Welcome to Ela's Republic Şinpū Tokubetsu Kōgek

Yüz ve ses algoritmalarını Shazam türevi yapay zeka programlarında eşleştirerek nitelikli iftira düzenekleri kurmak, casus yazılımlarla hesaplara sızmak, deepfake ses ve yüz arayüzlerini kullanmak, isim+soyisim ve eşgal benzerlikleriyle insanları manipule etmek bundan belki on sene önce ülke istihbaratlarının yapabileceği bir işken, günümüzde ergen sosyal medya trollerinin bile kolayca kurabileceği düzeneklere dönüştü. via alismetamorphosis@blogspot  2018'DE  VELAYET DAVASININ KARAR AŞAMASINDA  OĞLUMA İKİZİ KADAR BENZEYEN BİR ÇOCUĞU İKAMET ETTİĞİM YERE GETİRİP YANLARINDA GEZDİRDİLER Son altı-yedi yıldır bunların saldırı biçimlerini analiz ediyorum.  İşin piyasasını kurduklarını söyleyebilirim.  Sıradan insanların algılarını deepfake tekniklerle, ince hesaplanmış yapay zeka destekli kurgu ve algı oyunlarıyla manipule ediyorlar. Ancak iş o kadarla kalmıyor. Yargı birimlerini, Aile Mahkemelerini, Savcılıkları, Emniyeti dize getiren bir network inşa etmişler. İkna k...

Yılmaz Özdil diasporadaki mağdur iş insanı Cem Uzan'ın avukatlığına soyunmuş. Yolsuzdan yolsuz beğenmek zorunda kaldığımız bir düzende elbette Cem Uzan'a haksızlık yapılmıştır. İlla ki... Yüzeydeki gerçek bu iken arka plandaki gerçek şudur: Apoletli veya cübbeli, büyük sermaye gruplarından birini ötekine tercih edenler, oradan gelecek destekler karşılığında kapitalist sömürü çarkına hizmet ederler. Hak, adalet, eşitlik, refahın adil paylaşımı, herkesin yaşam biçimine özgürlük, demokrasi gibi yüksek anlayış ve değerler, diğer tarafta dinci muhafazakar kesimin söylemleri çoğu zaman meselenin süsü vazifesi görüyor.  Haydarpaşa-Sakarya tren hattında naneli şeker, ciklet satarak iş dünyasına adım atan baba Uzan'dan günümüze   "Uzanların Fantastik Serüveni "  Apoletli veya yeşil, büyük sermaye hiçbir zaman püripak değildir. Devletin teşvikleriyle, ekonomik buhranda dahi kârlarına kâr katarak büyürler. Emek gücüne, alın terine, işçiye karın tokluğunda bir hayatı uygun ...

Canım sıkılacak kadar bol vaktim var dedim. Zaten neşesiz rutin bir hayatım var bana malzeme olmayın dedim ama dinletemedim. Yalanı ve iftirayı meslek edinen bir grup dünyanın dört bir yanına dağıldı, diğeri grup 1075 yıl ceza aldı. Eşim olacak kifayetsiz muhteris layık olduğu çeteci sahibe kadının eline düştü. Haklının ve doğrunun yanında durmak yerine düşmanlık yapanlarla işbirliği kuran herkes  rezili rüsva oldu, daha da olacaklar. Kendi halinde doğru düzgün yaşayan insanların onur ve haysiyetiyle oynayan herkes hesabını bundan sonra daha dikkatli yapacak.  Azdan az çoktan çok gider... Cep telefonlarının ulus-aşırı siber çeteler ve yerellerdeki işbirlikçileri tarafından istasyon gibi kullanıldığını, anlık/çoklu konum tespitlerini saniyeler içerisinde manipulasyon düzeneğine çevirdiklerini, yasa dışı devasa veri akışlarının yüklendiği yapay zeka programlarıyla psiko-siber saldırı düzeneklerinin kurulduğunu, çevrenizden satın aldıkları kişiler üzerinden ikna kabiliyeti muazza...

first efford edititon....

Zira, "Kişi kendisini yaralanmaya maruz bırakmadan başkasını göremez."... Loading...

