Asimilasyon politikalarının üzerimizdeki etkisini biliyor olmak da bir erdemdir
Kürtler milyonlarca nüfusa sahip çok büyük bir halk. Her birimizin içinden geçtiği sosyolojik süreçler farklı. Geri dönüşü neredeyse imkansız değişimler/dönüşümler söz konusu. Yüz yıl evvel dört parçaya bölünmüş, milyonlarcası dünyanın dört bir yanına dağılmış bir toplumun aynı süreçlere aynı reflekslerle karşılık verilmesini beklemek mümkün değil. Elbette aslolan Kürtlerin anadiliyle, kültürüyle bu toprakların en kadim, en asil halkı olarak onuruyla varlığını sürdürebilmesinin koşullarını sağlamak ve bunun önüne geçen politikalara rıza göstermemektir. Kaybettiklerimizden daha fazlasını kazanabilir miyiz bilemiyorum. Zamanı geriye döndüremeyiz. Mevcut koşullarda ana sütü gibi hak olan değerlerimizi yaşatmak kıymetli. Ancak devletin köhnemiş tekçi zihniyetiyle sürekli kan kaybettiğimiz beyhude bir savaştansa dijitalleşme çağının nimetlerini değerlendirmek gerekiyor. Google Translate'e Kürtçenin girmesi ve her geçen gün geliştirilmesi Kürtçenin eğitim dili olarak kabul edilmesi kadar kıymetli. Gençlerimizi içi boşaltılmış ve rehin alınmış simgelerle kimlik kazandırmaya mahkum edenler, onların itilip kakılarak sığırlaştırılmış Türk ırkçılarının oyuncağına çevrilmesinden başka işe yaramıyor. Ne varoluşunu Kürt karşıtlığı üzerinden tanımlayan ırkçı güç odaklarıyla ne de MİT'in kuruluşunda büyük katkılar sunduğu aparatlaşmış örgütle uğraşmaya çok da gerek yok. Önümüze bakacağız.