Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Klasik milliyetçilikle neo liberal ekonomi birbiriyle asla örtüşemez

Ülkeye bıraktığı vergi, istihdam vs ile göz boyayan bütün uluslararası tekeller sizin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinizden en büyük payı alır, ucuz işçi olarak sizi kullanır, toprağı doğayı zehirler, kendi adamlarını yerleştirdiği ülke yönetiminden de alkışı toplar. Hatta bunun çok daha vahim versiyonları vardır. Kocaeli Gebze gibi sanayi bölgelerinde açılan atık bölgelerinde "Dünyanın İnsan Sağlığı Açısından Zehir Saçan Atıkları" için tesisler açılır ve "Zehirli ve kimyasal atık toplama ve geri dönüşüm hizmetleri - Türkiye" adı altında yandaş şirketler kurulur, denetimi zayıf bir ülke olarak bunlara tabi oluruz. Devlet Erkanı kırmızı kurdeleli açılışlar yapar. FARZI MİSAL; Erzincan'da yılda 6,5 ton altın üretiliyor ERZİNCAN'ın İliç İlçesi'ndeki Avrupa'nın sayılı Türkiye'nin ise ikinci büyük altın madeni olan Çöpler Köyü'ndeki sahadan yılda 6.2 ila 6.5 ton arasında altın üretiliyor.  Bu Allah vergisi zenginlikte Erzincan'da tek bir tane...

Elon Musk: "Our best hope for competing with AI is becoming better cyborgs"

Resim
"We are already a cyborg," Musk said. "People don't realize — we are already a cyborg because we are so well integrated with our phones and our computers. The phone is almost like an extension of yourself. If you forget your phone, it's like a missing limb. But the communication bandwidth to the phone is very low, especially input." Musk doubled down on his previous warnings that AI will overtake human intelligence.

Ne yapardık işgal altında? Ne yapardık?

Resim
İŞGAL ALTINDA Türkiye büyük bir savaşa girip yenilseydi, düşmanlar ülkeyi işgal etseydi nasıl bir yaşamımız olurdu, yabancı bir gücün baskısı altında nasıl bir cehennem yaşardık, neler yaparlardı bize? Gazetecileri gözaltına aldırıp polislere dövdüre dövdüre öldürtürler, sonra da o polisleri yargıya vermekte ayak mı sürterlerdi? Manisa'da on altı yaşındaki çocukları toplayıp işkenceye mi yatırırlardı; küçük kızları çırılçıplak soyup meme uçlanna elektrik mi verirlerdi; çocukların ailelerini korkutur, oğlunu arayan babayı da oğluyla birlikte falakaya mı yatırırlardı? Ülkemizdeki iki bin köyü ateşe mi verirlerdi? Güneydoğu'dan, Orta Anadolu'dan milyonlarca insanı göçe zorlayıp kent varoşlanda aç biilaç, sefil yaşamaya mı mahkûm ederlerdi? Köylerinden sürdükleri insanları çöplüklerde yiyecek arayacak hallere mi koyarlardı? Köylüleri minibüslere doldurup alev alev yakarak mı öldürürlerdi? Suçlu olduklarından kuşkulandıkları insanların evlerini gece yarısı basıp hepsini sorgusuz...

Klişeleri Ameliyat Masasına Yatıralım

Resim
"Yediğin Çanağa" diye başlayan cümleyi sarf edenler iyi duysun: Bu ülkede bakkaldan 50 kuruşa çiklet alan el kadar bebe bile hazineye kdv ödüyor. Devlet dediğin kimdir? Devlet o el kadar bebenin, yoksulluk sınırını geçtim, TUİK verilerine göre bile açlık sınırının çok altında yaşayan milyonlarca insanın yediği kuru ekmeğe kadar topladığı vergilerle ayakta duruyor.  Kimin nereye tükürdüğünü söyleyecek son kesimsiniz! İşiniz gücünüz boş hamaset! Hele de karun gibi hazinesi olanlar sussunlar.  Milyonlarca açın ve yoksulun yaşadığı yurdumda sayıları artan ultra zenginlerden olmak en hafif tabiriyle utanç vericidir.  Lübnan'ı bugün kim parçalıyor. Yıllarca cemaatleşmelerle, mezhep savaşlarıyla devleti aralarında üleşenler, ülkenin gayrı safi milli hasılasından daha fazla borç batağına sürükleyenler değil midir?

"Tekçi zihniyet hiçbir zaman bizim kendi etnik ve dini aidiyetlerimizi kabul etmedi"

via alismetamorphosis.blogspot Dönemsel "normları" belirleyen üst kurumlar ve değişen "insan doğası" Ağustos 12, 2019 “Bireyler hiç şüphesiz ki kötülük yapabilirler... Ancak bireyler her türlü şeyi yapabilirler. İnsan doğası birçok şekilde kendini gerçekleştirebilir, insanlar birçok yeti ve opsiyona sahiptir. Hangilerinin kendilerini açığa vuracağını büyük ölçüde kurumsal yapılar belirler. Patolojik katillerin dizginlerini salıverecek kurumlarımız olsaydı, o zaman ortama onlar hakim olacaktı. Hayatta kalmanın tek yolu doğanızın o unsurlarının kendilerini gerçekleştirmesine izin vermek olurdu... Açgözlülüğü insanoğlunun yegâne özelliği yapacak, diğer insani hisler ve taahhütler pahasına saf açgözlülüğü teşvik edecek kurumlarımız olsaydı, tüm eşlik eden özellikleri ile birlikte açgözlülüğe dayanan bir toplumumuz olurdu. Başka türden insani duygular ve heyecanların – örneğin dayanışma, destek, sempatinin – hakim olacağı şekilde farklı bir t...

Don't Fcuk With Me!.. Don't even dare!..

Resim

Emniyette/İstihbaratta kadrolu "numunelik" Alevilerin "işlevselliği"

Resim
Ulus devletlerin kuruluş aşamasında "hayali kimliklerle" ideal vatanı kurma hedefi vardır. Diğer ulus devletlerde olduğu gibi tekçilik anlayışı üzerine inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kurucu babalarının büyük çabalarıyla, Türk etnik kimliği ile Sünni İslam inancının öne çıkarıldığı ulus kimliğini üretmekte çok mahir bir ülkedir. Biz Alevi Kürtler olarak; kuruluşunda kabul görülen çoğulcu kimliğinden ilk fırsatta sıyrılan derin, ultra idealist, yıkıcı tekçiliğin izlerini ve bu izlerin yansıdığı toplumsal tabandaki saldırgan, tehditkar ve dahi cüretkar pratiklerini iliklerimize kadar acı örnekleriyle bugün hâlâ tecrübe etmekteyiz. Devletin en kilit, en köklü kurumlarında kadroya alınan Alevilerin ve Kürtlerin ancak tekçi/faşizan devlet aklına hizmet edebildikleri sürece varlıklarını sürdürebileceği aşikârdır. Türkiye'de Irak, Lübnan örneklerinde görüldüğü gibi Kota sistemi yoktur. Ancak örtük bir kontenjan sistemi vardır. Bu sistem orta ve uzun vadede Alevileri ve ...

Sezen Aksu - Dengemi Bozmayınız...