Kürtler Meclis'te şereflerinin ayaklar altına alınmasına daha ne kadar katlanacaklar?..

"Meclisteki Kürt milletvekilleri Türk meclisini, kendi şereflerini yerlerde süründürmek pahasına şereflendirmişlerdir." Fuat Önen

Kendi algılarını hakikat sanan Kürt düşmanlarıyla aynı zeminde siyaset yapmak imkansız.

Derin Devlet Aklı bile bu zihniyetten çok daha ilerde.

"Siyaset, kansız savaştır. Savaş, kanlı siyasettir."
Mao Ze-Dung

Sizler kanlı siyasete hasretsiniz... Başka türlüsü işinize gelmiyor.

Kürt'le eşit haklarla yan yana olmayı kendinize yediremiyorsunuz.

Komplekslerini aşamamış köhnemiş zihinlerinizden küf kokuları saçılıyor etrafa.

İlkokul çocuğu seviyesindeki siyasetiniz ve nesnel gerçeklikleri barındırmayan tezleriniz BİZ KÜRTLERİ çok mahçup ediyor.

ALLAH İNSANA DÜŞMANLIK EDENİN HAYATIN GERÇEKLERİNE SIRTINI ÇEVİRMEYECEK KADAR GERÇEKÇİ OLANINDAN NASİP ETSİN...

Tekçi Zihniyetin
 
"HEP’ten bugüne devletin Kürt siyasi hareketini temsil eden partilere karşı tutumu, aslında demokratik barışçı çözümü kimin istemediğini de bütün açıklığıyla ortaya koyuyor."

"Legal alanda faaliyet yürüten ilk Kürt partisi olan HEP 1990’da kuruldu. Partinin Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın’ın Temmuz 1991’de JİTEM tarafından evinden alındıktan sonra katledilmiş halde bulunması, devletin Kürt partilere karşı izlediği/izleyeceği politikanın habercisi olmuştu."

"1991 genel seçimlerinde SHP ile ittifak yapan HEP 18 milletvekili çıkarmış, partiye karşı kapatma davası açılınca HEP’in yerine DEP (Demokrasi Partisi) kurulmuş ve milletvekilleri DEP’e geçmişti. HEP eylül 1993’te kapatılmış, aynı günlerde DEP’in Batman Milletvekili Mehmet Sincar katledilmişti.

"Mart 1994’te DEP’in 4 milletvekili (Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak) dokunulmazlıkları kaldırılarak örgüt üyesi olmak suçlamasıyla 15 yıla mahkûm edildiler. DEP’e de kapatma davası açılınca mayıs 1994’te HADEP kuruldu. Haziran 1994’te DEP kapatıldı."

"1999 seçimlerinde HADEP Diyarbakır ile birlikte toplam 6 ilde belediye seçimlerini kazanmış, 2000’de Diyarbakır, Siirt ve Bingöl belediye başkanları tutuklanarak yerlerine kayyum atanmıştı."

Eline silah almamış Selahattin Demirtaş 4 Kasım 2016 tarihinden beri tutsak. 

Irkçıların dillerine doladığı "Kobane Eylemleri" provokasyonlarla onlarca insanın katledildiği vahim bir olaydır. Provokasyondur. Ölen tarafların her ikisi de KÜRTTÜR! Bu durum provokasyonun nereden geldiğini biz KÜRTLERE yeterince açıklıyor.

KÜRTLER VE KÜRT SİYASETÇİLERİMİZ,

kendileri gibi olmayanlara soykırımı cihat addeden IŞİD'in Kobane kuşatmasında KÜRT SOYDAŞLARINA ses olmak istedi.

Bunu başardı da.

AKSİ HALDE IŞİD'İN ŞENGAL'DEKİ SİVİL KATLİAMINA   BİR YENİSİ EKLENECEKTİ. 

Irak Kürdistanı Özerk Yönetiminin güçleri Türkiye sınırından Kobane'ye girerek IŞİD kuşatmasını engelledi ve sivillerin katledilmesinin önüne geçildi.

YENİ BİR İNSANLIK DRAMINA ENGEL OLMAK İÇİN SESİNİ YÜKSELTMEK TERÖRİSTLİK DEĞİLDİR.

IŞİD'İN KOBANE KUŞATMASI DÜNYA KAMUOYUNA KÜRT SİYASETÇİLER TARAFINDAN DUYURULMUŞ VE YENİ BİR SİVİL KATLİAMIN ÖNÜNE GEÇİLMİŞTİR.

SİVİL KATLİAMIN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN ÇAĞRIDA BULUNANLAR, SINIRIN HEMEN ÖTE TARAFINDAKİ KÜRT SOYDAŞLARINI BİR KATLİAMDAN KORUMUŞTUR.

BUNUN CEZASI İSE DEMİRTAŞ'IN TUTSAK ALINMASI OLMUŞTUR.