Çocuk Narin'in katledildiği Tavşantepe Köyü, canlı yayınlardan ve adli süreçlerden takip ettiğimiz kadarıyla dindar/mütedeyyin insanların yaşadığı geleneksel bir köy. Aileyle yapılan röportajlardan, Narin'den önce ölen Tülin Güran adlı kız çocuğunun bir mezar taşının olmadığını öğreniyoruz. Ön yargılı olmamak adına sadece soruyorum: Ölen çocuk kız olduğu için mi bir mezar taşını çok görüyorlar? Ekstra notum : Ailelerin köklü geçmişe sahip olması elbette bir onurdur. Kültüre katkısı olan değerli atalar tıpkı kendileri gibi değerli, mert evlatlar, torunlar isterler. Aile içinde yanlışlar varsa düzeltilmesini, çürük çarıklar varsa ayıklanmasını arzu ederler. Haklı olarak... Gizlenen hangi gerçek tüm Türkiye'nin gündemine oturan utanç verici ağır iddialardan daha önemli olabilir?! Güran Ailesi ve o köyün ileri gelenleri şapkalarıını önülerine koyup düşünsünler. Tavşantepe Köyü ve Güran Ailesi sessiz kaldıkça, gizledikleri gerçek her ne ise, o gerçeğin vebalini daha doğmamış tor...

Emniyet ve Yargı başta olmak üzere devlet kurumlarındaki cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağlarının inşa ettiği irili ufaklı yeni paralel yapılanmalar...  Ayak kaydırma, adam satın alma, yalan, iftira, kaset/kumpas, çocuk istismarları, tehdit ve şantajla GASP EKONOMİSİ inşa ettiler.  Yasa dışı dijital takiplerden elde ettikleri bağlantısal verileri , anlık/çoklu konum tespitlerini saniyeler içerisinde manipulasyon düzeneğine çeviren istihbarat yazılımlarını aleyhindeki tezgahlarda kullanıyorlar.  Anne ve çocuk lehine hareket etmesi beklenen Aile Mahkemelerini kolayca manipule edecekleri koordinasyona sahip olduklarını ispatlayan kurumsallaşmış bir yapı. via alismetamorphosis.blogspot Blog yazılarımdan dolayı açılan bir davanın duruşmasına katılmadığım gerekçesiyle kriminal bir vakaymışım gibi  17 Aralık 2022  Cumartesi günü gündüz vakti iki sivil polisin zoruyla evimden alınarak önce sağlık kontrolü için Maltepe Devlet Hastanesine, ardından da Maltepe Cumhuriyet K...

 loading...

Geçtiğimiz yüzyılda yaşanan iki büyük dünya savaşında etnik ve mezhepsel faşizm tüm dünyaya hakim oldu. Yeni kurulan devletlerin büyük çoğunluğu politikalarını ulus devlet modeliyle sürdürdü. Demokrasinin yerleşmediği Türkiye gibi coğrafyalarda baskı ve asimilasyon kanıksanan bir modele dönüştü. Oysa hemen yanıbaşımızda bulunan SSCB modelinde, her ulus Rusçayla birlikte kendi anadilini yaşatıp geliştirebiliyordu. Zira 1990'dan sonra bağımsızlığını ilan eden ulusların kendi dillerine veya kültürlerine yabancılaşmamış oldukları görüldü. Türkiye'deki tek tipleştirme modelinde ise  - çok yol alınmış olsa da - sistemin arazları en fazla Kürt illerinde tepki topladı. Kurucu Meclis bu topraklara şimdikiler kadar fransız değildi. Meclis'te "Lazistan, Kürdistan Milletvekili" ifadeleri kullanılıyor ve resmi kayıtlara geçiriliyordu. Günümüzdeyse üç bin yıllık Kürdistan coğrafyasını dile getirmek sistem eliyle kriminalize ediliyor. Kürdistan diyenler fişleniyor, anadilde eğit...

Garibanın biri eşini ve çocuğunu götürdüğü lahmacun salonunda selfie çekiyor; fotoyu belki sayfasına koyuyor, belki de özelden bir tanıdığına yolluyor... Ama o ailenin fotosu sinekten bile yağ çıkaran trollerin elinde geziyor, etkileşim çekmek uğruna yıllarca arsız finomenlerin sayfalarına pinleniyor. O adamın bu paylaşımdan ne bilgisi ne rızası oluyor. Zaten hiçbir kuralı yasalarla belirlenmemiş zıpçıktı ajansların ve fenomen/influencer piyasasına çalışanların tek derdi birilerinin propaganda işini yürütmek veyahut niş gruplar üzerinden satılacak ürün ve hizmetler için örtük reklam yapmak. Burada insani bir ruh, vicdani bir basiret aramak kurulu sistemin doğasına aykırı. Zihinleri iğdişlenenler ise  maalesef en başta bizim çocuklarımız, bizim gençlerimiz. Hayata en ufak bir katkı dahi sunamayan profilleri bu çocukların önüne rol model olarak iteliyorlar. Cilalanmış sahte hayatları çocuklarımızın gözüne sokuyorlar. Kiralık siyasi profillerde ise beyinlerini boşaltıp gençleri sorgu...

