Radikal İslamcılara çoğulcu bir Suriye inşa ettirme parodisi sona ermiş görünüyor

Suriye'nin kadim halkı Alevileri kökten dincilerin katliam girişimlerine karşı savunmasız bıraktılar. Ölümler her geçen gün artıyor. 

Sosyal medyaya öyle görüntüler düşüyor ki insan olmaktan utanç duymamak mümkün değil. HTŞ liderliğinde kurulan Suriye geçici hükümetini kabul etmeyen Alevilere yönelik askeri operasyonlar katliama dönüşüyor. Yeni hükümete karşı herhangi bir isyan hareketi yokken  de bu insanların evleri, çiftlikleri basıldı. Adam kaçırmalar, yargısız infazlar oldu. Medyaya düşen görüntülerde Şam'a bağlı silahlı askeri birliklerin sivilleri, gencecik insanları gözlerini kırpmadan öldürdüğü, insanların evlerini ateşli silahlarla taradığı görülüyor. Toplu katliamlar, adam kaçırmalar, yargısız infazlar ve onur kırıcı eylemlerindeki ısrarları bu zihniyetin hiçbir zaman muhatap alınamayacak seviyesizlikte olduğunu kanıtlıyor.

Aleviler Suriye nüfusunun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor. Hatay'ın güneyinde sahil hattının devamındaki Lazkiye, Alevilerin yoğunlaştığı bir kent. Kent merkezlerinin dışında kırsaldaki yoksul Aleviler başı bozuk askeri birimlerin saldırıları karşısında en savunmasız toplum kesimini oluşturuyor. Zira yoksul Alevi gençlere Esat rejimi çatısı altında çiftçilik dışında askerlik yapmaktan başka geçim kaynağı olmadığı biliniyor. Savaştan önceki muhalif kesimlerin bugün yönetimde olması geçmişten gelen kin ve nefretin realize edilmesine alan açıyor. Ve bunu yoksul Alevi halkına karşı en ilkel yöntemlerle yerine getirmekten geri durmayacakları görülüyor.

RADİKAL İSLAMCILARLA ALEVİLER VE DİĞER SEKÜLER TOPLUM KESİMLERİ ARASINDA AŞILAMAZ BİR DOKU UYUŞMAZLIĞI OLDUĞU GÖRÜLÜYOR

Mevcut yönetimi devralan Sünni Müslümanlarla Alevilerin yaşam biçimleri ve inanç pratikleri birbirinden çok farklı. Radikal Sünni toplum kesimleri her zaman açıkça itiraf etmeseler de Alevilerin katlini vacip görürler. Bu yaygın bir inanıştır. Emevi zamanından bu yana zihinsel ve kültürel açıdan en ufak bir değişim sergilemedikleri için başta Alevilere ve diğer toplumlara karşı bu düşmanlıklarını sürdürürler. Ellerine geçen ilk fırsatta kendileri gibi yaşamayan, kendileri gibi inanmayan toplumları ortadan kaldırmaya ant içmiş gibiler. "Öteki" olan herkesi cehennemlik gören bir toplumun huzura ve barışa önayak olması mümkün müdür? Alevilerin hiçbir topluma ve inanç kesimine karşı böyle bir düşmanlığı yoktur. Esat rejiminde hukuksuzluklar yaşandıysa ki yaşandı, bunların sorumlusu Alevilik ya da Aleviler değil. O dönemin güvenlik bürokrasisinde ve ordunun üst kademelerinde önemli ölçüde Sünni Arapların da olduğu da biliniyor. Ancak yeni yönetime bağlı askeri birlikler en kolay ezecekleri kesim olarak Alevileri görüyor.

Not: Türkiye'de üst bürokraside görev alan insanlar dahil video kaydıyla ortalığa servis edilen katliamlara alkış tutanların sosyal medya paylaşımları emin olun unutulmayacaktır.

Olayların arka planını tarafsız haberciliğiyle paylaşan Hediye Levent'e kulak verelim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Hz Musa'yı Isıran Köpek

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları