Kayıtlar

Haziran, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türk erkekleri temsili

Resim
Kızlar, kabul edelim; erkekler hemcinslerini ve transları düz kadınlardan daha çok beğeniyor. Dinci muhafazakarlar başta olmak üzere... ama onlar bu durumu dillendirilmenin aile kurumu açısından sakıncalı olduğunu düşündüklerinden kamusal alanda homofobik tavır almayı tercih ediyorlar. Bu politik ikiyüzlülüğü de yüzlerce yıldır sürdürüyorlar. Oysa her toplumda hemcinslerine meraklı erkekler var. Kadınlar arasındaki homoseksüellik ise hiçbir zaman erkeklerinki gibi yaygın olmadı. Dünyadaki ilk roman olarak kabul edilen Don Kişot'ta aralarında Türklerin de olduğu mağripliler için romanın yazarı Cervantes " Tüysüz oğlanları kızlara tercih ederler " der. Yüzlerce yıl bu işler böyle gitmiş. İlk cinsel deneyimin tüm hayatı boyunca kişi üzerinde etkili olduğunu varsayarsak, sistematik erkek çocuğu istismarlarının doğu toplumlarında ne derece yaygın düşünmek gerekiyor. Gebelik riski taşımayan cinsel ilişki kategorisinde değerlendirildiğinde, homoseksüel ilişkinin tarihsel anlamda...

Bu insanların cinsiyet değiştirme ve estetik operasyonlarının mali kaynağı nedir?

Resim
Sosyal medyada gözümüze sokulan, hiçbir değer üretmeksizin kazanılan ünün ve paranın arka planından hiç de iyi şeyler çıkmıyor.   İnternetin tabana yayıldığı ve kullanım yaşının düştüğü şu son on yılda farklı güç odaklarının hedefi maalesef çocuklar oldu. Ebeveyn denetiminin zayıf olduğu ev ortamları çocuk istismarcısı organize çeteler için en uygun alanlar. İstihbaratın alt gruplarında paralel ekonomilerini inşa eden cemaat/hemşerilik çıkar grupları kendilerine yasalardan azade bir hareket alanı inşa ettiler. Bunlar yıllardır her yere sızmanın ve organize suçlarda cezasızlık zırhı edinmenin en kolay aracı olarak tuzağa düşürerek iradelerini ele geçirdikleri çocukları kullanıyorlar. Casus yazılımlarla kurulan tezgahların yanı sıra algoritmalarla yapılan yönlendirmeler ve bunlara paralel olarak oyun görünümlü tuzaklarla çocukların zihinlerini iğdiş eden psiko-siber süreçler var. Ancak ilginçtir hiç kimse çocukların iradelerini ele geçiren bu saldırıların asıl amacını doğru dü...

Kendi Özünü Çek Dara

Resim
Düzgün Yola Eğri Girme İspat isterler verirsen Derdin içinde dermanı Eğer bunu görür isen Girmek istersen erkâna Kendi özünü çek dara Böyle ermiş hep erenler Her şeyi kendinde ara Geçmez hayâl ile vaktin Sen özüne varır isen Var git pîrin dergâhına Bir yol Ehli bulur isen Girmek istersen erkâna Kendi özünü çek dara Böyle ermiş hep erenler Her şeyi kendinde ara Aşığın sohbetin dinle Erkân ile yol gidersen Dilen, itibar ederler Hâl içinde hâl bilirsen Girmek istersen erkâna Kendi özünü çek dara Böyle ermiş hep erenler Her şeyi kendinde ara

Sosyolog Pınar Selek'e yönelik kurumsal eziyet bundan daha net ifade edilemezdi...

Resim
Rasyonel hukuk devleti olmak ile zümre devleti olmak arasındaki tercih - kitlelerin mahvı pahasına da olsa - hep ayrıcalıklı zümrenin müesses nizamı lehine olmuştur.

Darısı kendi çocuklarıyla birlikte başka ülkelerin çocuklarını da zehirleyen diğer narko devletlerin başına...

