Ali Küçük adındaki adamın ölmeden önce en son diyalog kurduğu kişi benmişim

Yıl 1999 ya da 2000. Üniversiteden arkadaşımla Beyoğlu'ndayız. Gülüyoruz, neşeliyiz, bir arkadaş grubuyla buluşup eğlenmeye gidiyoruz. 

Yolda bankamatikten para çekerken yanımıza biri yaklaştı. Uzuca boylu bir adam. Donuk bir ifadeyle, hesabındaki paranın bankamatiğin verdiği en düşük banknotun yarısı olduğunu söyledi. Parayı benim hesabıma aktarıp çektikten sonra kestaneciden bozdurup verdik. 

Ali Küçük o akşam bindiği vapurdan inmemiş. Montu ve kişisel eşyaları vapurda bulunmuş.

Adamın en son diyalog kurduğu kişiler meğer bizmişiz. Eşi ve arkadaşları İşbankası'ndan Şişli'de kaldığım erkek arkadaşımın evinin adresini öğrenmiş. Bir akşam aşağıdan kapının zili çaldı. Banyodaydım. Bir şekilde binaya girip, asansörsüz apartmanın altı katı çıkmışlar. Israrla kapıyı çalıyorlar. Panikledim, köpüklü kafa, üzerimde bornoz, kapının ardından kim olduklarını sordum. Ali Küçük diye birini tanıyor musunuz diyorlar. Yaşadığım stresten aklıma öyle biri gelmiyor. Para aktarmış falan diyorlar. O arada erkek arkadaşımı aradım. Kuzeniyle birlikte jet hızıyle geldiler. Kapıyı o zaman açtım. Onlar da ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Ben bu isimde birini hiç tanımadığımı söyledim. Aklıma o akşam bankamatikten para çekip bozdurduğum hiç gelmedi. Gelse de adamın adını hatırlamam mümkün değil. Sonradan düşününce anladım ama olan olmuştu. Gerisin geriye gitmişlerdi.   

Adamın sol yayınevlerinden birini ayakta tutmak için büyük çabalar harcayan, bunun için ailesiyle bile sorunlar yaşayan idealist biri oldğunu bir arkadaş sohpetinde tesadüfen öğrendim. Kadıköy takı tezgahlarından, olayı aktardığım arkadaş Ali Küçük'ü de ailesini de yakından tanıyordu. Dünya küçük. Ali Küçük'ün eşinin ve ailesinin hâlâ bir ümit taşıdığını, kafalarında benimle ilgili soru işaretlerinin kaldığını, kendisinin durumu gidip onlara aktaracağını söyledi. 

Hüzün ne çaresiz bir duygu... Umudun insanın elinde solması... O akşam yaşam ile ölüm arasında bir adam varmış meğer karşımızda... Biz başka bir dünyadaymışız, o ise başka bir dünyada...