Aile mahkemesinin çocuk teslim ettiği "ideal çift"
via alismetamorphosis.blogspot
Çarpık/sağlıksız ilişkilerin, şefkat ve güven hissinin hakim olması gereken aile ortamına sirayet etmemesi mümkün değildir. Aile Bakanlığı bu tür çiftlerin gözetimleri altındaki küçük çocukların denetimlerini yapmalı, gerekli görülen durumlarda çocuklar devlet korumasına alınmalıdır. Bu çağda kölelik mi olur?! Elbette kimsenin özel tercihleri bizi ilgilendirmez. Ta ki bu insanlar kurumsal destekli itibarsızlaştırma çeteleriyle iş birliği yapıp on yıl boyunca rezili rüsva manipulasyonlarla hayatımı gasp edene kadar.
Çocuklar, herkesin- kırmızı çizgisi olmalıdır, en başta da devletin ilgili birimlerinin! Ancak aile mahkemelerinin dahi çocuk istismarcısı paramiliter çetelerin gölgesinde hareket ettiği bir sistemde bunu beklemek güç.
Normal/sağlıklı birer yetişkin olamayan insanların bu dünyaya çocuk getirmesinin her açıdan sakıncalı bir durum olduğunu düşünüyorum.
Doğduğu günden itibaren hayatı yalanlar üzerine inşa edilmiş, sahte kimlikle 18 yaşını bitirdiği sene Yalova Adliyesi'nde yaşını 4 yaş küçülterek yeni kimlik almış, kimlik karmaşası ve kişilik sorunları yaşayan, benim evladımı da hırslarının ve açgözlülüğünün ara malzemesi yapmış intersex bir kadın (avukat nagihan gür altaylı), diğeri de gizli kapaklı yapılan orji partilerinden kalan alışkanlıklarıyla bu kadınla kurduğu sado/mazo ilişkisi kişiliğine işlemiş şahsiyetsiz bir adam (fatih kemal altaylı). Aile mahkemesinin idealize ettiği bu çifte, hiçbir somut gerekçe olmadan annede olan velayeti verdiler. Bunu da mahalle aralarına kadar sızan, konut dokunulmazlığını ihlal eden çocuk istismarcısı taşeron fuhuş/porno çetelerini ve paramiliter siber kurgu masalarını kullanarak yaptılar. Devletin aile mahkemeleri on iki yaşındaki çocuğu bu iyi kamuflajlı iki sorunlu insana emanet etmekle kalmadı; aynı zamanda yargıda ve emniyette soruşturmaları manipule eden itibarsızlaştırma ağıyla, çocuğu İstanbul Maltepe'de faaliyet yürüten adi çetelerin tezgah, tuzak ve kumpasları karşısında savunmasız bıraktılar. Bknz -"Taraflı, Bağımlı ve Sorumsuz Yargı süreçleri"
Yerellerdeki adi çetelerin saldırılarıyla eş zamanlı yürütülen siber ve akran zorbalıklarının farkında olan ve evladını tüm bu tehlikelerden korumak için mücadele eden bir anneyi hayatlarından tamamen ekarte etmek için kurumlardaki sosyal ve siyasal güç ilişkilerini teyakkuza geçirdiler; şahsi menfaatleri uğruna, kurulan adi tezgah ve kurgularla, hikayesi önceden yazılmış şaibeli bir ölümle ortadan kaldırmanın hesabını yaptılar.
Şahsi menfaatleri için yapmayacakları şey olmadığını defalarca ispatlayan Yozgatlı Gür'ler, çocuğun sağlığı ve güvenliği için talep edilen savcılık soruşturmalarının ve emniyet desteğinin önüne geçtiler. Yedi yıl boyunca annesi aleyhindeki ağır ithamlara maruz bıraktıkları ve annesinden izole ettikleri çocuğu istedikleri biçimde yönlendirecekleri negatif ortamı kurdular; 7/24 kontrolsüz internetle onu bir başına bıraktılar, lise çağlarındayken eğitim hayatını bitirdiler, okula uğramamasına rağmen lise diploması aldırdılar, evlerindeki Türki cumhuriyetlerden gelen yatılı hizmetçilerin istismarına göz yumdular. Küçük bir çocuğu hem annesinden izole ettiler hem de ona bir aile sıcaklığı vermediler. Baba fatih kemal altaylı'yla, 2016'da evlendiği avukat nagihan gür altaylı'nın 2017'de- tıbbi mucizeyle*** - dünyaya getirdikleri çocukla arasında bir kardeşlik bağı inşa etmediler.
(***) tıp çok ilerledi, artık neredeyse erkekleri bile doğurtuyorlar.
Bunlar normal insan değiller. Gizli ve sapkın bir tarikatın üyeleri gibi davranıyorlar ve muazzam bir kurumsal desteği de arkalarına alıyorlar.
