Kayıtlar

Haziran, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Devlet destekli Yobazlar Canlarımızı Yaktı

Resim
Katliamı Unutursak Kalbimiz Kurusun 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilmiş olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nde mahsur kalan 33 Canımızın Radikal islamcılar tarafından hedef gösterilerek katledilmesinin acısı hala yüreklerimizi yakıyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık noktalarında, üzeri örtülen ya da hiç başlatılmayan Alevi ve Kürt Katliamı davaları vardır. Ülkemiz henüz kendi  gerçekliğiyle yüzleşme cesaretine ve olgunluğuna sahip değildir.  Yüzleşme kültürü olmadığından yeni tür linç ve katliamlara gebe bir toplumun  inşası gizli ajandalarla sürmektedir. Katliam davalarının ya hiç başlatılamamış olması ya da zaman aşımına uğramasının sebeplerini gelin hep birlikte irdeleyelim: HABER ARŞİVİ "Bu kadarını biz bile beklemiyorduk" (2 Temmuz 2011/Sabah Gazetesi) Özel Harp Dairesi bünyesinde çalışan Üstteğmen H.Ç., Sivas'ta gerçekleşen Madımak Katliamı i...

Zor Kullanmak Neydi?

Resim
Adnan Oktar'ın ücretli müritleri, Oktar'ın çiftliklerinde ve 121 hücre evinde, kadınların zorla tutulmadıklarını iddi eden taglar açarak, sosyal medyayı yine işgal etmiş. Medyaya yansıyanlardan gördüğümüz kadarıyla Oktar'ın kedicikleri torna makinesinden çıkmış gibi. Alamut kalesinde sex köleliği için hinoz ve uyuşturucuyla esir alınmış kadınların post modern versiyonu dersek abartmış olmayız. Kadınların hemen hepsi tornadan çıkmışçasına şahsiyetsizleştirilmiş. Hâlâ troll ekiplerine para yükleyerek cüretkarca "zorla tutan yoktu" açıklamalarıyla gündem oluşturuyorlar. İnsan onur ve haysiyetini ayaklar altına alan ve insanların iradelerini kırmaya yönelik işler yapanlar yargı karşısında hesap vermeye mahkumdur. 40 yıldır ve özellikle son 20 yıldır gizli bir takım odaklar Adnan Oktar gibi uçuk kaçık ama bir o kadar da şeytani zekaya sahip bir adama "yürü ya kulum" demiş. Adnan Oktar da zihnindeki projeleri hayata geçirmiş. Somut hale gelen projenin vitrini...

'Haber Arşivi' Köşesi

Resim
Eymür: Sisi konuşsa bugün Türkiye sarsılır ( MİT Kontr-Terör Merkezi eski Başkanı Mehmet Eymür / 20 Haziran 2009 tarihli röportajı) Röportaj: Abdurrahman Şimşek/Sabah Yıllardır basına uzun uzadıya röportaj vermediniz. Suskunluğunuzu SABAH için bozuyorsunuz? Eymür: Bazen olaylar öyle saptırılıyor ki bir açıklama yapmaya mecbur oluyorsunuz. Yoksa sık sık sahneye çıkmak pek hoş değil. Tabii sorularınızın bazılarına cevap veririm, bazılarına cevap vermem. Bazıları Güney'i 'manipülatör' olarak görüyor, bazıları ise Güney'in söylediklerinin çoğunun doğru olduğunu düşünüyor. Sizin düşünceniz nedir? - Yani bütün söyledikleri doğrudur diye kefil olamam. Zaten kendisi de bazı şeyleri baskı altında söylediğini beyan ediyor. MİT'e yardımcı olan birçok gazeteci vardır. Benim bunların hepsini bilmem mümkün değil. Bilsem bile bir neden yoksa açığa çıkartmanın manası da yok. Milli bir müesseseye destek olmak her Türk vatandaşının görevidir bence. Bizde MİT'çilik kü...

Şer Odaklarının Eylemleri Kamuoyu ile Paylaşılmalı

Devletin vatandaşına karşı yükümlülüklerini - her ne sebeple olursa olsun - Alis örneğinde yaşandığı gibi yerine getirmekte yıllardır aciz kalması, mafya vari organize suç örgütlerinin hareket alanının genişlemesine yol açmıştır. Emniyet ve Yargıya sızan bu oluşumlar her tür manipülasyon konusunda ustalık sergilemektedirler. Yeni tür saldırılar ve tehlikeler konusunda halkta bir bilinç yaratmanın ilk koşulu yapılanların uygun bir üslupla kamuoyu nezdinde ifşa edilmesidir. Siyasi saiklerle, maddi çıkar hesaplarıyla suça dahil etme ve ödül döngüsüyle anafor gibi hemen herkesi içine çekebilme kabiliyetindeki şer networkünde, on yaşındaki çocuklardan 70-80 yaşındaki insanlara kadar her yaş grubundan ve kesimden insanlar kullanılmaktadır. Çocukların körpe zihinleri iğdiş edilmektedir. Yetişkinlerden akli selim sahibi insanlar dahi büyük resmi görememekte, ne tür işlere alet olduklarının ayırdına bile varamamaktadırlar. İnsan psikolojisine çok hakim bir yapı söz konusu. Uzmanlık alanları alg...

