Küçük yaştaki Çocukları İnternet Tuzaklarıyla "Devşiren" Yeni Adnan Oktar'cılar....

Yasa dışı suç yapılanmaları organize suçlarda ve itibarsızlaştırma piyasasında çocukları araç olarak kullanıyorlar. 

Adnan Oktar sapkın Tarikatı ve Organize Suç Örgütünün ülkeye yaydığı kirli gelenekte zengin ailelerin çocukları ince hesaplarla kurgulanmış tezgahlarla örgüte kazandırılıyordu. Bu yolla imparatorluk haline gelen Oktar'cılar ve ardılları saldırılarını internetin yaygınlaşıp gelişmesiyle küçük yaştaki çocuklara yöneltmeye başladılar. 

Hasımlarına yönelik saldırılarda çocukları koz olarak gören bu şer yapılanmaları çağın sanal hipnoz tuzaklarını işlevsel olarak kullanıyorlar. Ergen psikolojisine hakim uzman ekiplerin hazırladığı sanal tuzaklarla çocukların iradelerini ele geçiriyorlar: Bknz. "Ödül/Suça ortak etme/ tehdit/şantaj" döngüsüne çekilen çocuklar suç çetelerinin istediği biçimde kumanda ediliyorlar. 

Bu tür tehlikelere karşı bilinçli bir ebeveyn olan Alis, yıllardır evladı için hukuk mücadelesi veriyor. Ancak önüne Emniyet ve Yargıya kadar uzanan nitelikli iftira düzenekleriyle duvar örülüyor. Sözünün ve davasının küçük düşürülmesi için yapay zeka destekli yazılımlarla, ByLock ve türevi networklerle itibar suikastları yapılıyor. 

"Çocukların ebeveynlerinin her daim onların yanında olmaları, her konuda desteklemeleri, davranışlarında herhangi bir değişikliğin ortaya çıkması halinde hemen fark etmeleri, sanal ortamdaki oyunların ne kadar tehlikeli olabileceğini çocuklarına anlatmaları, sosyal hayatlarını sağlıklı yürütmeleri için çocuklarını gözlem altına almaları, okullarda İçişleri Bakanlığı Çocuklar İşi Bölümü temsilcileri, psikologlar ve öğretmenler tarafından sürekli toplantıların düzenlenmesi gerekmektedir. "

Boşanmış ailelerin çocuklarının ebeveynleriyle sağlıklı iletişim kurabilmesi ilgili kurumlarca teşvik edilmelidir. Aksi yöndeki çabaların önüne geçilmelidir. Emniyet ve Yargı gibi kilit kurumları şahsi çıkarları için çocuk aleyhinde manipule edenler çocuk istismarından yargılanmalıdır (TMSF Yozgat Kontenjanından Nagihan Gür Altaylı). Sosyal ve siyasal güç ilişkilerini yargı ve emniyet birimlerinde devreye koyarak bir çocuğu annesinin güvenli alanından çeken avukat Nagihan Gür Altaylı yasaları taktiksel yollarla suistimal etmiştir.  Çocuğu henüz on iki yaşındayken İnternet koruması olmayan bir evde öz annenin bütün uyarılarına ve hukuk mücadelesine rağmen üç yıl boyunca saatlerce her tür tehlikeyle bir başına bırakan çocuğun gözetiminden sorumlu yetişkinler suçludur. 

via alismetamorphosis@blogspot

Anne-Baba Olmak Karşılıklı Sorumluluk İster

Boşanmış dahi olsalar çocuk dünyaya getiren anne babalar iletişim halinde olmalıdır.

Bir çocuk annesiyle veya babasıyla iletişim kurmuyor ya da kuramıyorsa bu bir sorundur.

Son üç yıldır benden izole edilen çocuğumun sağlığı ve güvenliği için hukuk mücadelesi veriyorum.

Bütün iletişim kanallarımın engellendiği üç yıl boyunca oğlumun kimlerle görüştüğü, yaşadığı eve kimlerin girip çıktığı, İnternet ve telefon hattının güvenliği, bana karşı kimler tarafından ağır manipulasyonlara maruz bırakıldığı konularında savcılığa yaptığım iki soruşturma talebim aynı savcı tarafından - Savcı Seyit Ahmet Doğru -kovuşturulmaya gerek görülmeyerek kapatıldı.

Her tür istismarın, dijital hilenin, iftiranın üzerimizde denendiği bir süreçte on iki yaşından bu yana benim güvenli alanımdan çıkan oğlumun, babanın yeni eşi tarafından bitaxi programıyla çağrılan taksilere tek başına bindirilerek okula, etüde gönderildiğini öğrendim. Oğlumun üç yıldır ne tür bir istismar ağının içerisine çekildiğini bilmiyorum: Bknz.

Sayfamda kurduğum bir cümleyi hakaret iddiasına gerekçe göstererek sayısız uzaklaştırma kararı çıkardılar. Açtıkları dört davanın ikisinden beraat ettim. Diğer ikisinde Asliye Cezada yargılandım. Adi bir suçluymuşum gibi Emniyet takibine alındım.

Yargı eliyle yapılan saldırıların ve yıllara uzanan nitelikli iftira düzeneklerinin Adnan Oktar'cılarınkiyle birebir örtüşmesi manidardır.

TMSF Yozgat Kontenjanından avukat Nagihan Gür Altaylı, Fatih Kemal Altaylı ile ortak çocuğumuzun eğitimi ve sağlığı hakkında asgari düzeyde iletişim kurmama dahi katlanamayan hasta ruhlu, kötü bir karakterdir. Hemşerilik/Cemaati ilişkilerini devreye koyarak aleyhimde başlattıkları kara propagandanın telafisi yoktur.

Yıllardır onur ve haysiyetime, can ve mal güvenliğime kast eden kurumsal destekli adi düzeneğin ardında bu insanlar vardır.