Resim
 

Biz Kürtlerin duygularına tercüman olan 1071 girişliler

Resim
Bin yıl çok olmadı mı?... Misafirin kısa olanı makbuldür...

Ülke tarihinin en büyük terör eyleminin karar duruşması yarın

Resim
Kökten dincilerin Konya tribünlerinden  katledilen 103 insanımıza bir dakikalık anma gösterisini yuhaladığı, yüzlerce aileye ateş düşüren IŞİD'in üstlendiği 10 Ekim 2015 Ankara Katliamı'na ilişkin davanın karar duruşması 26 Haziran 2024 Çarşamba günü Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, duruşmaya katılım çağrısı yaparak, “10 Ekim davasının aydınlatılması, demokrasi mücadelesinin önemli bir ayağı olacaktır” dedi. Firari sanıklar yönünden devam eden duruşmanın 17. celsesinde tanık olarak dinlenen ve IŞİD’in "Türkiye Emiri" olduğu söylenen Kasım Güler'in çarpıcı açıklamaları olmuştu. MİT'in sınır ötesi operasyonuyla yakalanan ve firari sanıklar hakkında bilgi sahibi olan Kasım Güler mahkemedeki sorgusunda "2014 yılında Konya'da El-Kaide operasyonu ile cezaevinde girdim ve cezaevinden çıkınca Suriye'ye gittim. DEAŞ kurulunca bir Müslüman olarak kalmak istedim” ifadelerine yer verdi. Kendisini Suriye'y...

İkiyüzlü korkak muhafazakar kasa - Plajda mayo/bikini giyen her kadın bunlar için "yollu kadın"dır

Resim
Kamusal alanda kılık kıyafetle ilgili yasal düzenlemeler vardır, olmalıdır da. Adliye ve Eğitim Kurumları gibi kamusal alanlarda ise daha dikkatli düzenlemeler gereklidir. Her yerin kendine özgü bir kılık kıyafet kuralı olur, olmalıdır da. ANCAK kılık kıyafet konusunda uç örnekler paylaşıp toplumu hizaya sokacak en son kişiler şu profildeki gibi küfürbaz, tacizci ve hatta fırsatını bulursa tecavüzcü ışid kafalı tiplerdir. Kadınların tehşirciliğe varan ve hiç de estetik olmayan öreneklerini sözde onları yermek içn paylaşırlar ama ağızları sulana sulana bakarlar. Arz/talep meselesi. " Bunların amacı her gün yeni bir binici bulmak değilse nedir ? Yoksa bir kadın neden böyle bir kıyafetle sokağa çıkar!" Kılık kıyafetten çirkin anlamlar türetmek dünyayı ve insanları tanımaktan aciz, hiçbir şeye farklı çerçeveden bakamayan tacizci zihniyetlere yakışır. Bu sorulara verilebilecek makul birçok yanıt varken tek birine takılmak ve onu genelleştirmek sapkın bir anlayışın dışa vurumudur....

Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste dedikleri bu olsa gerek!

Resim
Kendi halindeki sıradan insanları bilgileri ve iradeleri dışında o kirli iktidar dalaşına alet ederseniz olacağı budur! via alismetamorphosis.blogspot Bugünden geçmişe projeksiyon tuttuğumuzda 15 Temmuz 2016 akşamına gelene kadar iktidar dalaşındaki güç odaklarının kontrespiyonaj faaliyetlerinin birbirine karıştığı görülüyor. Öyle ki sosyal medyada şifreli haberleşme için seçtikleri sayfaların karışması üzerine darbe kalkışması tahmin edilenden daha erken bir saatte başlatılıyor ve doğal olarak hezimete dönüşüyor. Olan da askeri darbeye direnirken ölenlerle, zavallı emireri askerlere ve çocuk denilebilecek askeri öğrencilere oluyor. Not: Nüfusta doğum günüm 1 Kasım olarak geçiyor. Ailemin dediğine göre gerçekte 27 Nisan . Doğum günümü 1 Kasım yerine gerçek olmasın diye 11 Kasım yazdığım Alis Metamorphosis sayfamda 15 Temmuz 2016 günü savaş karşıtı bir alıntı yazıyla şöyle bir grafiti paylaşmıştım. Ne olduysa ondan sonra oldu. Asıl vurucu olay şurada: Fethullah Gülen'in doğum gün...

