Popülizme rağmen siyaset, özünde bir soyutlama yeteneğidir...
Temel hak ve hürriyetlerin tanınması için herhangi bir ideolojiye veya siyasi figüre ihtiyaç yok
"On binlerce Kürt çocuğu devlete isyan ettiyse ve gideceği tek adres olarak dağ kadroları işaret edildiyse, bunda elbette devletin sorumluluğu da masaya yatırılmalıdır."
via alismetamorphosis.blogspot
Siyasi liderlerin sözleri parti tabanında çarpan etkisi yapar. Sokak ağzı ile samimiyet birbiriyle karıştırılmamalıdır.
Siyaset her zaman toplumun birkaç adım ilerisinde yol gösterici olmalıdır. Siyasetin bir sorumluluk makamı olduğu unutmamalıdır.
Devletin, Kürtlerin kendilerini gerçekten bu devlete ait hissedebilecekleri ve devleti sahiplenebilecekleri siyasi adımlar atması kimi siyasi çevreleri rahatsız edebilir. Kürtleri yok saymakla yok etmek seçeneklerinin dışına çıkılması ezberlerini bozabilir. Ancak devlet, şiddet tekelini elinde tutan bir üst yapı olduğu kadar, bir rıza üretme kurumudur da.
Türk göçleri olmazdan önce de, bu toprakların en kadim halklarından olan Kürtlerin, devleti sahiplenmesinin koşulları inşa edilirken direnç gösterenler yeni bir şey söylemiyorlar.
Kürtlere ağızlarına geleni söylemeyi olağan zannedenlere*:
Hiç kimse durduk yere çocuk yaşta evini, barkını bırakıp dağlara çıkmaz!
On binlerce Kürt çocuğu devlete isyan ettiyse ve gideceği tek adres olarak dağ kadroları işaret edildiyse, bunda elbette devletin sorumluluğu da masaya yatırılmalıdır.
(*) İdeolojileri ne olursa olsun, "mağaralarda yaşlanmış köpekler" ifadesi bir siyasi parti liderinin sarf edebileceği en ağır sözlerdir. Kini ve nefreti körüklemek için bundan daha ağır bir söz düşünemiyorum. Oysa insan mert bir mücadele için düşmanının dahi onurunu istemelidir.
