Welcome to Ela's Republic Şinpū Tokubetsu Kōgek

via alismetamorphosis.blogspot Tam anlamıyla bir HUKUKSUZLUK devrini yaşadık diyebilirim. Cemaat/hemşerilik çıkar ağlarına çalışan kişi ve adresleri korumak uğruna en temel değerlerimizi ayaklar altına aldılar. Bir anneyi ve evladını Emniyet ve Yargıdaki, ve hatta Eğitim kurumlarındaki uzantılarıyla organize çetelerin saldırılarına açık hale getirdiler.   Hem suçlu hem güçlü olmak kimyalarını bozmuyor. İnsanlıktan çıkmakta ısrar ediyorlar. TMSF Yozgat kontenjanından avukat Nagihan Gür Altaylı'nın 2017'deki yargı yollu teyakkuzunun ardından saldırılar başka yargı mensupları eliyle sürüyor. Yargı birimleri haklı ve mağduru kriminalize etmenin, maddi manevi yılgınlığa uğratmanın aracı yapılıyor. Kurumlardaki çıkar grupları organize çetelerin paralelinde hareket ederek adli süreçlerin doğru işlemesine engel oluyor. SİBER SALDIRILARIN GEÇMİŞİ 2012'de satın aldığım ilk akıllı telefonumun modifiye edildiğini çok sonradan fark ettim. Telefondaki fotoğraf galerisinin dublike edil...

YILLARA UZANAN NİTELİKLİ İFTİRA DÜZENEKLERİNDE ROLÜ OLANLAR, DAHİL OLDUKLARI ÇIKAR GRUPLARI TARAFINDAN KORUNUYORLAR. via alismetamorphosis@blogspot Sosyal ve fiziki çevremdeki seviyesiz cürümler yıllardır profesyonel dikkat çeldirmelerle benim haneme yazılıyor Ben Alevi Kürt toplumunun, ailemin ve kültürümün bana aktardığı doğru değerleri benimsemiş, ülkenin en iyi üniversitesinden biri olan ODTÜ'den mezun olmuş, farklı alanlarda sertifikaları olan, hali hazırda siyaset bilimi ve uluslararası ilişkilerden diploma almaya hak kazanmış, hayat boyu öğrenmeyi kendine ilke edinen toplumsal sorumluluk duygusu yüksek bir yurttaşım.  Aleyhimdeki profesyonel dikkat çeldirmelerin  geçmişi bundan 10-12 sene evveline uzanıyor.  Sosyal ve fiziki çevremdeki seviyesiz cürümler yıllardır sistemli olarak benim haneme yazılıyor. Ürettiğim değerler ise çevremdeki Türk ya da Sünni kimlikli insanlara atfediliyor.  Bu durumun Alevi Kürtlere yönelik örtük ve sistematik bir devlet polit...

via alismetamorphosis.blogspot [Birkaç sene önce yaptığım bir paylaşımdır] SAĞ VE SOL PARAMİLİTARİZMİN KİRLİ AYAK İŞLERİ İÇİN DEVŞİRDİĞİ GENÇLER Bir tarafta on yıldır sosyal medyada önüne geleni kahpe, o..spu diye fişleyen muhafazakar/miliyetçi troller, diğer tarafta sol paramilitarizmin kullandığı kiralık arızalı tipler... Dünyanın en aşağılık mesleği olan trollükten geçiniyorlar. Bunlar bizim insanlarımız. Bizim gençlerimiz. Sistemin bizleri içine düşürdüğü durum bu! Gelenekçi muhafazakarlar, seküler kesimden insanların yaşam tarzlarını sürekli olarak kafalarındaki sığ şablonlar üzerinden kritik etme gafletine düşüyorlar. Hevrin meselesinde *  kendileriyle çelişiyorlar. Siyasi geçmişinden dolayı maddi yardım almasını diline dolayanlar, kadını kadınlığından vuranlar, şimdilerde anlının teriyle geçimini sağlayan Hevrin'e yaptığı işi küçültmeye çalışarak "ağdacı" diye saldırıyorlar. Kendileri de güçlü bir aşiretin ilk torunu olmakla övünüyorlar. Bunlar yıllardır sosyal med...