Her Ulus gibi Kürt'ler de çeşit çeşit

Derin devletin üstün çabaları neticesinde nüfusun büyük çoğunluğu"terörizm" ile Kürtlüğü bir bütün olarak algıladı. Örgütlenmek gibi ilerici toplumlara has eylemlerin neticesinde vücut bulan "Örgütlülük" bile bilinçli çağrışımla sadece terörizmle ilişkilendirildi. Yaratılan bu negatif algıyla bütünleşen bir Kürt tipolojisi yaratıldı. Buna ne ülkenin ilerici sosyalist kesimlerinin yüksek sesli itirazı oldu ne de muhafazakar Kürtlerin. Tek kanallı trt yıllarından bu yana "ölü olarak ele geçirilen eşkıya" haberleriyle asgari muhakeme yeteneği köreltilen yurttaş, kendisine öğretildiği gibi, boş vakitlerinde bebek doğrayan bir adamı, bütün müsibetlerin baş müsebbibi olarak görme kolaylığına sığındı. Neyse, bu kısımlar bizi aşar. Sadede geliyorum . Yarın yapılacak İBB seçiminde İmamoğlu'ya destek için İstanbul'a geldiğini söyleyen onlarca Kürt Din Adamı (Mele) var. Melelerden biri kendisine uzatılan mikrofona Türkçe olarak "Haksızlık karşısında susa...

Lütfen adımızı, sayfamızı maddi çıkar, torpil, reklam vs için kullanmaktan vazgeçin

Rica ediyorum. Biz burada sgk eksik günlerin primlerini dert eden, vergisini taksitle ödeyebilen, buna rağmen zenginlikte parada pulda gözü olmayan minimalist hayatlar tutturmuş insanlarız. Abuk sabuk işlerde adımızı kullanarak sırtımızdan para kazanılması kanımıza dokunuyor. İnsanların adını, sayfasını bilgi ve iradeleri dışında maddi çıkarları için kullanan herkesi esefle kınıyorum. Alis bu çürümüş sistemde kendisine uygun düzgün bir iş bulamazken birilerinin onun sırtından para kazanıyor olması kabul edilemez. Asgari gelir kaynağına yönelik sabotaj ve kumpaslara rağmen Alis kimseye yüz sürmemiş, onuruyla dimdik kendi ayaklarının üzerinde durmuş, hukuk mücadelesi için arabasını satmış, kemer sıkmış ve saldırılara karşı direnmekten asla vazgeçmemiştir. Şimdi hal bu iken sinekten yağ çıkaran, torpil için, üç kuruş için birilerine laf taşıyıp yalakalık yapan insanlar bi defolup gitsin, öfkemizi bir de sizden çıkarmayalım.

Türkiye'nin Sosyal Demokratları, Temsili:

Resim
İlk Çağrışımlar:  - Darbe gecesi jet seslerinden mest olup "oh bu iş de bitti" diye evlerinde sevinç pıtırcığı olup günün ilk ışıklarında dumura uğrayanlar, - Sistem yaklaşımından uzak, yüzeysel demokrasi ve özgürlük kavramlarını sahilde tangayla denize girebilme, ramazanda rakı güzellemesi yapabilme, Amerikan aksanıyla Türkçe konuşma sığlığına bağlayanlar, - Millete "makarnacılar" diyerek kendi çapında o rahata alışmış ılık götüyle "üstünlüğünü" ifade etmeye çabalayan sefiller, (Daha çok var aklıma geldikçe eklerim) - Etek döpiyesli Cumhuriyet kadınlarımız before/after pict. Saçları mutlaka sarı ve fönlü olacak.

