"Genetik Bombalar mı Yiyoruz"

Genetiği değiştirilmiş ürünlerin, zamanla insanlarda ne tür etkiler oluşturacağını gösteren sağlıklı hiçbir test yapılmamıştır. Tükettiğimiz farklı genler taşıyan besinler (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar - GDO'lar)acaba bizim genlerimize ne gibi etkiler yapabilir?

Bir kere değiştirilmiş bir geni, eski haline döndürmek artık imkânsızdır. 

Doğadaki akrabalarından çok daha güçlü hale gelen GDO’lar belirli bir grubu hedef alabilir. Örneğin göz rengi, ten rengi, saç yapısı, ırk, din veya diğer bir özelliğe yönlendirilmiş olabilir. GDO bir kitle imha silahına dönüşebileceği gibi insan, hayvan, bitki ve mikroorganizmaların kitlesel yönetimini sağlayan bir makine halini de alabilir.

Gen teknolojisi veya nanoteknoloji yöntemleriyle elde edilen ilaçlar, genetiği değiştirilmiş vitaminler ve şifalı otlar, gen teknolojisinin veya nanoteknolojinin kullanıldığı tedavi yöntemleri, farkında olmasak da DNA moleküllerimiz içinde kalıcı bir değişimi başlatıyor. Bizi insan türünden çıkartarak tamamen başka tür varlıklara dönüştürmüş oluyor.

Meclis’ten geçen ‘Tohumculuk Yasası’ birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Bu tartışmalar sırasında konunun uzman isimleri kamuoyunun dikkatini GDO’lu ürünlerle ilgili soru işaretlerine çekiyor.

Meclisten çıkan "Tohumculuk Yasası"nın Türkiye’ye girişine ve ekimine izin verdiği ‘Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar’ın (GDO); kısırlığa, alerjik reaksiyonlara ve antibiyotik dayanıklılığa neden olduğu söyleniyor. Ayrıca farklı genlerle birtakım özellikler kazandırılan ürünlerin, bunlarla insan vücudunda başka ne gibi etkilere yol açabileceği de bilinmiyor. Özbekistan’ın sürgündeki muhalif lideri Muhammed Salih’in biyolog eşi Dr. Aidin Salih, GMO’ların hayatımızı ne kadar kuşattığını ve olası etkileriyle ilgili iddialara ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunmuştu. Salih yaptığı açıklamalarda, transfer edilen genlerin daha sonra insan vücudunda yol açabilecekleri zararların yanı sıra örneğin belirli bir ırka has özelliklerle savaşmaya yönelik kullanılabileceğini de ifade ediyordu.

Tarım Bakanlığı ise GDO’ların insan ve hayvan sağlığına zararlı olduğuna dair herhangi bir bulguya henüz rastlanamadığına, ancak bu ürünlerin üretime girmesinden bu yana geçen sürenin, bir sorunun varlığının tespiti için kısa olduğunu savunuyor.

[Bu yazı internet portallarından alıntıdır]




Bu blogdaki popüler yayınlar

Akran ve siber zorbalıklarıyla çocukları kullanarak evlerin içine sızıyorlar

Film yapımcısı gibi çalışan kurgu ekipleri ve troll ağları

Hz Musa'yı Isıran Köpek