Devletin, Kürtleri kendi topraklarında "soysuzlaştırma" politikası büyük oranda başarılı olmuştur

Bazı toplumların uykudan uyanması için gerçeklerin yüzlerine vurulması gerekir. Biz Kürtler bunların başında geliyoruz. Aslında acı gerçeği az-çok biliyoruz ancak sessizce ve hatta sinsice buna rıza gösteriyoruz. 

"Kuzey Kürdlerinde aydın ve entelektüeller Kürdçe ana dillerinde eğitim görmedikleri için ruhları zayıf, hafızaları yaralı, güvensiz, otoriteye itaatkar ve problemliler, hatta rehabilitasiyona ihtiyaçları var." - Ronî Aydın Dere

Kesinlikle doğru olduğunu düşündüğüm bir durum tespiti. 

İdeolojiler ve politik uygulamalar, ancak mevcut gerçeğin idrak edilmesiyle bir değer arz eder ve gelişir. Oysa Türkiye'deki Kürt siyaseti, maruz kaldığı ağır baskılar sonucu, kendi tabanını da kaybetmeye mahkum bir teslimiyet içerisindedir. Asıl meselesi Kürtler ve Kürtlük de değildir. Bir halkın sistem eliyle "soysuzlaştırılması" projesinin ana üssünde, bu projeye kökten muhalefet edeceği yerde, öyle ya da böyle bu projede tabutun son çivilerini çakmakta aracı rolünü üstelenmektedir. Zira Kürlere Kürtlük adına tek bir kazanımları dahi olmadıkları gibi, silahlı örgüt veya terör yapılanması -adına ne derseniz deyin - üzerinden yaşanan büyük yıkımlarda siyasi aparat olmaktan kaçamamışlardır. 

Uzun yıllara yayılan silahlı mücadelelerde kirlenmeyen taraf yoktur. 

Devletlerin taşeron istihbarat yapılanmasına dönüşenlerin Kürtlere kazandırdığı hiçbir şey olmadığı gibi, kaybettirdiği çok şey vardır. İllegalite bir araç olmaktan çıkmış bir yaşam biçimine, amaca dönüşmüştür. Bir toplum en iyi ancak böyle zehirlenir! Bizi "soysuzlaştıran" müesses nizamda, sistemin müsaade ettiği ölçüde, her tür yasa dışılıktan ve yolsuzluktan nemalanmak, hiçbir halka yakışacak bir hal değildir, olamaz. Mert ve güçlü atalarımızın kemikleri sızlıyor.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek