Yıllardır iki taraflı süren seviyesizliğe müdahale edecek kanaat önderlerimiz yok mudur?

On yıldır sosyal medyada Kürt siyasetinin seküler ve muhafazakar kesimleri arasında sürüp giden seviyesiz atışmaları takip ediyorum. Kaldıkları yerden devam ediyorlar. Herkes bir ötekini ajan/kripto ilan ediyor. İki tarafta da bol bol kripto var. Sistematik asimilasyon politikalarının bir çıktısı da bu olsa gerek. İstihbaratın gücüyle insanları köşeye sıkıştırıp Kürt toplumunun aleyhinde kullanmak günümüz  koşullarında çok daha kolay. Ben de çapraz ateşin altında kalarak bunların sığ tartışmalarından nasibimi fazlasıyla alanlardanım.. Biz Kürtler açısından trajik bir durum. Birbirini bol bol aşağılayan, birbirini rezil etmek için sırada bekleyen, tartışma kültürü yerine karşılıklı küfürler eden taraflar Kürt. Bıraksan bir kaşık suda birbirini boğarlar. Sorsan her yenilgide suçu Türklere atarlar. Bence de asıl suç tekçi zihniyeti bizlere dayatan Türklerin. Çünkü bizi şu duruma sokmayı "başardılar". 

Müesses nizamın bizleri değersizleştirmesine kendimiz müsaade ediyoruz. Kendi içimizdeki farklılıklara tolerans göstermezken ayrımcılık politikalarından nemalanan hakim ulus kimliğinin bizlere saygı göstermesini bekleyemeyiz. Göstermiyorlar zaten.  Önce kolumuzu, bacağımızı kesiyorlar, bizleri yalnızlaştırıyorlar, sonra da "şefkatli" görünmeye gayret ediyorlar. Arkadaş dediklerimiz, olmayan kuyruğumuza bağlanan tenekelere bıyık altından gülüyorlar. Sosyoloğa köpek bakıcılığı öneriyorlar, çektiğiniz yoksullukla çaktırmadan dalga geçiyorlar, hak ettiğiniz değeri görmemenizden memnun oluyorlar, en ufak bir çıkarları söz konusu olduğunda sizi bir kalemde harcıyorlar. Devletle ve devletin istihbaratıyla kurdukları organik bağlar üzerinden sizler hakkında sizin bildiğinizin de fazlasını biliyorlar, bundan dolayı alçakça bir üstünlük duygusu taşıyorlar. Müesses nizamın çıktısı proje insanın genel profili bu. Oldukça sığ, dar çıkalarına odaklı, güvenilmez insan tipolojisi.