Hakime "Efendim bi tanem" diyen Ayhan Bora Kaplan'ın dili sürçmüş olabilir mi?

Resim
Sadece muhatabının analyacağı bir şifre de olabilir. Hakime "Bi tanem" diye hitap eden kişi eşi değilse, kaçamak bir ilişkiyi ima etmek için sarf edilmiş bir hitap olabilir... Zira Adnan Oktar'cıların kaset/kumpas geleneğini Ayhan Bora Kaplan gibi paramiliter yapılar devraldı...

Kadına ve çocuğa ganimet gözüyle bakan gaspçı zihniyeti kimler palazladı?!

Resim
Paralel Devlet Yapılanmaları toplumu ayakta tutan ortak değerden ve yasalardan azade PARALEL EKONOMİLERİNİ nasıl inşa ettiler? "Tescilli Troller"  Sistematik çocuk istismarlarını***, deepfake/dijital manipulasyonlarla kişileri zan altında bırakan itibarsızlaştırma düzeneklerini, konut dokunulmazlığı ihlallerini, pornoculuğu, dijital kerhaneciliği gelir kapısına çeviren  Kurumsal Destekli Faşist Siber Çeteler  "mütedeyyin" ve "vatansever" paramiliter yapılardan türediler. Emniyet/İstihbarat servislerinde belli klikler ek gelir olarak NİTELİKLİ İFTİRA piyasasına çalışıyor. Dijital teknolojiyi insana ve topluma zarar eylemlerde kullanıyorlar. Birbirine eklemlenen çıkar grupları insani çürümeyi had safhaya taşıyor: Çocukları istismar ediyorlar, yuvaları yıkıyorlar, insanların zafiyetlerini kullanarak yoldan çıkarıyorlar, "ödül/suça ortak etme/şantaj/ödül" ağlarıyla kurdukları bataklığın çapını her geçen gün büyütüyorlar. *** Mavi Balina ve türevi ...

Sakil bir ev hanımını Komiser Kolombo'ya çeviren hayat bize ne yapmaz ki...

Resim
via alismetamorphosis.blogspot Deliye, Hırsıza, Arsıza İmparatorluk Kurduran Çürümüş Sistem Sorgulanmalıdır Eylül 27, 2021 Üst siyasette ve bürokraside kullanılan kaset/kumpas tezgahları zaman içerisinde toplum tabanına yayılan çeteleşmelere yol açtı. Kaset/Kumpas tezgahlarına dijital teknolojiyle yapılan algı manipulasyonları eklendi. Arz/taleple çalışan bu kirli piyasa gençlere gelir kapısı olarak sunuldu. Reşit olmamış çocuklar suç ağlarının malzemesi haline getirildi. Cemaat/Hemşerilik çıkar ağlarının ele geçirdiği kurumlarda yasa ve ahlak dışı yapılanmalar güç kazandı. Kendi cemaatlerinden insanlarla kurdukları nitelikli iftira düzenekleri ve yalancı şahitliklerle AİLE MAHKEMELERİNDEN ÇIKAN KARARLARI  manipule edebildiler. Bknz. - "Devlet Kurumlarını Parmağında Oynatan Deepfake Çetesi"   https://alismetamorphosis.blogspot.com/.../devlet... Beni yedi yıldır akrep çukurundan farksız para-militer çetelerin hedefine koyanların kimliği de adresi de bellidir.   "Yalandan...

Örgütlü orev'lerle mücadeleyle geçen yıllar utansın...

Resim

Paralel Devlet Yapılanması birileri için bitmiş olabilir, bu durum biz Alevi Kürtler için geçerli değil.

