Toplumsal ayrışmanın önüne iki yönlü entegrasyonla geçilebilir
Toplumsal uzlaşı için ortak yaşam alanlarındaki davranış kuralları konusunda herkes kendi fikrini beyan etmelidir. Yerel yönetimlerin desteğiyle kent halkı olarak ortak paydada, ortak yaşam alanlarında adabı muaşeret kurallarıyla ilgili kriterleri hep birlikte yeniden belirleyelim. Zira bu konuda adı konulmamış bir karmaşa söz konusudur. İnsanlar kamusal alanda başkalarına nasıl davranacağını, neyin kendilerine hak olduğunu, neyin olmadığını bilmiyor.
* İnsanlar göz tacizinin bir taciz olduğunu bilmiyor.
* Bir nefret söylemi olmasına rağmen kamusal alanda her yerde sanki normal bir deyimmiş gibi kullanılmaya başlanan "a...na koyayım" lafı havalarda uçuşuyor. Yedisinden yetmişine kadınından erkeğine insanlar birbirinin gözünün içine bakarak bağıra çağıra her cümle arasına bir deyimmiş gibi "a...mına koyim" diyor.
* Toplu taşıt araçlarında ya da kamuya açık yerlerde başkalarını gizlice telefonlarına kaydedenler bunun ahlaki ve yasalara aykırı bir davranış olup olmadığını bilmiyor.
* Şort giyen ya da yakası, kolu açık kıyafet giyen bir kadına tacizi kendisine hak gören kaba bir erk'ek zihniyeti palazlanıyor.
* İnsanlar sözlü ve fiziki tacizin tolerans gösterilmemesi gereken bir davranış sorunu olduğunu bilmiyor.
* Kente sonradan göç edenlerle yerleşik mahalleler arasındaki çatışmaların büyük çoğunluğu kent yaşamına ve mevcut davranış kurallarına entegrasyonun henüz sağlanamamış olmasından kaynaklanıyor.
Toplumsal davranış kurallarının kültürden kültüre ve hatta kişiden kişiye değişim gösterebileceği gerçeğinden hareketle, yapılması gereken en doğru iş ortak yaşam alanlarıyla ilgili adabı muaşeret sınırlarını yeniden belirlemek ve entegrasyon süreçlerini başlatmaktır. Bunu yapmak, birbiriyle kopuk hale gelen ve birbirinden keskin çizgilerle ayrılan kesimlerin ortak yaşam alanlarındaki sınırlarını idrak etmesini sağlayacaktır. Gettolaşmanın ve siyasi/etnik/inanç temelli düşmanlaştırmanın önüne ancak ortak paydalarla geçilebilir. Kamusal alandaki davranış kuralları ve bu kuralların ihlaliyle ilgili süreçler, kamuoyunun bilgisine sunulmalı ve çerçevesi çizilen uygunsuz davranışların yasalara ve toplumsal uzlaşıya aykırı olduğu bilgisi insanların idrak edebileceği bir aşamaya taşınmalıdır.
* İnsanlar göz tacizinin bir taciz olduğunu bilmiyor.
* Bir nefret söylemi olmasına rağmen kamusal alanda her yerde sanki normal bir deyimmiş gibi kullanılmaya başlanan "a...na koyayım" lafı havalarda uçuşuyor. Yedisinden yetmişine kadınından erkeğine insanlar birbirinin gözünün içine bakarak bağıra çağıra her cümle arasına bir deyimmiş gibi "a...mına koyim" diyor.
* Toplu taşıt araçlarında ya da kamuya açık yerlerde başkalarını gizlice telefonlarına kaydedenler bunun ahlaki ve yasalara aykırı bir davranış olup olmadığını bilmiyor.
* Şort giyen ya da yakası, kolu açık kıyafet giyen bir kadına tacizi kendisine hak gören kaba bir erk'ek zihniyeti palazlanıyor.
* İnsanlar sözlü ve fiziki tacizin tolerans gösterilmemesi gereken bir davranış sorunu olduğunu bilmiyor.
* Kente sonradan göç edenlerle yerleşik mahalleler arasındaki çatışmaların büyük çoğunluğu kent yaşamına ve mevcut davranış kurallarına entegrasyonun henüz sağlanamamış olmasından kaynaklanıyor.
Toplumsal davranış kurallarının kültürden kültüre ve hatta kişiden kişiye değişim gösterebileceği gerçeğinden hareketle, yapılması gereken en doğru iş ortak yaşam alanlarıyla ilgili adabı muaşeret sınırlarını yeniden belirlemek ve entegrasyon süreçlerini başlatmaktır. Bunu yapmak, birbiriyle kopuk hale gelen ve birbirinden keskin çizgilerle ayrılan kesimlerin ortak yaşam alanlarındaki sınırlarını idrak etmesini sağlayacaktır. Gettolaşmanın ve siyasi/etnik/inanç temelli düşmanlaştırmanın önüne ancak ortak paydalarla geçilebilir. Kamusal alandaki davranış kuralları ve bu kuralların ihlaliyle ilgili süreçler, kamuoyunun bilgisine sunulmalı ve çerçevesi çizilen uygunsuz davranışların yasalara ve toplumsal uzlaşıya aykırı olduğu bilgisi insanların idrak edebileceği bir aşamaya taşınmalıdır.