Edebiyatın yaşanmış gerçekleri gün ışığına çıkarmaktaki mahareti, tarih kitaplarının aktardığı ya da taraflı tutumların ve çıkarların hakim olduğu siyasetin dayattığı yapay gerçeklere galip geliyor.  İyi ki edebiyat var...  "Dünyanın Son Narı"; zamanın geçmiş ve gelecekle birlikte yaşandığı, distopyanın büyüye karıştığı zamansız bir coğrafyada insanların görünmez bağlarla iç içe örülmüş hayatlarını,  ölüm ve yaşam arasındaki çizginin belirsiz hale geldiği  insan hikayelerini,  yaşanmadan biten genç hayatları, şeytanların iplerinin çözüldüğü bir coğrafyanın acı gerçeklerini hem yüzümüze çarparcasına  hem de öylesineymişcesine birbirine bağlanan insan hikayeleriyle anlatıyor... Uzağımızdan değil, sınırımızın hemen öte yanından bir kardeşimizin kaleme aldığı bu roman bana "Kaplumbağalar da Uçar" filminin çağrıştırıyor. Kitabın Türkçe çevirisinde bazı cümlelerde anlam kayıpları olsa da heyecanla okunacak bir kitap. 

 via alismetamorphosis.blogspot Haksızlıkların ana kaynağı nedir diye düşünürüm. Elbette sistemle ilgili temel sebepler vardır. Ancak haksızlığı yapanların elini kolaylaştıran argümanın basit bir nedene dayandığını defalarca tecrübe ettim:  "Kendi ailesi sahip çıkmıyor biz niye sahip çıkalım ". Bu argümanın karşı izdüşümünde "Kol kırılır yen içinde kalır" anlayışı vardır. Her ikisi de yanlıştır. Alevi Kürt toplumunda toplumun kurallarına uymayan, düşkün hayatlar yaşayan, suç işleyen insanlara en büyük ceza toplumdan soyutlamakla verilir. İçselleştirerek günümüze kadar taşıdığımız bu güzel ahlakımızı birileri kendi içimize dönen bir silaha çevirdi. Üstelik bunun nifak tohumları bilfiil devlet kurumlarındaki güç odakları eliyle ekildi. Para-militer yapılardan güç bulan  çocuk istismarcısı siber çetelerin   "devletin imkanlarıyla" nitelikli iftira düzenekleri kurması, sol görüşlü Alevi Kürt bir yurttaş olarak beni çok da şaşırtmaz. Sistemin beslediği kirli g...

- PEKAKA  (Ulusalcı/milliyetçi) - PEKEKE (DEM/radikal sol) - PEKEKA (Hadi Özışık / Ak Partili Kürt)

  ÇayPar seküler kanadı

Ne mutlu Kürdüm diyene..! Bu kalıbı her millet kendisi için uyarlayabilir, benim açımdan sorun yok.  [Not: Apocu değilim, sade bir Kürdüm.]

Gerçeğe rağmen yalanda direterek yalandan kâr sağlayanlar insan zihninin yanılgılarını, olaylar karşısında verilecek olası tepkileri, yani insan psikolojisinin derinliklerini gayet iyi bilen ekiplerle çalışıyorlar. via alismetamorphosis@blogspot Algı manipulasyonları, sistematik dikkat çeldirmeler, psiko-siber saldırı düzenekleri, kurgu masaları, post-truth üretim çiftliğine dönüşen sosyal ağlar... Hemen her kesimi harekete geçirecek sosyo-psikolojik ve psiko-siber yöntemleri bilen ekiplerle çalışıyorlar Farzı misal, emekçilerden yana tavır alan biriyseniz, kırk yılın başında gittiğiniz ya da size benzeyen birinin görüntülendiği lüks bir restoran üzerinden " Şuna bakın bir de fakir fukaranın hakkını savunuyor " diyerek kara propaganda başlatırlar ve anında troll ağlarına servis ederler. İstedikleri algı bir kere oluşmuştur artık. Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelecektir. Kürt'seniz Türklerin ırkçı damarından girerler, Alevi'yseniz kirli zihin haritalarını açık ede...

alismetamorphosis@gmail.com Çalıntı sorularla, emek harcamadan, torpille devlet kadrolarına yerleşenler, özünde kırılgan/aciz kişiliklerdir. Bizler gibi kendi emeğiyle okullar okumuş, sınavlar geçmiş, başarılar elde etmiş kişilere içten içe haset duyarlar. Göbekten bağlı oldukları çıkar ağlarında her tür kepaze işi canı gönülden üstlenirler. Bize de her fırsatta " Siz istediğiniz kadar entele dantele bağlayın, biz sizin çocuklarınızın boynuna ip geçirir gezdiririz " mesajını verirler. Dediklerini de yaparlar. Başarısızlıklarının acısını çocuklarımızdan, gençlerimizden çıkarırlar. Sistemin ayrıcalıklarından beslenen bu kesimler Osmanlı'daki devşirmeciliğin post modern versiyonlarıyla çocuklarımızı ergenlik zafiyetleri üzerinden avuçlarının içine alıyorlar. Tuzağa düşürdükleri çocuklarımızı "ödül/suça ortak etme/tehdit/şantaj" ağıyla bizlerden uzaklaştırarak cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağlarına çalışan paramiliter çetelerin ve lobilerin kurşun askerine çeviri...