Kobani Olayları

Açıklama

Açıklama

Kobani Olayları veya 6-7 Ekim Olayları, IŞİD'in Kobani'yi kuşatmasına karşılık YPG militanlarının Türkiye sınırları üzerinden silah nakli yapmasına izin vermeyen 62. Vikipedi
SebepIŞİD'in Eylül-Ekim ayları boyunca Kobani'yi kuşatması
Sonuç46 ölü, 682 yaralı

Hukuk Devleti iddiasındaki bir sistemde birileri birilerini kürsülerden "terörist" ilan ediyor diye kimse terörist olmaz.

Selahattin Demirtaş onurlu ve yürekli bir siyasetçidir. Yargılama süreci devam etmektedir. O bir siyasi tutsaktır.

DEMİRTAŞ, KOBANE'DE SİVİLLERİ KATLETMEYE HAZIRLANAN IŞİD'İN ÖNÜNE GEÇTİĞİ İÇİN BAŞINI YASTIĞA HUZURLA KOYMAKTADIR.

IRKÇILARIN DİLLERİNE DOLADIĞI KOBANE OLAYLARI PROVOKASYONDUR. ÖLEN TARAFLARA BAKIN HEMEN HEPSİ KÜRTTÜR! OLAN HER ZAMANKİ GİBİ KÜRT HALKINA OLMUŞTUR.

PKK, TERÖRİST EYLEMLERE İMZA ATMIŞ ULUSLARARASI YASADIŞI BİR ÖRGÜTTÜR.

BUNU SÖYLEMEK YA DA SÖYLEMEMEK ÜZERİNE YÜRÜTÜLEN SIĞ TARTIŞMALAR, BUNU "SÖYLEYEMEYEN"LERE YÖNELİK SUİKASTLAR, KÜRTLERİN HASIMLARINI "İYİ" BİR YERE TAŞIMIYOR. BİLAKİS MAFYA DEVLETİ OLMA YOLUNDAKİ EMİN ADIMLARI AÇIK EDİYOR. TAHİR ELÇİ SUİKASTI.


Kobani olaylarında kim kimi öldürdü?


Ekim 2014’te yaşananları çarpıtarak aktarmak, bugün hâlâ süren sonuçlarıyla baş edemediğimizi gösteriyor.

O dönemde Türkiye’de iktidarda bulunan AKP, IŞİD’e doğrudan destek vermemekle  birlikte, Suriye devlet başkanı Beşar Esad’ın devrilmesini bir öncelik, sınırın diğer tarafından kurulacak kalıcı Kürt özerk yönetimini ise bir tehdit olarak görüyordu.

Bu bağlamda AKP hükümeti, IŞİD saldırısından kaçan Suriyeli Kürtlerin sınırdan girişine izin verdi, ancak direnişe destek vermek isteyen Türkiyeli Kürtlerin Kobani’ye geçmesine engel oldu.

HDP lideri Demirtaş, Eylül sonunda Kobani’ye giderek PYD yöneticileriyle görüştü ve taleplerini dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’na iletti. Demirtaş Türkiye’deki çözüm sürecinin güvenle devam etmesi için hükümetin IŞİD karşısında Kürtleri desteklemesi gerektiğini de söyledi.

Davutoğlu bu görüşme üzerine PYD eşbaşkanı Salih Müslim’i 4 Ekim’de Ankara’ya davet etti. Demirtaş’ın mahkeme önünde verdiği ifadeye göre, PYD’nin öncelikli talebi, Mardin’in Nusaybin ilçesinin hemen karşısında bulunan Suriye’deki Kürt bölgesi Kamışlı (Qamişlo)’dan gelecek insani yardım TIR’larının Türkiye üzerinden Kobani’ye ulaşmasına izin verilmesiydi. Ankara ise buna şart olarak PYD’nin özerklik ilanını geri çekmesini ve Esad’a karşı savaşmasını istedi; fakat bu koşullar kabul görmedi.

Özetle, AKP hükümeti Kobani’de IŞİD ile PYD arasında bir seçim yapmak zorunda kalmıştı, ve Kürtleri seçmedi.

IŞİD'DİN KOBANE RÖVANŞI: SURUÇ SALDIRISI

Bu coğrafyada asıl hesap sorması gerekenler biz Kürtleriz. Sınırın hemen öte yanında yaşayan Kobaneli soydaşlarımıza insani yardım için 20 Temmuz 2015 sabahı Suruç'ta bir araya gelen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinden 33 Canımızı yitirdik.

IŞİD'İN CANLI BOMBALARI KENDİ YURDUMUZDA GENÇLERİMİZİ KATLETTİ.

Bunun hesabını sorabilecek tek bir Türk Milliyetçisi yoktur. TC yurttaşı gencecik Canlarımızın misakı milli sınırları içerisinde bombalarla parçalanmasını kendisine "mesele" yapamayanların ilkeselliği sorgulanır.


O yüzden boş yapmayın...



Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Hz Musa'yı Isıran Köpek

Binlerce kişiye gelir kapısı olarak sunulan troll piyasası