Dikkat çeldirmeler mi yoksa otomasyon hatası mı?
Türkiye'de yaşayan Alevi Kürtler olarak eşit yurttaşlık hakkının örtük biçimde ayaklar altına alındığı yapay zeka yazılımlarıyla bir meselemiz var.
Başta Emniyet ve Yargı olmak üzere devletin kilit kurumlarında ahlaka ve yasaya aykırı işleri ilk etapta Alevi Kürtlerle ilişkilendiren dijital yazılımlarla çalışıyorlar. "Nitelikli iftiraların" arz/taleple çalışan bir piyasası var. "Ödül/Suça Ortak Etme/Şantaj/Tehdit" ağına düşen çocuk/yaşlı herkesi bu düzeneklerde "işlevsel" biçimde kullanıyorlar.
Makine öğrenmesine dayanan ilk modeller - "Ön yargı otomasyonu" . Sistemin kayırma ve öncelik sıralaması şöyle işliyor: Sunni Türk kimlikli makbul vatandaş, Sünni ya da Türk kimlikli yarı makbul vatanaş, Alevi kimlikli vatandaş, Kürt kimlikli vatandaş, Alevi Kürt kimlikli makbul olmayan vatandaş... Apoletli vesayet rejiminde bile bu kadar ayrımcılık gördüğümüzü hatırlamıyorum. Seküler kesim güçlüyken Alevi kimliğimiz üzerinden bir nebze "adam" yerine konuluyorduk. Cemaatler iktidarında hiçbir vasfı olmayan liyakatsiz insanlara bizler hakkında yargıda bulunma yetkisi verildi. Muhbir vatandaşlık tanımının nerelere vardığını, örtük ödenekten beslenen istihbarat timlerinin kirli ayak oyunlarını iliklerimize kadar hissettik.
via alismetamorphosis@blogspot - "Olaylar 2013'te bir anda çok ilginç hale gelmeye başlamıştı. Öncülleri de Google+ takipçilerinin hal ve tavırlarında gizliydi. O vakitler 8-10 kişilik bir iletişim grubu kendiliğinden oluşmuştu. Arjin vardı, Urfalı Arjin. İki çocuklu bir aile babası profiliyle kullanıyordu hesabını. Sonra Behempa adında başka bir hesap açmıştı. Yıl 2013. Birgün bu hesaptan mum ışıklı, incili boncuklu uzanmış bir kadın fotosu düştü mesaj kutuma. Urfalı aile babasına yakışmayan bu paylaşımın nedenini sorduğumda lafı eveleyip geveleyip geçiştirmişti. Sonra o foto formatını bir yerde daha gördüm. Oslo'da yaşayan Karslı arkadaşımın erkek arkadaşıyla paylaştığını söylediği aynı o şekil mumlu, incili boncuklu iç çamaşırlı erotik bir fotosunu görünce siber çetenin çalışma sistematiği ve dikkat çeldirme yöntemleri kafamda netleşmeye başlamıştı. Başka bir örnek de TMSF'de çalışan eski eşimin iş arkadaşı Hakan Selim Sezer'in eşi Sezen (Karanlık) Sezer'le ilgiliydi. Kadın internetten tanıştığı adamlara alışveriş yaptıran, alınan kıyafetleri, çamaşırları, ayakkabıları giyinip webcam'da yayınlayan, internette tanıştığı adamlarla plazalarda düşüp kalkan, çocukluk arkadaşının evinde kalacağını söyleyip grup sex partilerine katılan bir kadın çıktı. Daha o vakitlerde, 2012 sonlarında sağımda solumda hem fiziki olarak hem sosyal çevrede başka insanların yaptıklarını itinayla benim haneme yazan, üzerine hikayeler eklenerek filmler çeviren ve bunu otomasyona bağlayan bir algoritmaya dahil edildiğimi, startı 2011 yılında verilen bir itibarsızlaştırma ve ayak kaydırma tezgahının kurumsal bir arka plana sahip olduğunu sonradan anladım... Uzun hikaye... Olay, mekan, zaman, kişiler ve bağlantılar gibi birçok ayrıntı ve organize suç kapsamında yargılanmaya muhtaç saldırı düzenekleri var. Bu suça zaman içerisinde bile isteye ortaklık edenlerin başında eski eşim TMSF çalışanı Fatih Kemal Altaylı ve 2016'da evlendiği uzatmalı sevgilisi TMSF Yozgat kontenjanından avukat Nagihan Gür Altaylı geliyor..."