Resim
Devletin gücünü ve dijital teknolojinin nimetlerini Alevi Kürt toplum kesimlerine yönelik düşmanca ve hatta sapkın denilebilecek düzeneklerde kullanıyorlar. Bilinçaltlarına hakim olan, bastırdıkları ne kadar sapkın eğilim ve suç varsa (ensest, pedofili, zina, fuhuş cinsel her tür obsesyon, hırsızlık yapmak, iftira atmak... ) bizler aleyhindeki kurgu ve hikayelerde kullanmayı bir mücadele aracı olarak görüyorlar.  via alismetamorphosis.blogspot Kapalı cemaat yapılanmalarında katı ahlaki değerlerle yetiştirilmiş insanların anonim kimliklerle neler yapabileceğini, yıllardır maruz kaldığımız itibarsızlaştırma düzenekleri vesilesiyle öğrenmiş bulunduk! Ebuseleme Gülen'in itiraflarında oyun görünümlü yazılımlarla dijital ortamda çocukları nasıl hedef kitle haline getirdiklerini görebiliyoruz. Psiko-siber tekniklerle yalnızca çocuklarımızı değil yaşlılarımızı, kendi halinde yaşayan insanlarımızı hedef haline getiren bu yapılanma, 15 Temmuz 2016 hezimetlerine rağmen bizlere yönelik saldırı...

Sosyal medyada "Kutsallar Savaşı"

Resim
Adli makamların ve objektif hukukun, "nefret söylemi" ile "nefret suçları" tanımını ve aralarındaki bağlantıyı daha açık biçimde ortaya koyan yasal düzenlemeler üzerinde çalışması gerekiyor. Hukuk devleti iddiasında samimilerse... Mesela bu tartışmaya Alevilerin Cemevleri için sıradan bir vatandaşın "Cemevi cümbüş evi" demesi ile kamu hizmetindeki yetkili bir makamın "Cemevi cümbüş evi" demesi arasındaki fark kadar, bu söylemin"nefret söylemi" olup olmadığını tartışmakla başlayabilirler. Zira demokrasi tutarlılık ve ilkeli olmayı gerektirir. Dün dündür bugün bugündür mantığını kendine yontanların demokrasiyle imtihanlarında daha çok çalışmaları gerekiyor.  Türkiye'de yakın zamanda yapılan akademik bir anket çalışmasında halkın kahir ekseriyetinin (%70'ler civarında) hâlâ Avrupa Birliği'ne girmeyi istediği sonucu çıkıyor. Çünkü demokratik değerlerin halkın huzur ve refahını artırdığı görülüyor. Bu da demektir ki dini hassasi...

Doğruyu olmak için değil, bulmak ve bizlere karşı silah olarak kullanmak için arıyorlar...

Resim
Ancak her buldukları "doğru", doğru olmayabiliyor. İşte o zaman işler sarpa sarıyor. Boyu ne uzayan ne kısalan Türk solunun, ilericilik iddiasındaki kimi çevrelerin örtük faşizmi, Anadolunun kavruk bozkır faşizmi gibi görünür değildir. Resmi tedrisatın bu "en iyilieri"yle sınavımız bitmediğinden, bizlere karşı gizli silah olarak kullandıkları kaba kalabalığın linçinden ve çağa uyarlanmış troll saldırılarından da kurtulamıyoruz.  Hiç kimsenin devletteki hakim etnik kimlik ve mezhebin nimetlerinden vazgeçmesini  beklemiyorum. Ancak koca koca adamların benim halkımın haklarını gasp etmekten hicap duymuyor olmasını da mertçe bir tavır olarak görmüyorum. Kurumsallaşarak müesses nizam haline gelmiş bu riyakarlıkla baş edebileceğimiz mekanizmalardan yoksun olduğumuzun da gayet farkındayım. Böyle kendi kendime yazıp konuşmakla yetiniyorum.  Resmi riyakarlığın muhafız alayının rahatı bozulduğu anda beşikteki bebemizden, ergenlik çağındaki gençlerimize, seksenine merdiven day...

Evliliğin altıncı ayında error veren kocayı on dört yıl boyunca anlamaya çalışmak...