Kadıköy Acil ve Şam olayı - Emniyetteki Yozlaşma derin değilse tahkikat başlatılır

Resim
Yıllardır küçük yaşlardan itibaren özellikle "sahipsiz" "başıboş" gördükleri çocukları zehirleyen ekiplerin varlığı bilinmez değil. Bu çocukların iradelerini erken yaşlarda farklı yöntemlerle kırarak kendilerine biat etmelerini sağlayan odaklar var. Bunu, gençlere yaklaşabilecekleri rap/hiphop tarzı müzik, eğlence ve sair üzerinden yapmak için özel olarak görevlendirilen kişiler üzerinden yapıyorlar. Hedefe koydukları çevreleri can evlerinden,  vuruyorlar.  Fuhuş, uyuşturucu ve daha başka birçok suça bulaştırılan gençlerin yaş oralaması  yine aynı çeteler tarafından kumanda edilen siber ve akran zorbalıklarıyla 11-12'lere kadar düşüyor. Çok ağır hak ihlalleri ve insan yaşamına kasteden olaylar var.  Emniyet bunlara yıllardır ya müdahale edecek gücü bulamıyor ya da daha yukarıdan gelen talimatlarla bunları görmezden geliyor. Kadıköy'ün, Taksim'in, kentin varoşlarına kadar sızan uyuşturucu ve fuhuş mafyasının ağına düşen gençler, yıllardır bataklıktan fa...

Ağzını topla dızzo

Resim

Biraz da magazin dünyasının bilinmeyen dehlizlerine göz atalım

Resim
İnternetin yaygınlaşması ve yapay zekanın kolay ele geçirilebilir bir araç olması farklı taleplerin doğmasına da yol açıyor. Artık günlük hayatın parçası olan kameralı akıllı telefonlar sayesinde yapay zekaya yüklenen devasa bir data bankası söz konusu. İşin aslı, kişi haklarıyla ilgili yasal prosedürleri bypass eden sınır tanımaz bir teknolojiyle karşı karşıyayız. Eskiden belki sadece güçlü istihbarat teşkilatlarının ve multi milyonerlerin ulaşabileceği imkanlar ela ayağa düştü diyebiliriz. Farzı misal, genç yaşta eşinizi mi kaybettiniz. Sosyal medyanın "dark side"** tarafında iş yapan bir piyasada kaybettiğiniz eşinizin ikizini bulabilir ve yine aynı yasadışı ağlarla bu kişiyle tesadüfi bir tanışma faslı hizmeti bile alabilirsiniz. Örnekleri burnumuzun dibinde yaşıyor. Emin olun bundan zerre şüphemiz yok. Gerekirse ifşaları yaparız... Meseleyi içimizi karartan değil de tebessüm ettiren örnekleriyle vermek daha yerinde olacaktır. Bob Dylon ile Aktivist ve belgeselci Kazı...

İzlanda ve futbol denilince aklıma Konya Tribünleri geliyor...

Resim
Sosyal Medyada dönen tartışmanın içeriğine bakacak kadar vaktim yok ancak; İzlanda, futbol, milli duygular, tuvalet fırçası, emre, yuhalama kelimeleri twitter'da gözüme çarpınca kafamda oluşan ilk çağrışım Konya tribünleri oldu.  Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en kanlı terör saldırısı olarak tarihe kazınan, 103 insanımızın katledildiği yüzlercesinin sakatlandığı 10 Ekim 2015 günü yaşanan Ankara Garı Katliamında yaşamını yitirenlere yönelik bir dakikalık saygı duruşuna ıslık ve yuhalamayla karşılık veren Konya tribünlerindeki insan müsveddeleri ve bu müsveddeleri palazlayan zihniyet yaşadığımız coğrafyanın yüz karasıdır. işte o utanç anları:  Türkiye ile İzlanda arasında Konya’da oynanan Avrupa Şampiyonası grup elemeleri maçı öncesinde Ankara’daki patlamada hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşunda tribünlerden ıslık ve yuhalama sesleri yükseldi. https://elamidirius.blogspot.com/2019/06/derin-devletin-nato-tedrisatl.html Uyuşturulmuş ideolojik bir takı...

Derin devlet kliklerinin yeni paramiliter güçleri: Dijital manipulasyon ve fuhuş çeteleri

Soyu tükenmeyen insan müsveddesi yapmışlar. Mahallelerde ulaştıkları yarım insanlarca kadının evinin gözetlenmesinden dışardayken dijital takibe alınmasına, yasadışı yollarla evine girilerek fuhuş ve ahlaksız çekimler yapılmasından bunların ortalığa servis edilmesine kadar, gittiği her yerde garsonundan pazar esnafına, güvenlik görevlisinden seminer hocasına üretilen kara propaganda malzemesinin sistematik biçimde servis edilmesinden dublörlü, senaryolu filmler çekerek kadını zan altında bırakacak bir dizi organize ahlaksız suç. Düşünün ki siz islam eserleri müzesini geziyorsunuz ve o sessizliğin içinden güvenliğin birinden tuhaf iniltiler duyup başınızı o yana çeviriyorsunuz ve adam size bakarak o sesleri çıkarmaya devam ediyor... Salı pazarında pazarcının biri kadını avuçlayacakmış gibi hareketler yapıp ağzından köpük saçarak ısrarla laf atıp taciz etmeye kalkıyor... Çam yarması gibi iki tip, kadın tam yanlarından geçerken telefonu kulağına götürüp bağıra çağıra "KARI DA SATIYO...

