Kürtlere "Mayın Eşeği" demek çirkin bir bel altı vuruştur
Ergen sağcı faşistlerin sıklıkla kullandığı bu çirkin ifadeyi, ülkenin entelektüelerinden bir felsefecinin kullanıyor olması kendileri açısından talihsiz bir durumdur. "Mayın Eşeği", Türk entelijansiyasının Kürt hareketine bakışındaki seviyeyi dışa vuran bir ifadedir. Evet, Kürtler her şeyi doğru yapmıyor, yapamıyor. Ancak ülkedeki insan denen malzemenin en damıltılmışının dışa vuran zihin yapısı bu iken, Kürtlerden dağları delmeleri bekleniyor! Anadilleri Kürtçe olan sosyal medya hesaplarından kendisine yöneltilen Türkçe mesajlarda "Hödük", "Zırvalıyorsun", "Bir de felsefeci olacaksın"la başlayan eleştirilere, "Üslubunuz çok çirkin" diyerek yanıt veren felsefesi Sadık Usta'ya, Kürt hareketine "Mayın Eşeği" demekten daha ağır bir üslup var mıdır diye sormak isterim? Yüz yıldır aynı devlet çatısı altında birlikte yaşadığınız ancak varlığı, anadili yok sayılan, en ufak bir hak talebinde toplu mezarlara gömülen, zorunlu göçlerle toprakları insansızlaştırılan, nüfus politikalarıyla metropollerin etrafında yoksulluğa, suça, illegal dünyaya mahkum edilen biz Kürtlerin yüzlerce yıllık kendi anayurdunda EN TEMEL hukuki haklarını tekrar kazanması için samimi bir çabaları olmuş mudur? Yoksa "Ben size mayın eşeği olmayın demiştim"'den öteye gitmeyen üslubu siyaset yapmak olarak okumamızı mı beklemektedirler?
Ben kendi anladığımı söyleyeyim, Kürtler NATO'cu ABD'ci değil de Rusya ve Çin emperyalizminin "Mayın eşeği" olsalardı ya da gerçek hayatta en ufak bir karşılığı olmayan sağ ve sol kanat ulusalcıların "üçüncü yol" ideolojisiyle Türklerin gölgesinde kalsalardı sanırım Sadık Usta bu "Kaba saba", "Konuşmayı bilmeyen" Kürtlere biraz olsun sempati duyabilirdi.
YÜZLERCE YILLIK KÜRT DAĞLARINA KÜRT HALKININ ANLAMADIĞI "BİLİNMEYEN BİR DİLLE" "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" YAZILIRKEN BUNU SORGULAMAYAN, BUNDAN ZERRE MİSKAL RAHATSIZLIK DUYMAYAN TÜRK ENTELİJANSİYASI
Biz Kürdüz. Türk değiliz. Asimilasyona da uğrasak, dejenere de olsak kökenimiz ayrı, dilimiz ayrı, kültürümüz ayrı. Yüzlerce yıldır bu topraklarda yanyana yaşıyoruz. Coğrafyanın en kadim halkı, otokton bir millet olarak en temel anayasal haklarımızın tanınmamış olması, yüz yıllık cumhuriyet kazanımlarını biz Kürler açısından temelden anlam kaybına uğratmaktadır. Zira ne adımıza, sanımıza ne kültürümüze ne de atalarımızın doğup büyüdüğü topraklara, o toprakların orjinal isimlerine saygı var. En aydını dahi suya sabuna dokunmak istemiyor ama hakim ulus kimliğinin nimetlerinden faydalanırken, bu konforlu alandan çıkmadan, uzaktan Kürtlere akıl hocalığına soyunuyor, Kürtleri "Mayın Eşeği" olmakla itham ediyor.