 

Sosyal medya taraması yaparken kafam ambale oldu.... Çakma adidas aşortman üstüyle maskeli bi adam çıkıyor, birilerine parmak sallayıp "Seni patates ederim" diyor. İçişleri Bakanı dahil herkese parmak sallıyor. Sıraladığı bir takım isimlerden trollüğünün ücretini almadığı için veryansın ediyor. Yine aynı günlerde Harp Okulları mezuniyetinde çocuk sesli  bir kadın teğmen, meydan okurcasına okuduğu alternatif yeminle yüzlerce kılıcı etrafında topluyor. Ülke ortadan ikiye bölünüyor. Her dönemin emniyet subabına dönüştürülen Kemalizm ısıtılıyor: "Mustafa Kemal'in askeriyiz" diyenlerle, "Yahu ne gereği var" diyenler karşı karşıya getiriliyor. Bir yıllık rötarın ardından ekranlarımıza Dilan Polat'ın şarkılı türkülü tiktok paylaşımları düşmeye başlıyor. Beylikdüzü Belediye Başkanı'nın konuşması, sesi, tonlamaları tıpkı belediyenin eski Başkanı Ekrem İmamoğlu'nunkine benziyor. Acun Ilıcalı eski eşiyle aynı gün doğan ve ona çok benzeyen yeni bir taz...

Bunu yıllar sonra sevgili arkadaşım Hiroko sayesinde öğrendim diyebilirim. Birlikte onun bildiği iyi bir Japon restoranına giderken yolda  gördüğüm Çin restoranını Japon restoranı sanıp onu ısrarla Çin restoranına sürüklerken ne düşünüyordum acaba?..

 Ünlü oyuncu Demirer'in son hali kameralara böyle yansıdı... [Gereksiz not: Eski arkadaşlarımdan Papatya'ya, Türkiye Yazarlar Birliği eski başkanlarından babası rahmetli Güngör Gencay'ın Galata Kulesi'nin yakınlarındaki ofisinde yardım etmeye gidiyordum. Babasının kitap basımevinden kalan kolilerin de bulunuduğu metruk haldeki daireden çuval çuval çöp çıkarıyorduk. Basımevinden kalan kitaplardan oluşan koliler yapıyorduk. Papatya'yı, babasının ofisine hassasiyeti olduğundan ve her şeyi tek başına yapmaya çalıştığından yalnız bırakmak istemiyordum ama her gittiğimde de elim yüzüm is ve toz içinde kalıyordu. Çöp poşetlerini yüzümü gözümü berberiler gibi sararak kapıya çıkarıyordum. Çıkardığım yer de turistik Galata Kule'sinin dibi... En son kitap kolilerini Papatya'nın evine taşıdığımızda belimde sakatlık oldu... Haybeden işlermiş... Yıllardır attığım her adıma bir hikaye yazan kurgucu kadrolu çeteye yeterince malzeme vermiş olmalıyım. Sağımda solumda da akli ...

X'te Partili Cumhurbaşkanlığı Dönemine Giriş: Elon Musk, X'ten önceki Twitter'da Trump'a yapılan sansüre karşı başlattığı "pozitif ayrımcılığın" ötesine geçerek parti propagandası yapmaya başladı.

*  Orkestra şefi kedi  *  Hüzünlü kedi *  Eylül kedisi ekte - komünist kedi

Bir süredir sosyal medyadan takip ettiğim avukat Dilek Ekmekçi nev'i şahsına münhasır tarzıyla doğruları sorgulayan ve bu uğurda siyasi güç odaklarına meydan okuyan serden geçtilerden biri. Usulen "hakaret" gerekçeli bir kararla başlatıldığını düşündüğüm gözaltı sürecinin, hukuken objektif kriterlerle yapılmasını umut ediyorum. Umarım tez zamanda serbest bırakılır. Zira Dilek Ekmekçi'yi cezalandırmak isteyenlerin, tutukluluk sürecinde onun tüm iddialarını çürütmek gibi bir sorumluluklarının da olduğunu hatırlatmak isterim. Hafızamda kaldığı kadarıyla devlet kurumlarına sirayet eden çok ağır hak ihlalleri, sistematik çocuk istismarları, uyuşturucu trafiği, yurt kızları ve fuhuşa sürüklenen kadınlar konusunda bi hayli iddiası vardı. Eğer bu iddiaların üzerini örtmek için Dilek Ekmekçi'yi kamuoyundan saklıyor ya da onu yargı eliyle itibarsızlaştırmak istiyorlarsa, bu durum çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu gösterir.