Resim
via alismetamorphosis.blogspot Bir acayip Nişantaşı Psikoloğu, yıl 2001... Evliliğimin ilk altıncı ayından itibaren eşimle anlam vermekte güçlük çektiğim iletişim sorunları yaşamaya başladım.  Bizim kültürümüzde, bozulan şeyi çöpe atmak yoktur.   İlk önce arızası bulunur, tamir etme imkânları değerlendirilir. Ben de eşime psikoloğa görünmesi için teşvikte buldum. O vakitler Şişli'de oturuyoruz. Eşimin kuzeninin referansıyla Nişantaşı'nda bir psikolog bulundu. Bir iki seanstan sonra psikolog benimle de görüşmek istediğini söylemiş. Gittim. 45 dakikalık seansın ilk 10-15 dakikası telefonla konuşan, boş boş hiç konuşmadan odaya girip çıkarak histerik hareketler sergileyen bir psikolog... Görüşme bittikten sonra para vermeden çıkıp gidiyordum ki; "ödeme yapılacak" denildi.  Hatırı sayılır bir parayı psikoloğun*** uydurduğu yarım yamalak seansına ödeyip çıktım.  Velhasıl-ı kelam, psikoloğun eşimdeki arızaya bulduğu teşhis şuymuş:  Eşimde küsme sorunu varmış. Bunu yen...

Kine em?

Resim

Henüz özgürlüklerine kavuşamamış milletlerin de sevinecekleri bir gün elbette olacaktır

Resim
Kürtlük etno-politik bir meseleyken müesses nizamın, Kürtlüğü PKK üzerinden terör yaftasına hapsetmiş olması biz Kürtler açısından aşılması gereken BÜYÜK bir algı manipulasyonudur. "Fransız İhtilali, milletin ve toplumun vicdanında yerleşmiş onun için evrensel olmuştur... Baylar, işte bu gün, 1789 Temmuzunun 14. gününü burada kutluyoruz ve bu, Fransızların milli bayramı olduğu kadar henüz özgürlüklerine kavuşmamış milletlerin de sevinecekleri bir gündür....” Mustafa Kemal Atatürk burada biz Kürtlerden bahsediyor olabilir. Zira Cumhuriyetin en büyük iki anasırı Türkler ve Kürtlerdir. Ancak biz Kürtler derli toplu bir ulus olamadığımız için hemen her konuda yenildik, hâlâ daha yeniliyoruz. 

Yaşar Kurt ruhu diye bir şey var

Resim

European Parliament 2024 - 2029

Resim
 

Şaibeli Ölümlerden Farmakolog Ümit Sayın, FETÖ ve Ergenekon tarafından hangi kirli işlerde kullanıldı?

Resim
Ülkeye çökmüş taşeron şer odaklarından FETÖ ve Adnan Oktar türevi suç yapılanmalarına ilişkin her geçen gün yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Her dava kendi içerisinde haklı bir gerekçe üreterek varlığını sürdürüyor ve büyüyor. İnsanlarımızı laboratuvar faresine çeviren ulus aşırı şer odaklarının yerli işbirlikçileri oldukları kanıtlarıyla ortaya çıkan bu örgütlenmelerle ilgili ayrıntılar Kamuoyu önünde ifşa edilerek bir bilinç oluşturulmak zorundadır. Aksi taktirde devletin kilit kurumlarına sızan dönemsel güç odakları halk sağlığını ve temel değerleri yerle yeksan etmekten geri durmazlar. Her güçlü sekter "öteki" olarak kodladığı kesimin yedisinden yetmişine düşmanı olarak hareket ederi ki elde edilen veriler saldırıların görünmeyen yüzünde çok vahim olaylara işaret etmektedir. Buna bir dur demek toplumda ortaklaşa bir irade ve kararlılıkla mümkündür. Aksini düşünenler büyük bir hataya düşerler. Tuhaf Adli Tıp Farmakoloğu niçin ölmüş çıktı mı ortaya? ...