Mülteci politikaları bir programa tabi, tutarlı ve insan haklarına saygılı olmak zorunda

KOMŞUNUN YANGININA BENZİN DÖKEN POLİTİKALARLA BUGÜNLERE GELİNDİ

Sorunu üretenlerden sorunu çözmesini beklemek aciz bir ruh halinin dışa vurumudur. Günümüzde krize dönüşen mülteci meselesinin arka planında iktidar partisinin yanlış dış politikaları yer almaktadır.

AK Partinin Suriye politikasında Beşar Esad Rejimine karşı radikal İslamcı grupları desteklemesi, ülkeyi Suriye iç savaşının bir tarafı haline getirdi. Türkiye, taşıyamayacağı kadar büyük bir göçmen kriziyle karşı karşıya kaldı. Göçmenler, dinci muhafazakar siyâsetin potansiyel oy deposu veya Avrupa'ya karşı kullanacağımız bir koz olarak görüldü. Yetmedi, yüzbinlerce yıldır Kürt yurdu olan Afrin halkını güneye sürüp evlerine Arap göçmenler yerleştirildi. Çok kısa bir zamanda demografik yapıyı tahrip eden düzensiz göçmen akını karşısında sorunun ciddiyetini idrak eden siyasi bir irade sergilenmedi. Suriyeli mültecilerin Türkiye'de artık kalıcı oldukları gerçeğini gözlerden uzak tutan ülke yönetimi, entegrasyon politikaları üzerinde ciddi çalışmalar  yapmadı. Gettolaşan Suriyelilerle yerellerdeki halk karşı karşıya getirildi. Bugün Kayseri'de başlayan linç olayları ve Suriyelilerin yaşadığı mahallelere, işyerlerine yönelik saldırılar, biriktirilmiş bir öfkenin duşavurumu. Bu saldırılarda ülkedeki linç kültürünün aşırı sağın en güçlü aracı olduğunu bir kez daha görüyoruz. 

Hafıza (13.9.2012) - Angelina Jolie Öncüpınar için "Gördüğüm en iyi kamp" dedi A: "Dış Güçler" yani küresel emperyalizm 2011-2012 yıllarında bir yandan Suriye'deki iç çatışmaları köpürtürken, barış elçiliği lansmanını Suriye sınıra gelen Angelina Jolie ve AKP hükümetine yaptırmıştı.








Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek