Alevileri ve Kürtleri Provoke etmek İçin Uğraşıyorlar
Yerlere düşen iç ve dış siyasetinizde hassas çağrışımlara yeltenecek kadar zor durumdasınız anlaşılan... Kemal Kılıçdaroğlu'na vurulan o yumruğun arka planındaki şark kurnazı think thank ekip rahat etmesin.
Devlet Bahçeli konuyla ilgili keskin açıklamalarının satır aralarında aslında bir gerçeğe işaret ediyordu. Sayın Kılıçdaroğlu'nun danışmanlarından bu meseleyi az çok öngörebilecek kimse de mi yoktu? Kılıçdaroğlu'nun korumaları ne işe yarıyor? Dalga mı geçiyorlar insanlarla? Ülkenin Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir avuç gaza getirilmiş adam tarafından linç edilmek isteniyor. Görüntüler, siyasilerin yaptığı açıklamalar, ifadeler çok çiğ. Ülkenin savunma Bakanı Ana Muhalefet Liderini bir avuç insanın hışmına karşı korumak için kaşlarını Küçük Emrah gibi mahsunlaştırıp halka yalvarıyor. Daha neler göreceğiz?!
Bu yapılanlara biz Kürtler bile çok şaşırıyoruz. Oysa kendi oy verdiğimiz vekillerimiz, bu ülkenin polisleri tarafından defalarca biber gazlarına boğularak yerlerde sürükledi. Demek ki mesele Kürtlük falan değilmiş. Devletin gücünü paylaşmak istemeyenler bu gücü devredebileceği ya da paylaşmak zorunda kalacağı en güçlü siyasi hareketi, Kürt olmasa da, Kürtlerle aynı kefeye koyarak bir taşla iki kuş vuruyor. Nedir bizim çektiğimiz sizden? Yani biz Kürtler olmasak Türkiye'de siyaset neredeyse bitme noktasına gelecek. Sevinsek mi, üzülsek mi bilemedim.
Bindirilmiş kıt'aların da meseleyi YPG'nin terör örgütü olup olmadığı tartışmasına çekmek için kolları sıvadıkları görülüyor. Silahlı ve örgütlü bir yapının terör örgütü olup olmayacağına dönemsel hükümetler karar veremezler. Uluslararası hukukta devletlerin ortak kararları ve bu kararların altına atılan imzalarla bazı tanımlar gerçek hayatta karşılık bulur. Günlük siyasetin diliyle tribünlere oynamanın da bir ömrü vardır.
Devlet Bahçeli konuyla ilgili keskin açıklamalarının satır aralarında aslında bir gerçeğe işaret ediyordu. Sayın Kılıçdaroğlu'nun danışmanlarından bu meseleyi az çok öngörebilecek kimse de mi yoktu? Kılıçdaroğlu'nun korumaları ne işe yarıyor? Dalga mı geçiyorlar insanlarla? Ülkenin Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir avuç gaza getirilmiş adam tarafından linç edilmek isteniyor. Görüntüler, siyasilerin yaptığı açıklamalar, ifadeler çok çiğ. Ülkenin savunma Bakanı Ana Muhalefet Liderini bir avuç insanın hışmına karşı korumak için kaşlarını Küçük Emrah gibi mahsunlaştırıp halka yalvarıyor. Daha neler göreceğiz?!
Bu yapılanlara biz Kürtler bile çok şaşırıyoruz. Oysa kendi oy verdiğimiz vekillerimiz, bu ülkenin polisleri tarafından defalarca biber gazlarına boğularak yerlerde sürükledi. Demek ki mesele Kürtlük falan değilmiş. Devletin gücünü paylaşmak istemeyenler bu gücü devredebileceği ya da paylaşmak zorunda kalacağı en güçlü siyasi hareketi, Kürt olmasa da, Kürtlerle aynı kefeye koyarak bir taşla iki kuş vuruyor. Nedir bizim çektiğimiz sizden? Yani biz Kürtler olmasak Türkiye'de siyaset neredeyse bitme noktasına gelecek. Sevinsek mi, üzülsek mi bilemedim.
Bindirilmiş kıt'aların da meseleyi YPG'nin terör örgütü olup olmadığı tartışmasına çekmek için kolları sıvadıkları görülüyor. Silahlı ve örgütlü bir yapının terör örgütü olup olmayacağına dönemsel hükümetler karar veremezler. Uluslararası hukukta devletlerin ortak kararları ve bu kararların altına atılan imzalarla bazı tanımlar gerçek hayatta karşılık bulur. Günlük siyasetin diliyle tribünlere oynamanın da bir ömrü vardır.