Derin Devletin Nato Tedrisatlı Telegramcı/İşkenceci kliği atakta

"Bu tablonun özeti aslında şu: AK Parti şu an tek başına iktidar değil ve ülkeyi yönetirken koalisyon içinde olduğu kimi 'devlet güçleri' Kürt meselesinin özgürlükçü yöntemlerle çözülmesini istemiyor." ( *) Katılıyorum... Kürt halkıyla asla onurlu bir birliktelik taraftarı olmayan, işkenceci eski apoletli  tayfadır bunlar. Toplumun her kesiminden en sosyopat karakterleri teyakkuza geçirebilecek networkün arka planında bunlar var. Kendi halkına düşman hukukunu bile uygulamayan kan emici vahşiler. Küresel sermayenin başat köpekleri! (*) N.Alçı bu yorumunu 2015'te Ceylanpınar'da "iki polisin uykusunda katledilmesi" olayıyla (davada tutuklu kimse kalmadı, evde başka polislerin parmak izi çıktı, davanın üstü kapatılmak isteniyor ) barış sürecinin fiilen bitirildiği ve düşük yoğunluklu iç çatışmanın /savaşın yeni biçimi olan  "hendek savaşları" zamanında da söyleseydi, ilkesel ve tutarlı bir tavır olarak görülebilirdi. Yandaşlığını yaptığı v...

Bataklık kurbağasından bozma twitter halifesi halkın arasına nifak tohumları serpiştiriyı..

Resim

'Kapitalist Üretim kutuplaştırıcıdır'

"K apitalizmin en belirgin niteliği, onun bir meta uygarlığı olması ve her şeyi metalaştıran niteliğidir. Sadece üretilen mal ve hizmetler değil, doğayı ve insan emeğini, t oplumsal yaşama dahil olan ne varsa ( insan ilişkileri, aile içi ilişkiler, bilimsel ve estetik faaliyet, eğlence alanı, insan yaşamının tüm vehçeleri. ) metalaşıyor, paralılaşıyor, soysuzlaşıyor, anlamsızlaşıyor. Ve bütün bunlar da ilerleme, kalkınma, vb. olarak sunuluyor... Bilindiği gibi kapitalizm öncesi toplumsal formasyonlarda veya uygarlıklarda belirleyicilik ilişkisi siyasetten ekonomiye doğruydu. Siyasi gücü elinde bulunduran sınıf, ekonomik güce de sahip oluyordu. Başka türlü ifade edersek, servete ve zenginliğe giden yol siyasetten geçerdi. Kapitalizmle birlikte bu ilişki de ters-yüz olmuştur. Artık siyaseti belirleyen ekonomidir, ekonomik gücü elinde bulunduranlardır. Bu durumun etik sorunlar yaratması kaçınılmazdı... K apitalizm 'müthiş yaratıcı' bir sistemdir. Ama aynı zamanda ...

Nihai hedefimiz İnsan-ı Kamil olmaktır

" Bu yol ateşten gömlek, demirden leblebidir." ALEVİ anne-babadan doğan bir kişi bir rehber/pir/dede eşliğinde İkrar Cemi'nde ikrar vererek yola girmeli ve talip olmalı. İkrar verip yola giren Alevi, bütün yaşamı boyunca Alevi inanışının disiplinine uyarak yaşantısını sürdürmeli. Yola kabul edilen kişi Alevi yolu içinde inanışın aslına ulaşmak için dört kapıdan (dereceden) geçmeli. Bu Kapılar: – Şeriat Kapısı (usul erkân kapısı) – Tarikat Kapısı – Marifet Kapısı – Hakikat Kapısı’dır Her kapının 10 Makamı (basamağı) vardır. Bu kapılar bir bakıma “Sır Perdeleri” gibidir. Alevi insanının hedefi, amacı: Alevi Sırr-ı Hakikatine erişmesi için bu dört kapıdan ve 40 makamdan geçmesi gerekmektedir. Hakikat kapısının 10. makamında kişi, Sırr-ı Hakikate erişir. Bu makamda kişi “Yaradan içinde erimesi” halindedir… Dört Kapı Kırk Makam Dört Kapı Kırk Makam öğretisi özünde; kişinin derece derece ahlaklanarak, iç temizliğine kavuşması, yükselip y...