl kız öğrenci yurtlarında kaldım. Her yurtta iki yüzden fazla kız vardı. Görünür olmadıkları için olabilir, lezbiyen ilişki anımsamıyorum. Oran olarak azınlıkta olsalar da varlar. Bilimsel verilere göre her toplumda ortalama yüzde 3-4 oranında gey ve lezbiyen var. Bunların dışında intersexler, yani cinsiyet kimliği belirsiz olarak doğanlar söz konusu.
Demokratik hak arayışları, zaten var olanın görünür hale gelmesi açısından çok önemli. Bizim gibi doğu toplumlarında özellikle gay bireylere yönelik istismarlar ve nefret suçları çok fazla. Asıl mesele, toplumda yaygın hale gelen ve kurumlar tarafından da kanıksanan ayrımcılığın ve sistematik şiddetin önüne geçmektir. Ancak bunlarla meşgul olmasını beklediğimiz lgbti+ hareketleri her tür insani yakınlığı bedensel hazza indirgeyen sığ bir anlayış tarafından sürekli olarak sabote ediliyor. Sadece Türkiye'de değil, dünyada da durum bu.
Günümüzde pornografi sektörü internetteki en büyük gelir grubunu oluşturuyor. Ergenlik çağındaki çocukların diğer başka birçok şeyle birlikte cinsel yönelimlerini de kumanda eden bir sistem var. Bunu kapitalist tüketim modeline uyumlandırarak projelendirmeleri bir yana, pedagojik açıdan riskli bir 'özgürlük alanı'. Ergenlik çağındaki gençlere her türden içeriğin direkt veya dolaylı olarak servis edildiği kontrolsüz internet dünyasında yeni tür arazların çıkması elbette karçınılmaz olacaktır.
Bu noktada önerdiğim şey katı bir baskıcı anlayış ya da yasakçılık değildir. Ancak çocukların pedagojik veriler ışığında korunmasını sağlamak hepimizin görevidir.