Sağ veya sol siyâsi ilişki ağları üzerinden devşirdikleri gençleri aleyhimizdeki kirli tezgahların aparatı yapan güç odaklarıyla bir meselemiz var. via alismetamorphosis.blogspot SAĞ PARAMİLİTARİZMİ SOL PARAMİLİTARİZME BAĞLAYAN İLGİNÇ İLİŞKİ AĞLARI On yıldır sosyal medyada ruhunu şeytana satmış bir zihniyetin kumanda ettiği kurumsal arka planı olan profesyonel dikkat çeldirmeleri, sistematik hale gelen   oyun ve tezgahları açığa çıkarmak için uğraşıyorum. Derinliği ve çapı her geçen gün büyüyen organize çıkar ağlarının saldırıları karşısında bir savaş veriyorum. Kurumlara uzanan nitelikli iftira düzeneklerinde milliyetçi muhafazakar networklerle sınırlı kalmadılar. Kadıköy'ün, Taksim'ın "hızlı solcu" camiasında da  hatırı sayılır bir kara propaganda yürüttüler.  Yıllarca hemen her girdiğim çevrede haddini aşan tuhaf insanların birbirinin neredeyse aynı seviyesiz hal ve tavırlarıyla, önü arkası olmayan yargılarıyla karşılaştım. Aralarında " bu kadın şizofren...

Milyonlarca vatandaşa ait kişisel bilgiyi ve bağlantısal verileri gelir kapısına çeviren taşeron çeteler ulus-aşırı çalışıyorlar. Casus yazılımlarla istedikleri kişi ve gurpların hesaplarını ele geçirerek zan altında bırakmaya programlı saldırılarını sürekli hale getiriyorlar. Eşgal benzerlikleri, deepfake ses ve görüntü hilelerinin yanı sıra nitelikli iftiralarda İSİM+SOYİSİM benzerlikleri nin de kullanıldığını düşündüren olaylar var. Yasalardan ve ortak ahlaki değerlerden azade kirli bir piyasadan inşa etmiş durumdalar. Sosyal ve fiziki  çevremizden elde ettikleri bağlantısal verilerle saldırı şemalarını çıkartıyorlar. Sağlamasını alarak kurdukları tezgahları gelir kapısına çeviriyorlar. Öyle ki anlık/çoklu konum tespitlerini saniyeler içerisinde manipulasyon düzeneğine çeviren yapay zeka programlarıyla hedefe koydukları kişileri her tür saldırıya açık hale getirebiliyorlar. via alismetamorphosis.blogspot Paralel yapılanma birileri için bitmiş olabilir. Bizim için bitmedi. Saldır...

Re'sen soruşturma başlatılması gereken, "insanlığa karşı suç" kategorisinde yargılanmaya muhtaç organize saldırılar on küsur yıldır devam ediyor. Kendi halinde doğru düzgün yaşayan insanları herkesin gözü önünde hedef tahtatası haline getiren, can ve mal güvenliğini yok sayan, devletin en kilit kurumlarındaki işbirlikçilerle nitelikli iftira düzeneklerinde ısrar eden, saldırılarını yasa dışı veri akışı ve yapay zeka destekli programlarla otomasyona bağlayan  organize çeteleri oturup izleyemezsiniz. Siz devletsiniz. via alismetamorphosis.blogspot Sosyal medya tam bir video cennetidir. Ortalığa servis edilen herhangi bir video üzerinden basit bir deepfake ile herkesi madara edebilirsiniz. İstediğiniz kişiyi istediğiniz kılığa sokabilirsiniz. Hesaplarına sızıp her tür içerikle zan altında bırakabilirsiniz. Akran ve siber zorbalıklarıyla, liste görevleri verilen oyun görünümlü internet tuzaklarıyla çocukları organize suçlarda kullanabilirsiniz. Anlık konum tespitleriyle Byloc...

GROK : Abdullah Öcalan’ın 1978’de kurduğu PKK (Kürdistan İşçi Partisi), Kürt kimliğini ve sosyalist ideolojiyi birleştirerek, Türkiye’de Kürt halkının ulusal ve kültürel haklarını savunma hedefiyle ortaya çıktı. Ancak, 47 yıl sonra, özellikle Türkiye sınırları içindeki Kürdistan coğrafyasında, anadilin (Kürtçe’nin) kullanımı ve geliştirilmesi konusunda beklenen ilerlemenin sağlanamaması, hatta asimilasyonun devam etmesi, ciddi bir başarısızlık olarak değerlendirilebilir. (...)  İdeolojik Evrim : Öcalan’ın 1999 sonrası geliştirdiği “ demokratik konfederalizm” vizyonu , Kürt kimliğini evrensel bir demokratik proje içinde yeniden tanımlamaya çalıştı. Bu, Kürt ulusalcılığını ve dil mücadelesini yerel demokrasi ve çokkültürlülük gibi daha geniş kavramlarla sulandırdı. Anadile odaklanan spesifik bir kültürel strateji yerine, daha soyut bir “demokratik ulus” kavramı ön plandaydı. Bu, dilin korunması ve geliştirilmesi için somut adımların eksik kalmasına yol açtı. (...)  Eğiti...