Hayvan İtlafı bir zorunluluk mudur?

Devlet sistemi, öngörülebilir olanın önünü alma kabiliyetine sahip olmalıdır. Aksi halde kurumsal yapıdan bahsedemeyiz. 

Devlet, sıradan insanlar gibi dürtüsel kararlarla hareket edemez. Zira devlet denildiğinde ve elbette rasyonel devleti baz aldığımızda ilk akla gelen şey plan, proje, projeksiyon kavramlarıdır.

Hayvan İtlafı bir zorunluluk mudur, gereklilik midir?

'Zorunluluk' bir an evvel çözüm gerektiren sorunları ifade ederken, 'gereklilik'  tedrici çözümler için daha uygun bir kavramdır. Bir örnek vermek gerekirse, kuş gribi tespit edildiğinde kanatlı hayvanların itlafı toplum sağlığı gerekçesiyle bir zorunluluk olarak görülürken, sokak köpeklerinin insan sağlığını ve güvenliğini tehdit edecek sayıya erişmesi matematiksel hesaplamalarla öngörülebilir ve önü alınabilir bir sorundur.  

Bugün Türkiye'de 7-8 milyona vardığı söylenen başıboş köpekler konusunda yasa tasarısı hazırlanırken yaşanan kamplaşma aslında sorunlara rasyonel bakmayan kurumsal arazın toplumda sebep olduğu huzursuzluk halidir. 

Özetle, öngörülebilir olanı hasır altı etmeden sorunlara insani, vicdani, hukuki zeminde ve doğru zamanda müdahale etmekten aciz kalan kurumlar, başıboş köpek sorununun büyümesine ve toplumun bir de bu konuda kamplaşmasına sebep olmuştur. 






Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek