Meclis'te kürsü dokunulmazlığına yapılan fiziki saldırının düşündürdükleri...

TBMM milletin iradesiyle seçilen vekillerden oluşur. 

Kürsü dokunulmazlığına tahammül gösteremeyen milletvekillerinin farklı görüşlere "karşı argumanlar" geliştirmek veya yöneltilen suçlamaları boşa çıkaracak kanıtlar sunmak yerine kaba kuvvete yönelmesiyle topluma verilen tek bir mesaj vardır: Kurumlar siyasi çoğunluk açısından güçlü olanları her koşulda koruduğundan herkes kendi can güvenliğinden sorumludur, TBMM'de bile... 

Kabadayı vekiller tekmeli yumruklu saldırılarıların ardından kendi tabanlarından alkış alsalar bile farklı görüşlere asgari ölçüde tahammül gösterememe acziyetleriyle demokratik değerlerin çok çok gerisine düşmüşlerdir. Zira siyaset, toplumu aşağı çekmek değil bilakis ileriye taşıma sorumluluğu olan bir kurumdur. İddialar ne kadar ağır ve sert olursa olsun iddiaların muhatabı olan tarafın somut verilerle yanıt verebilmesi gerekir. Yumruklar bu yanıtların yerine geçmez.

Not: TİP Milletvekili Ahmet Şık'ın kürsüdeki son cümlesinde - eğer doğru anladıysam - oturumu yöneten Bekir Bozdağ'a dolaylı bir itham vardı. Ne olduysa dananın kuyruğu ondan sonra koptu. Ahmet Şık'ın konuşması yolsuzluklar ve hukuksuzluklar üzerineydi. Geçtiğimiz günlerde Ak Parti Milletvekili Bekir Bozdağ'a yöneltilen mal varlığına ilişkin iddialar olmuştu. Bozdağ bu iddialara üst perdeden meydan okuyan bir yanıt vermişti: Bknz.





Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek